Uzun ve sıcak yaz günleri çabuk geçmiş, hasat zamanı olan eylüle gelmiştik.
Bal tadında çeşit çeşit üzümler, karpuzlar kavunlar, tezgahları doldurmuş, mahalleli kadınların salça telaşı içinde günler gelip geçiyordu.
Sen kaç kasa domates aldın ?
Yok ya ! ben bu sene sadece biber salçası yapacağım
Huu komşu sende salça kurutma tepsisi var mı ? Ben tepsilerimi ayşe ‘ye verdim, daha olmamış salçaları..
Ben bu sene kaynatma salça yapacağım, rendeleyip kaynatacağım, sonrada sıcakken kavanoza koyup, kapağını iyice kapatıp ters çevireceğim.
Gibi ..konuşmaların bolca duyduğumuz eylül günlerinde.Havalar gündüzleri çok sıcak olmasına rağmen geceleri serin olmaya başlamıştı.
Bir eylül gecesi elime çayı alıp balkona çıktım. Sokak her zaman olduğu gibi yine kalabalıktı. Bizim sokakta düğünlerde hiç bitmez. Bazen üç ayrı yerde, kına gecesi bile olur.Orglardan çıkan müzik sesleri birbirine karışır. İnsanlar haklı. Bir düğün salonu fiyatını düşününce, sokak en azından bedavaya geliyor.
Elimde çay bardağımla balkondaki sandalyeye oturdum.Bizden elli metre ileride yine bir kalabalık ve org vardı.
Asla vaz geçemem senden asla..
Olamam ben sensiz, yapamam kimsesiz..
Yaz geceleri rüzgarın çok uzaklardan getirdiği müzik, nedenini bilmiyorum ama; garip bir hüzüne döndürür bedenimi, dalar giderim, kaptırırım kendimi..
Yine öyle olmuştu.
Parçayı sonuna kadar dinledim. Düğüne doğru baktım.Öyle çok kalabalık değildi. Mahalle çocuklaryıla birlikte ancak otuz kişi vardı. Yüzlerce kişinin olduğu kına geceleri gibi değildi. Oynayan da yoktu. Sadece müzik çalıyordu.
O düğünün kimin olduğunu merak etsem de, pek üzerinde durmadım.
Ertesi gün o eski, yıkık dökük evde oturan ailenin, Suriyeli bir gelin aldığını duydum.
O kız adına gerçekten sevindim. Sevinmemek mümkün değildi. En azından kötünün iyisiydi.Suriyeli kadınlarla ilgili haberler kimin içini yakmıyor ki,
Hayalleri var mıydı ? Yaşamdan beklentileri neler di ? mutlu olacak mıydı ? Onları bilemem,
Bildiğim tek şey o kadınlar kahrolası iç savaşın kadınlarıydı.
Aradan dört ay geçti…
Dün gece mutfak camından sokağın telaşını izlemeye koyuldum.
Gelen geçen arabalar, motorlar, telaşlı atkısına sımsıkı sarılı insanların hepsi evlerine hızla gidiyorlardı.
O kalabalıkta bir kadın dikkatimi çekti.
Amaçsızda sokakta dolaşıyordu.Tam karşıda park etmiş, kamyonun arkasına uzun bir süre adeta kendini gizledi.
Kimdi bu kadın merakım iyice arttı ? hem de bu soğuk ta sokakta…
Uzun süre onu takip ettim, sonra uzaklaştı ve gözden kayboldu.
Son günlerde yaşadığım, hiçte hoş olmayan olaylar.Uyku düzenimi iyice bozdu.
Gece üçte, mutfak camının önündeki tabureye oturdum.Sokağı seyretmeye başladım.Bayılırım sessiz zamanlarda sokağı seyretmeye…
Aman Yarabbim , Akşamüzeri gördüğüm kadın hala sokakta, amaçsızca bir yukarıya, bir aşağıya gidip geliyordu.
Sonra yıkık dökük evin kapısına gitti. Orada büzülerek oturdu.
Artık O ‘ nun kim olduğunu anlamıştım. O Suriyeli gelindi….