- 724 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TEK TESELLİMİZ...
Sancıları ayyuka çıkmış sanrı yüklü teselliler iken boğulmaktan son anda kurtulduğum yine de yerli yersiz bir serzeniş yüklüyorum gündönümüne. Görüp göreceğim tek bir kare bile yeter mutlanmaya ya da hüznü yâd etmeye. Efkârı yitik bir gün olmasını temenni etsem de gönülsüz bir iç çekişle savsaklıyorum randevusunu rahvan günün. Kırılgan bir sabah her duyumsadığım çiy tanesine yüklerken maruzatımı geri durmayı akıl dahi edemezken çöküyorum dizlerimim üzerine. Bir elim yağda diğeri toza bulaşmış. İşte yine başladı saatin tik takları. Yeni duyduğuma kani olduğuma dair geliştirdiğim saçma bir inanç benimkisi.
Günü teslim etmeden biliyorum ki gün yüzü görmeyeceğim.
Sükûneti çok gören bir buhran adeta günü birlik koşturmacalar anlık bir yanılgıdan ibaret iken.
Revnak bir buluta rast geliyorum göğün karasına düşmüşken yolum ve gökyüzünden çekip kopartıyorum ölgün bulutu.
Bir is birikintisi ifşa olan.
Katmanlarına ayrıştırıyorum ruhun derinliklerinde zihnimi kurcalayan ne varsa. Farkındayım aslında boşa kürek çektiğimin. Sakıncalarını görmezden gelsem de bir solukta içiyorum sevgiyi. Ama tek yönlü ama ıslak bir rehavet ama… Tüketemediğim duygulardan mütevellit, soluklanıyorum bu kez. Kaygan bir zemin iken kaypak gölgelerin tecellisi, sükûtu yâd eden kim varsa tek tek tokalaşıyorum. Şaşkın yüzler: Kâh gölgeler oynuyor kâh afakanlar basıyor cümle âleme.
Görünmez bir nimet sevginin tecellisi ve tek tesellimiz bunca kir pasa içindeyken dört bir yanımız.
Anlamsızlığa anlam yüklemek tüm kaygım velhasıl kıpraşan bir yenilgiye rest çekiyorum biriken hezeyanı. Tümlenen yarım kalmışlıklar belli ki geç kalmışlığın en derin sancısı.
Sakıncalarını ihlal etsem de geri duramıyorum an itibariyle kurmakla mükellef kılındığım bir cümlenin, hangi öznesiyse bir yanda dilim sürç-ü lisan ederken. Bu yüzden için için yakarıyorum Yaradan’a: ‘’Yanlış bir şey yapmaktan beni alıkoy’’ diye. Bu güne has değil dilimdeki dua ki inancımı payidar kılan o dokunuş ilk günkü tazeliğiyle hafızamda.
An, hırpani bir telaşla rahvan bir yenilginin muhasebesini yaparken, rahmet dolu bir benliğe sığdıramadığım onca detayı görmezden gelememenin verdiği durağan bir tekerlemeye takılı iken dilim, günü birlik kayıtlarımı da yolcu ediyorum, dünde kalmış bir sezgiye anlam yükleyip…
Bir değil, iki değil yine de tekelinde bilinmezliğin, kayıp bir sarkacın göstermelik dilimlerde vuku bulan bir rehavet kadar asılı kalmak o serkeş tınısına yürek biteviye sökerken aşkın lehçesini.
Ne tekil bir aşk ne de teneffüs ettiğim anlık bir sevda dalgası. Dünden kucakladığım, yarına uzanan ve an’ı kıymete bindiren. Bir gölgede yığılı iken istikrarsız bir öfke hanidir uzağında kalmak adına devinirken, rast geldiğim bir serzenişe muhalif iken yüreğin sevgi niyazı.
Varlıklar belki de varlıksızlığımın kanıtı ya da var etmeye çalıştığım o hezeyan iken çalan benden ve hala tınısını muhafaza ettiğim yalnızlık iken en samimi sırdaşım. Ne bir gıybete mahal veriyor sessizlik ne de muzaffer bir eda ile ortaya çıkıp da sitem ediyor gölgeli sağdıcıma saygıda kusur etmeden, demleniyoruz bir köşede.
