Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
Leyla Gülsüren
Leyla Gülsüren
@leylagulsuren

Evrim Yok Devrim Var

17 Ocak 2016 Pazar
Yorum

Evrim Yok Devrim Var

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

401

Okunma

Evrim Yok Devrim Var

Merhaba. Evrim teorisini duymuşsunuzdur. bir gazete haberi gördüm bu konuyu çağrıştırdı.
Almanya’da bir ormanda 49 milyon yıl önce yaşamış yarasalara ait fosil bulmuşlar, fosilin resmi vardı gazetede, günümüzde yaşayan yarasalardan görüntü ve büyüklük açısından bir fark yoktu. Fosili görenler onun yarasa fosili olduğunu hemen anlamışlar, 49 milyon yıl önce yaşayan yarasalara ait olduğunu ise inceleme sonucu anlamışlar tabi.

Yani iki tür arasında sıkışıp kalan yarasalar 49 milyon yıldır hala kuş olamamışlar.

Yani yarasaların uçabilecekleri tek vakit gece olmaya devam ediyor ve edecek.

(Yarasa Kuşmudur) isimli deneme yazımda
Yarasalardan ilham alarak yazdığım bir kıssa vardı, gazetede evrim teorisini bir kez daha çürüten yarasa fosillerini görünce, o kıssa geldi aklıma, özetle şöyleydi:

Yarasa ve serçeler aynı evin saçak altında beraber yaşıyorlarmış.
Ancak yarasa gece uçup gündüz uyuduğundan, serçe ile doğru dürüst tanışamamışlar.
Arada bir şafak vakti kısa karşılaşmalar oluyormuş
Yarasa doğan günün korkusundan, serçe mutluluğundan acele edince, bu kısa karşılaşmalarda geziden yeni dönmüş olan yarasa hemen söz alır, gece karanlığında gördüğü dünyayı bilmiş bir eda ile anlatmaya koyulurmuş.
Serçe de onun karanlığa mahkum olduğunun farkında ve kendi görebildiği renklerin şükrün de olarak, cevabı uzatmadan uçuşa geçermiş. Bu iki tür, aynı evde yaşasa da, biri için günün başlangıcı, diğeri için günün sonu oluyor ve olacak.

Tabi bu misaller yalnız hayvanlar alemi için geçerli bir durum değil.

İnsanlar aleminde de durum bu.

Yarasa beyinliler de, bizimle aynı ülkede yaşayacak ama bizim sabah olunca onların çevirdiği dolapları gördüğümüzü, onların karanlıkta gördüğü dünyayı, bizim aydınlıkta gördüğümüzü bilmeyecekler.

Bu nedenle, karanlık görüşlerini aydın ve ya akademisyen adı altında anlatmaya koyulacaklar.

Bizim sevincimize üzülecek, bizim üzüntümüze sevinecekler.
Biz din kardeşlerimiz olan Kürt kardeşlerimize, eşit haklar verilmesine sevinirken, yarasa beyinliler

“bu şehitlerin kanı yerde mi kalacak” Ey Şivan perver halkının intikamını almadan ne yüzle Türkiye’ye geldin” diyecekler.

Karanlıkta yaşamaktan başka şansları olmadığı için Gezi, Kobani olaylarıyla ülkeyi yeniden karartmaya çalışacaklar.

Biz gün ışığında görünce tehlikenin Müslüman Kürt kardeşlerimizden değil, yarasa beyinlilerin gece çevirdiği işlerden geldiğini bileceğiz onlar bilmeyecekler.

Biz barış zamanı Kobani’yi bahane edip, Yasin Börü’yü ve diğer Müslüman kardeşlerimizi, Hazreti Hüseyin gibi işkence ile öldürtenlerin, Müslüman düşmanı münafıklar olduğunu bileceğiz, onlar bizim onları gördüğümüzü, bildiğimizi anlamayacaklar.

