- 1047 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Gerçekler…
‘’Kalmamışsa toplumda barış ve sevgi dili,
Ne Din sağlar huzuru, ne yönetim modeli.’’
M.Macit
Vaazını dinlediğim bir Hoca(Camiide) : Kimlikleri bırakıp İslam’da birleşelim, birlik olalım, diri olalım diye kulağa hoş gelen, manası derin güzel sözlerle sohbetini devam ettirdi.
Elimde olmayarak içim burkuldu. İçinde yaşadığımız Vatan; Bir Yeni Zelanda, bir Avustralya veya bir İsveç olsaydı, Hocanın vaazına gönülden katılırdım.
Lakin, Coğrafyamızın bulunduğu zor koşullar içinde, çevremizde yaşananlar ve Batı’nın Ulus Devletleri yıkma projelerini bilen biri olarak, Milli kimliğimize sahip çıkmanın gerekliliğine yürekten inanıyorum.
İslam Dünyasının içine düştüğü mezhepçilik ve düşmanlığın, Ülkemde de yaşanmaması için, Milleti oluşturan en güçlü birlikteliğin üst kimliğimiz olan Türk kimliğine sarılmaktan başka seçeneğimizin olmadığını anlamak hiçte zor olmamalı.
İslam’ da birleşmek, her Müslümanın gönlünde yaşattığı bir davadır. Lakin Hangi İslam? Diye aklımıza bir soru takılmakta. Şu an İslam Aleminde birbirini suçlayan, beğenmeyen, kafirlikle suçlayan, mezhepçilik anlayışı oldukça yaygın. Bu durumda haliyle Hangi İslam sorusu akıllarda bir soru işareti olarak kalmaktadır. Tek harfi bozulmamış bir Kitap ve Din ortada varken bunca farklılığın temel nedenlerini aklı olan her Müslüman sorgulamalıdır.
İslam Dünyasını kasıp kavuran Din savaşlarına düşmemek için, kimlik, mezhep ayırımı gözetmeden Ay Yıldızlı Bayrağın altında, Üst kimliğimiz olan Türk kimliğine sarılarak coşku ile toplanmalıyız. Benim Ülkemde herkes inancını en iyi şekilde yaşamalıdır. Karşılıklı saygı ve sevgi olmalıdır. Kendinden başkasını dışlayan anlayışların Ülkeleri ne hale getirdiğini görüyoruz.
Batının Müslüman coğrafyada uyguladığı ve hayata geçirdiği mezhep savaşlarının acı sonuçları ortada. Böyle bir yıkım projesinin bize de uygulanmayacağı ne malum?
O halde Dinimizi, inançlarımızı en iyi şekilde yaşamak ve yaşatabilmek için mezhep farklılıklarını, alt kimlikleri bir kenara koyarak Milli kimliğimizde birleşmenin, birlik olmanın, barış içinde yaşamanın tam zamanıdır. Aksi halde gelecekte karşımıza çok kötü günlerin gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
Bizler, Ülkemizde yaşayan dini, dili, kimliği ne olursa olsun herkesi kucaklamalı, sevgi dilinin güzelliğini unutmamalıyız.
Barış için,
Buna mecburuz.
Vatansız kalmanın acısını yaşamamak için,
Buna mecburuz.
Çocuklarımızın gelecekte huzur içinde yaşaması için,
Buna mecburuz.
Saygılarımla.
M.Macit
YORUMLAR
DÖRTLÜK – KOZMİK ODALARIN HALİ
Kozmik odaların hali ne oldu
Manisa’lı bir zat kumpası kurdu
Şu an cüpbesini arayıp durdu
Allah’ın kanunu onu da bulur.
---- 30.01.2006 – Tozkoparan/İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul
................................ Saygı ve Selamlar...
mehmetmacit
Ne güzel ifade etmişsin Mehmet Mucit Bey, içinde bulunduğumuz durum tam da bu. Bizler tek bayrak altında toplanmadıkça huzura eremeyiz.
Kurtuluş İslamda diyenlerin hepsi bir biriyle savaş halindeyken bunu görmezden gelemeyiz.
Önce Vatan, vatansız ne din ne iman yaşanmaz, üst kimliğimize, bayrağımıza sahip çıkıp alt kimlikleri de dinimizi de rahat yaşarız.
Görünen köy kılavuz istemez, durum ortada. İslam ülkelerinin neyi paylaşamadıklarinı düşünmeliyiz.
Selamlar
mehmetmacit
O Hocalara; Arvasi Hoca'nın Doğu Anadolu Gerçeği ktabını okutmak lazım..Kaleminize sağlık.
mehmetmacit
Karşılıklı saygı ve sevgi olmalıdır.
ne güzel ne güzel bir temenni.
ömrünüz çok olsun değerli hocam.
saygılarımla her daim...
mehmetmacit
GÜNEŞ gibi aşikar olan iç ve dış mihrakların milli ve manevi bütünlüğümüzü her geçen gün daha belirgin halde bölme parçalama yutma eylemine biraz daha yaklaşıyporuz
millet olarak gerçek ve samimiyetle aklımızı başımıza almaz isek vay bizim halimize .
kıymetli dostum taktirle okudum ve üzülerek hak verdim
kalbi selam ve dua ile