- 359 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇABA
Yok etmeye ne kadar da meyilliyiz? Bu insan için acınası bir durum ve bu gelişmemiş olduğumuzun en büyük göstergesi. Kimi insanlar olduğumuz gibi davranmanın erdeminden bahseder. Ben bu düşünceye inanmıyorum. Ne olduğumuzu bilmek zorundayız elbette ama olduğumuz gibi kalamayız, değişmeli ve dolayısıyla gelişmeliyiz. Kendimizi geliştirmek için uğraşmalıyız. Aksi taktir de bir hayvandan farkımız kalmaz ve yaşadığımız yerlere kaos hakim olur. Çalışmalı ve isteklerimizden tavizler vermeliyiz. Ama içinde bulunduğumuz popüler kültür bunun tam aksini emrediyor. Gelişmişlikle dalga geçiyoruz çoğu zaman. Halbuki bu gelişmemişliğimizin en büyük göstergesi. Yemek yerken çatal bıçak ve peçete kullanmak yada ellerini yemekten önce ve sonra yıkamak gibi basit davranışlarla dalga geçen bir topluluk sizce gelişmiş bir topluluk mudur? Temiz elbiseler giyinmek, ayakkabıların boyalı olması ve kravat kullanmak. Bunlar basit davranışlar ama her nedense kabul görmüyorlar ve bu davranışlara kaba şakalar yapılıyor. Basit olmalarına rağmen gelişmişlik için önemli yapıtaşları. Mustafa Kemal Atatürk şapka ve kıyafet devrimlerini neden yaptı sanıyorsunuz? En rahat halimizle yaşamanın ne zararı vardı ki? Ama doğru olan bu değil. İnsan çaba göstermeli.
Mehmet Akif’in de bu konu ile ilgili çok güzel dizeleri var; ‘’ dallı budaklı yaşayamazsın, yontulmalısın.’’ diyor. Gerçekten de yontulmalı. Aksi takdirde tarihte silikleşip giden siluetlerden, karanlık köşelerden başka hiçbir şey olmayacağız. İnsanın kendine has beğenileri ve keyifleri olmalı. İnce belli bardaktan başkasında çay içmemek gibi örneğin ya da araca binildiğinde emniyet kemeri takmak, şehir içinde hız yapmamak gibi. Bunların hepsi gelişmişlikle yakından ilgilidir. Aslan yattığı yerden belli olur diye boşuna söylenmemiştir elbette ki.
Her insan geçmişini özler ve geçmişin şimdiden daha iyi olduğuna inanır. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi bu bir kaçma yoludur. Hayattaki sorumluluklardan sıyrılma yolu. Geçmiş zaten yaşanmış olduğu için müdahale ve mücadele sorunu yoktur. Ama şimdi yaşanmakta olan zaman riskler içermektedir ve çaba istemektedir. Geçmiş herhangi bir çaba istemez bizden. Bu yüzden geçmiş cazip gelir insana. İkinci sebep ise Hz. Adem’e dayanır. Hz. Adem geçmişi özlemekteydi. Çünkü geçmişte cennette yaşamaktaydı. Cennette dünyaya dair hiçbir sıkıntı yoktu. Atamızın bu endişesini biz de taşımaktayız ve geçmişi özlemekteyiz. Bu mistik gibi görünen bir seçenek elbette. İnanır mısınız bilmem ama ben inanıyorum.
Kısacası ben insanın her zaman iyiye ve güzele ulaşmak için çabalaması gerektiğini düşünüyorum. Aksi düşünce bence hastalıklı bir düşüncedir. Olduğun gibi olmak, olduğun gibi kalmak insan için düşünülemez bir seçenektir. Düz mantıkla bile gitsek bu düşüncenin yanlış olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalırız. Olduğumuz gibi kalacaksak hiç konuşma öğrenmeyelim, yürümeyi ve yemeyi de öyle. Çünkü dünyaya ilk geldiğimizde bunların hiçbirisini yapamıyorduk. Her zaman çalışmalı ve çabalamalıyız. Ancak böyle gelişebiliriz. Ancak böyle içimizdeki yok etme duygusuyla başa çıkabiliriz.
MESUT ÇİFTCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.