Hayalleri ölümsüz kılan bir teselli değil mi sırnaşık bir duygu sağanağında kaybolmuşluğum…
Ölüyü bile dirilten o hegemonya, pür-ü pak bir aşk iken telaffuzu en acımasız münafığı bile ebediyen susturan. Asılsız bir öngörü gibi gözükse de inanıp çoğalttığım bir rahmet yine ve biteviye Yaradan’ın bizleri koşullandırdığı ezelden ebediyete intikal ederken duygular.
Tüm kayıtsızlığımı bertaraf eden, dünümü gömen ve her nasılsa zamanı ve mekânı boyutsuz bir ırgat tecellisi ise yüreğe hapseden. İbrenin gösterdiği noktaya riayet edip soluklanmadan ve nefrete paye vermeden, salkım saçak dağıtılmışlığımın muzaffer edasıyla sahip çıktığım bir hayat her ne kadar çalıntı mutluluklarına paye verenlere nazire edercesine gözyaşlarıma esefle yükleyip hükümranlığında üç beş imgenin, asaleti sollayan bir taarruza yenik düşmenin hezimetini bile görmezden gelip…
Hasreti yâd ettiğim bir günün tekerinde, kayıp giden zincirin kaçıncı halkası olduğunu bile fark etmeden teyakkuzdayım. Bir edim, bir zafiyet, bir hegemonya hatta anlamsızlığı bile gölgeleyen bir sevginin ışığında, ne kadar soyutlansam da kalabalık bir dürtüye yenik düşüp, insanlığımı sorgularken… Kaç kere ya da neyi okuduğum değil ama hangi yürek ile kayıt altına aldığım hangi menkıbe ise, istikrarla ket vurduğum onca olumsuzluk üstelik göze aldığım tüm sakıncalarına geçirdiğim bir kılıf kadar silik bir hatıratın gölgesinde kalmış ne ise…
Sağalttığım bir hüzne nazire eden bir çığlık kadar ayyuka çıkan neşe dolu yansıması gökteki ışığın yetmedi geceyi delip geçen bir gökkuşağı nereden hâsıl olduğunu aklım dahi almaz iken.
Görüntüden ziyade, hazine sandığımda saklı tuttuklarım üstelik görünmeyen bir nimete rahmet yükleyip, tüm tedirginliğimi bertaraf eden.
Issız ve devingen ruhun çatısında ıskaladığım bir notaya atıfta bulunup, adını koymadığım bir şarkıyı söylemeye dahi kıyamazken. Saf ve çocuk yanımla görünmez bir yakaya geçip de arkamda kalanlara elimi sallayıp, kulağımı çınlatan merhamet kadar vazgeçilmezim ve saf tuttuğum eşsiz bir mecra yine ve sadece O’nun eşliğinde, yüzü suyu hürmetine inancın sürüklendiğim rüzgâr çalarken ıslığını ve fısıldarken kulağıma o tek heceyi…
Yüzüm ne soluk ne de rahvan bir gölge kadar kayıtsız ve hayatı payidar kılan, ruhu ölümsüzleştiren tekil bir sağanak görüntü itibariyle ve kaygan kaldırımlarda kerelerce düşmeme rağmen gözümden düşmeye görsün yaşıma sığdırdığım yastan ibaret olsa da karşılık bulamadığım yine de göreceli bir aşkın çalıntı hüznüne şart koştuğum, istikrarsız bir özlem velhasıl, deyip demlenirken içten içe…
YORUMLAR
yazının son kısmı duygulandırdı beni...
baştan sona hayata aşka ve yaşanılan olumsuzluklara sitem den gönül, özellikle son paragrafta meramını ustalıkla dile getirmiş.Ama hüzünlü cümlelerle.
karşılık bulmayan aşkların acısını bilen biri olarak açıkçası etkilendim bu sözlerden.
sevmenin yaşı elbette yoktur hele orta yaşlarda bu durum daha bir anlamlı oluyor, Nihayetinde bir sonrasını yaşamaya belki de zaman yok.
yazılarınızın bazılarını okuma fırsatım olmuyor Gülüm Hanım.Yazılarınız biraz ağır ve dikkatle okunması gerekiyor.Baştan savma okumaları sevmediğim için kimi yazılarınızı okuma imkanım olmuyor. bu nedenle beni bağışlayınız.
selam ve saygılarımla
Gülüm Çamlısoy
Hocam, ne demek, canınız sağ olsun. Rica ederim.
Selam ve saygılarımla hocam...
Eksik olmayın.