- 738 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MASADA Kİ NOT DEFTERİ
Anne masanın üstünde, kızından geriye kalan tek şeyi; yazılarını not ettiği defteri buldu.
“Bir ateş bile yokken bu çayı sıcak yapan şey ne?
Senin ağlamanı , gülmeni
Yürürken sandalyenin bacaklarının birbirine dolaşmasını
Tut ki aylardır kuşatmadasın ne yersin? Ne içersin?
Mumların ışığında bir duvar daha mı direngen oluyor şarapnellere?
Tut ki o direndi devirmedi kendini yere
Ne yer ne içer bu çocuklar?
Anne işte , kaygısının birisini alsan elinden
Geriye eteğinde bir sürüsü var.
Sevgi alameti merdivenler kendini hep yukarıya çıkarır
Hep çıkar
Hiç varamaz
Saçlarının ucunda ağaç çıkar”
Burada yazı bittiği için anne sayfayı çevirdi. Yazıların önüne tire ( - ) işaretli yeni yazıları başladı okumaya :
- “İnsanı sevmek, tanrıya karşı gelmektir”
- “Zaten tanrı sevilmez, ondan korkulur”
- “Ondan korkmak, insan olduğunu inkar etmektir”
- “Tanrının dini, insanların birbirlerini kırmasının tetikleyen sakat bir ruhtur”
- “Ya da tanrı, insanların sakat ruhlarından doğan bir yaratıktır”
“Benim yaşım mezapotamya ya eş. Ben ne tanrılar gördüm, olimpus’un tepesinde ateşi saklıyorlardı. Ve ben ne hırsızlar gördüm ateşi çalan, insanı aydınlatan.”
Sayfanın altına küçük bir dipnot düşmüştü. “ artık sen bensin, ateşi avuçlayıp içenlerin içindesin.”
“Gökyüzü mavi kör olsan görürsün
Gökyüzü mavi
Rengini düşlerden almış, çamurla sıvanmış duvarlara inat.
Belki de bir çocuktan
Çocukluğunu bilirsin
Ellerinin mürekkep okkasına girdiği günü
Ayak basparmağının çorabında kaçtığı günü
Ağaçlar hüzünlenince yapraklarını döküyor
Televizyonlarda ilk renklenen üniversal test görüntüsü
Şimdi düşlerin arasına koyuyorlar
Dört mevsim Vivaldi ve penguen
Bir de erken büyünmüş çocukluk”
Annenin gözünden düşen yaşlar, son satırın yarısını okunmaz hale getirdi. Anne sayfayı çevirdi.
“Bir barikat hikayesine ekleyin beni adımı unutacaklar
Bir kitaba ismimi verip gideceğim bu yerden
Bugün akıllı olmama günüm
Parmağını kaldırmış gayet şık gömleği ve kravatı ipekten
‘akıllı olun’ diyor parmağını sallarken de kendini bir dev gibi
Büyük ve yenilmez görüyor
-oysa benim gözümde bir cüce-
Akıllı olmayacağım parçalayıp kozaları
Özgür olmak varken akıllı olmak nedir?
Diye sormuyor işte insan, sonra arkasından ağlıyor
Gözyaşları akıllı olmaksa eğer ağlama sende o zaman
Bugün akıllı olmama günü
Birde insanların arasında durmalı
Ne gökyüzüne çıkıp ayın üstünde
Ne de ayrılıp bir duvarın gölgesinde
Ortasında durmalı insanların
Bir terketmeyişin direnişin öyküsü
Uzaktan bakanlar görmüyorlar içimde nice şenlikler taşıyor yüreğim
Bugün akıllı olmama günüm”
Yazı burada bitiyor. Anne masanın önünde duran sandelyeye oturdu. Kızının vasiyetini tuttu, ağlamadı. Masanın üstünde ki resmi aldı göğsüne bastı.
Anne bu not defterini bulduktan sonra o artık eski anne değildi. Okudukça kızı oldu. Anladıkça kızı .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.