- 896 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Bir Fincan Kahve!
BİR FİNCAN KAHVE!
Toplumla iç içe yaşıyorsak elbette her türlü olaylarla karşılaşacaksınız. Her gün Kazalar, Kadına Şiddet, Doğudaki Şehit haberleri, Terör olayları bir an evvel bitsin duasını ediyoruz. Devletimize Askerimize, Polislerimize güç versin…
Bazen TV. Dizilere bakarken, sevmediğinizi şikâyet hakkınızı kullanıp, Siyasilerimizi ve yetkililerimizi uyararak, RTÜK göreve davet edeceksiniz. Birbirlerimize karşı ön yargılı davranışlar şeklinde olursa elbette anlaşmamız mümkün olamaz. ‘Yapıcı Eleştiri güzeldir. İl Başkanı ve Siyasilerin bu dozu iyi bilmesi gerekmektedir.’Toplumuz da maalesef, okunan günlük gazeteler ve dergi kültürüyle herkes birbirlerini, itham etmekte, kendi safına çekmeye çalışmakta, siyasi görüş ayrılıkları da devreye de girerek bazı kişiler, kalpleri ve gönülleri kırmakla meşgul olmaktadır. Sizlere, okuduğum kitaptan, kısa bölümü yazmakta yarar görüyorum;
“Ne zaman hayatında bazı şeyler taşınamaz hale gelirse, ne zaman 24 Saat kısa gelmeye başlarsa, O zaman boş kavanozu ve 2 fincan kahveyi hatırlayınız!
Bir gün bir Profesör, masasının üzerinde birkaç kutu olduğu halde, dersindedir.
* Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir boş mayonez kavanozunu alır ve içerisini tenis topları ile doldurur. Ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar, Öğrenciler ittifakla kavanozun dolduğunu ifade ederler, Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar,
Onlar da "evet" doldu derler tekrar. Profesör masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar, Öğrenciler de koro halinde "evet" derler. Bu sefer profesör masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler! Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek "evet" diyerek;
"Bu kavanozun sizin HAYATINIZI simgelediğini ifade etmeye çalıştım" der. Şöyle ki; Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir;
—Dininiz, ibadetleriniz, aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir. Şayet diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır. Ve Hayatınızı doldurur.
—O çakıl taşları ise, daha az önemli olan diğer şeylerdir; İşiniz, eviniz, arabanız, vs.
*Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir. "Şayet kavanoza önce kum doldurursanız." diye, anlatmaya devam eder, "çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz. Ayni şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır.
1-Dikkatinizi Mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin. 2-Çocuklarınızla oynayın.3- Sıhhatinize dikkat edin.4-EŞİNİZLE yemeğe çıkın. 5-Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. 6-Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri,
^^PLANLAMAYI VE ÖNCELİKLİ SIRALAMAYI İYİ BİLİN.
Gerisi hep kumdur. Bu ara bir öğrenci parmağını kaldırır ve sorar. Pekiyi, o iki fincan kahve nedir?" Profesör gülerek:"Bu soruyu sorduğuna sevindim. “
Hayatiniz ne kadar dolu olursa olsun, her zaman; dostlarınıza, sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar vakit ayırın!
Dostluklar menfaatlere dönmesin ne olur! Borcunuz olabilir, Akrabalık bağlarınızı maddeyle ölçmeyin… Parasız bir yatırım olmuyor ama. Hayatta her şeyi parayla alamazsınız vesselam…
YORUMLAR
Bir fincan kahve için uğraşım sayfanıza, güzel şeyler öğrendim, teşekkürler kahve için.
PERİ BACASI 50
final son noktayı koymuş
gerçekten hayatta her şey para ile alınmıyor
güzel anlatımdı
paylaşıma teşekkürler
saygılar