METRİS / MERHAMETSİZ...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Avuçlarım kanıyor…
Ellerimde bir beyazlık var şimdi. Göz bebeklerim biraz büyümüş.
__ Abla imza. İmzayı unuttun.
__Pardon, nereye…?
İçeriye nasıl çabucak döndüm ki. Oturdum koltuğa. Uzun zamandır bu denli korktuğumu anımsamıyorum. Ne olabilir ki diyor bir yanım, diğer yanımsa sakın açma… Gene karasız, gene karamsarım işte. Senin yüzünden bu çektiğim çile. Tam unuttum dediğimde hem de. Açmamı beklediğini biliyorum. Açıp açmamak arasında gidip geleceğimi bildiğine de eminim bunu yollarken.
“Gözbebeğim,
Burada beklediğim gibi değil insanlar. Bir kaç kişiyle dost olduk. Ağabey çay, ağabey sigara ister misin diye ardımda dolaşıyorlar. Karşılığında ne mi yapıyorum; yalnızca dertlerini dinliyor. Neye yarar ki başka bu koca adam. Bir kaç kitap almıştım yanıma gelirken. Bitti hepsi hatta içlerinden birini üç kez okudum. Beyoğlu’nda bir kitapçıdan almıştım. Öylesine aldığım tek kitap üstelik. İçerisinde bir kadın kahraman var. Elleri tıpkı sana benziyor ve hayalleri. Şimdi sen bana ellerini nereden bilebilirsin diyeceksin ( aslında demezsin ya ) biliyorum hissediyorum işte…
Üstüm başım yerinde. Ütü zamanı da belli, çamaşır vaktimde. Bir de banyo sorunu çözülebilirse kendimi kapattığım o rutubetli odamdan çok daha iyi denilebilir. Kızardın ya bana ; “ çık tanrı aşkına bu kadar çalışma, kaybolacaksın bir gün bu dört duvar arasında diye “ ne kadar güzel çınlıyor o sesin kulaklarımda. Yemekler eh şöyle böyle. Bilirsin aramam ben pek zaten. Bir yayık ayranı bulabiliyorsam âlâdır bana. Tabi ayran yayık değil. Neyse saçmalıyorum farkındayım. Yine söylesene şunu hadi duymak istiyorum ; “ saçmalamanı bile seviyorum “ .
Duyar gibi oldum sevgilim. Sahi sana yeniden sevgilim diye seslenebilir miyim? İçim doluyor sana böyle yazarken. Sevenim…
Titretme ellerini lütfen. Dikkatim dağılıyor. Korkma arkanda değilim. Bildiğim, ezberlediğim bir kadınsın sen halini az çok tahlil edebiliyorum. Hâlâ kızgın mısın bana. Tamam, sormadım say. Kızgınsın biliyorum. Haklıydın kadınım. Sonsuza inanmak isterken haklıydın. Gerçeğin olamadım affet beni.
Herkes teker teker kesti aramaları. Yine bir sen kaldın bir yarım hâlâ… “Beklerim seni” demiştin bana… İnandım aslında. Hakkım yoktu ama sana bunu yapmaya. Sahi sevenim bekliyor musun?
Her neyse uzadı bu işkence. Gelir miyim kalır mıyım burada bilinmez. Sana neden mi yazdım… Kimim var ki senden başka beni bana aratsın.
Öpüyorum telli turnam saman sarısı saçlarından. Dudakların kiraz gözlerin… Gözlerine söyleyebilecek sıfatım yok… Heybem senle dolmuş güzelim… Güneşin kadını… Kadınım… Benimle kal ve hep iyi…”
xxx
Şimdi mi? Bunca zamandan sonra… Sen bir beyaz aklığında mı düşecektin aklıma. Yapamadığımız onca şey kalmışken sorduğun da soru mu? Saçmala seviyorum… Seslen bana parmaklıklar ardından ben seni duyuyorum… Ve bir postacı uğrar ise koğuşa bil ki… Okundu sevgilim… Ben sana mektubu mu ikinci elden yazıyorum…
Beklediğimi biliyorsun seni. Özlemlerim özlemlerin sevgili… Ve ne acıdır sen bilemezsin yokluğunda bile hissetmek seni ne zor bir şey. Yüküm ağır, omuzlarım eğik aşkında… Yine affettim… Yine özledim… Yine kavruldum sana… Yaz bana… Ellerim titrese de, gözlerim büyüse de… Aklım gitse de yerinden, sayfalarına dokunmak ellerinin değdiği yerleri öpebilmek güzel…
Sevgilim… Bekleyeninim…
30 Temmuz 2008 ( kayıp bir şehrin anısına )
NeNa
YORUMLAR
güzel duygu dolu bir mektup sanırım ,kayıp şehirden gelen
çok içten buldum
kutlarım yazan kalemi
Özlemlerim özlemlerin sevgili… Ve ne acıdır sen bilemezsin yokluğunda bile hissetmek seni ne zor bir şey. Yüküm ağır, omuzlarım eğik aşkında… Yine affettim… Yine özledim… Yine kavruldum sana…
*****************************
Satırlar hissedilerek yazılmış ve sadece yukarıya eklediğim değil tüm satırları beni derinden etkiledi ama bu son satır...
günün yazısı;anlamı,mühtevası ve edebi değer açısında baktığımızda güne nakşeden güne çok güzel düşen,anlamını bulan,güne yakışan bir yazı.çok daha anlamlı buluyorum ve de önemsıyorum:çünkü çok yeni ve yeni olmasına rahmen çok yaratıcı,çok üretken pırıl-pırıl bir yüreğin bir yazarın yazısı olması daha da anlamlı ve güzel.arıtı kıskanılacak bir başarıya sahap yazar.tabaiki beklentilerimizde var, aşktan öte sosyalitenın farklı olgularına eğilmesi ve bizlere farklı harıkalar sunmasıdır.
o harika kalem NENA bizleri daha çok mutlu kılacak ve sevindirecektır.
tebrikler
saygılar güze kalem
"açıkçası her zaman bildiğim sevdiğim nena tarzından uzak bir çalışma olmuş..
ne öyle ulaşılması zor bir özlem var anlatılan..ne yaşanası muhtemel yaşam kareleri...
mesaj olarak verilen yada düşünceye sevk eden bir noktaya odaklandıran ince nüktelere de rastlayamadım bu kez...
olaylar ,karakterler ve konuşulanlar son derece sıradan..sadece bunu anlatanın nena olması yazıya güzellik katmış."
****************************
Aspendos can Dost...Bazen hayatın gerçeklerini imgeye boğamıyorsun.Ulaşılması zor bir özlem nasıl olmaz.Demirlerin ardına saklanmış gitmek zorunda kalmış bir aşk var...ve bir daha olamayacağını bilmek korkusu...desem ki şimdi bu bir gerçek...Korkuyorum itiraf etmeye bile...sadece söyleyebileceğim ;
"İnanmadığı her şey dudaklarımda mucize idi dedim anlamadı"...
Teşekkür ederim hepinize teker teker ne diyeyim cansınız.Yüreğiniz var ve bende yürekleriniz sevgimdesiniz her zaman.Son bir şey yakıştırdım bu yazımın altına izninizle...
"Sevgilim;
Yeşil eriğim benim
Ben içine haps olmuş çekirdeiğinim senin
Hapiste günler ağır geçer diyorlar.
Olsun be
Ben vazgeçtim hürriyetimden
Yeterki yetim bir çocuk gibi bırakma beni
Zira sensiz bu can bi yüktür yüreğime
Kaldır öpülesi anlını ve bak bana
Gördün mü gülüm
Bir tek gözlerim değişmedi yine
Bir tek gözlerim !!!
Açılır açılır gözleri gülüm
İçinde yeşil çam ağaçları
Uyanışların en tazeleri
Odamızdan geçer gülüm seninle
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak memleket gözlüm
Geceler hep peşimden koşar
Göğsüme takıp yönümü buldum
Kalp verdin onur verdin
Yetmezmi deli fişeğim
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak memleket gözlüm
Benim en büyük kudretim
Senin sahiden şehrimde olduğunu bilmek
Hatta şuan ıslak şehrimde geceliğin ile balkondasın
Bende dokunmaya çalışıorum ince parmaklı ellerinle
Kaldır öpülesi anlını ve bak bana
Yoroz değil kararan
Yüzümde ışından ayrılmanın kederi
Biraz da işte geldik gidioruzun hüznü war
Ama gördünmü gülüm
Birtek gözlerin değişmedi yine
Bir tek gözlerin"
Hatırladınız mı bu güzel şarkıyı...Ardına bence çok yakıştı...
sevgimle hep NeNa
Beklediğimi biliyorsun seni. Özlemlerim özlemlerin sevgili… Ve ne acıdır sen bilemezsin yokluğunda bile hissetmek seni ne zor bir şey. Yüküm ağır, omuzlarım eğik aşkında… Yine affettim… Yine özledim… Yine kavruldum sana… Yaz bana… Ellerim titrese de, gözlerim büyüse de… Aklım gitse de yerinden, sayfalarına dokunmak ellerinin değdiği yerleri öpebilmek güzel…
Sevgilim… Bekleyeninim…
hüzün beklenti,
ve yüzleşme duygularla
nena kutlarım yüreğini ve kalemini
bir üst satıra isyanımdır.yazılan yalnızca bir edebiyat eseri değildir.belkide birine seslenme ihtiyacıdır.bu yazıyı ödül almak için yazmadığınıza eminim.burda yarım kalan bir kitabı bitirmek.yeterince sevilmişki affetmek var.kim anlar bunu peki tabiki yaşayan.neden bazı şeyleri duyguların üzerine çıkarmak gibi bir estetik kaygımız var.affetmek kendini var etmek demek ellerine yüreğine sağlık.
açıkçası her zaman bildiğim sevdiğim nena tarzından uzak bir çalışma olmuş..
ne öyle ulaşılması zor bir özlem var anlatılan..ne yaşanası muhtemel yaşam kareleri...
mesaj olarak verilen yada düşünceye sevk eden bir noktaya odaklandıran ince nüktelere de rastlayamadım bu kez...
olaylar ,karakterler ve konuşulanlar son derece sıradan..sadece bunu anlatanın nena olması yazıya güzellik katmış.
gerisini ik satırdan sonra okumadan da çözmek mümkün..
final biraz duygu sağanağı yaşatmış ama yinede tüm yazıyı kurtaramamış...
bütün yazılarında şiirlerinde yorumlarım var..ilk kez biraz olumsuz yazdım sanırım..umarım hoş görürsün..
tebrik ediyorum günün yaısını ve seni...sevgilerimle......aspendos
Neyse saçmalıyorum farkındayım. Yine söylesene şunu hadi duymak istiyorum ; “ saçmalamanı bile seviyorum “ .
Duyar gibi oldum sevgilim. Sahi sana yeniden sevgilim diye seslenebilir miyim? İçim doluyor sana böyle yazarken. Sevenim…
Titretme ellerini lütfen. Dikkatim dağılıyor. Korkma arkanda değilim. Bildiğim, ezberlediğim bir kadınsın sen halini az çok tahlil edebiliyorum. Hâlâ kızgın mısın bana. Tamam, sormadım say. Kızgınsın biliyorum. Haklıydın kadınım. Sonsuza inanmak isterken haklıydın. Gerçeğin olamadım affet beni.
Beklediğimi biliyorsun seni. Özlemlerim özlemlerin sevgili… Ve ne acıdır sen bilemezsin yokluğunda bile hissetmek seni ne zor bir şey."
İçerik hüzünlü,acıtıyor fena halde...Anlatım doğal ve akıcı,okutuyor bir daha okutuyor.Bittiğinde bakıyorsun özlemişsin ...Etkili...
Yüreğinize sağlık.Sevgiler.
12 Eylül'ün işkence laboratuarı,tektipleştirmeye karşı ağır bedelller ödenen Metris'ten sevdalı mektuplaşmalar ne güzel.Analar,babalar,kız-erkek kardeşler ve eşlerin yüreğinde onulmaz bir iz olmuş Metris.Gerçekse de sanalsa da "geçmiş olsun" içeridekine...
"Nasıl başlarsa fırtına
Öyle diner birdenbire
Bir ışık parlar yeniden
Karanlıklar arasından
Umudu kesme yurdundan"
Tebrikler Nena.
ivo tarafından 7/31/2008 6:58:42 AM zamanında düzenlenmiştir.