Barış süreci devam ederken yollara bomba yerleştirenlerin, Parti perdesi altına gizlenmiş, Münafıklar olduğunu bileceğiz, onlar bunu bildiğimizi anlamayacaklar.

Biz vatanı bölmek isteyenlerin, Kürtler değil, karanlıkta iş çeviren bulduğu her Gargat Ağacının arkasına gizlenen, aydın görünümlü yarasa beyinliler olduğunu bileceğiz, biz dış ülkeleri Türkiye’ye müdahaleye çağıranların, terörün her çeşidini kendilerinin üretip tetikçi olarak kullandıklarını bileceğiz.

Biz içki içen ve dindar olmayan bir Müslüman’ın bile: Yahudiler için mübarek olan Cumartesi, Hrıstiyanlar için mübarek gün olan Pazar günlerinin resmi tatil edildiği ülkemizde:

Cuma namazı için öğle tatilinin biraz uzatılmasına, başörtüsü yasağının kalkmasına, okullarda Kuran Öğretilmesine itiraz etmeyeceğini bileceğiz ama münafıklar bilmeyecek.

Onlar iman etmedikleri halde iman ettik diyerek kendilerini aldatacaklar.
Aydın kisvesi altında Dinimizin bütün emirleriyle dalga geçecekler. Biz bunu yapanların gerçekte iman etmeyen Münafıklar olduğunu bileceğiz, onlar bizim onları bildiğimizi bilmeyecek.

Tabi Müminin ışığı Nuru olan Kuranı Kerimi ve onu en güzel yaşayan Peygamberimizin (sav) sünneti sayesinde. Biz bileceğiz, onlar bilmeyecek.

Bismillahirrahmanirrahim: İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde "Allah’a ve ahiret gününe inandık" derler.

Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir. BAKARA:8.9

Onlar hala bize karanlık dünyalarını anlatıp kabullendirmeye çalışacaklar.

Bu arada yarasa fosillerinden hatırıma gelen tek kıssa benim yazımda ki kıssa olmadı.
Kuranı Kerimdeki kıssalar özellikle Hz. Musa (as) ve İsrailoğullarından bahseden kıssaları ve ayetleri düşündüm.

Kuranı Kerimde neden Yahudilerden çok bahsedilmiş anladım.

Onlarda Kıyamete dek büyük istek ve merakla Kuranı Kerim okuyacaklar.

Fakat pek azı hariç çoğu iman edemeyecek.

Çünkü onlara gündüz gözüyle görme yasaklanmış. Çünkü evrim teorisi baçtan çökmüş.

Bu nedenle Kurandaki hidayet mesajlarını görmeyip, Müminlere yasaklanan şeyleri görüp, onları Müslüman evlatlarının önüne yığmakla, kötülükleri allayıp, pullayıp, Müminlerin birliğini bozmak ve fitne ateşi yakmak la uğraşacaklar. Yani ekini nesli tahribe çalışacaklar.

Kıyamete dek, hem onların azda olsa iman edecek olanlarına ikaz, hem onları gizliliğinden dolayı tanıyamayan Müslümanlara ikaz.

Bizde Kuranı Kerimden uzaklaşmamış olsaydık, günümüzdeki Yahudi münafıkları ve onların atalarını, önceden kıyas eder değişmeyen davranışlarından onları tanır, onların fitne ateşiyle yanmazdık.

Meğer Rab’bimiz! Kuran Okumamıza verdiği sevabı, yalnız cehennem ateşinden korunmamız için değil, dünyadaki ateşlerden de korunmamız için vermiş.

Hamd olsun Rab’bimize, yeniden Kuranın Nuru ile görmemize izin veriyor.
Bu da Yarasa beyinlilerin özgürce gezdiği gecenin bitmeye başladığını gösteriyor.

Rab’bim bizi bu nurla görmeye ölünceye dek muvaffak etsin. Biz Kafirin evrim teorisine hiç bir zaman inanmadık.

Biz, Müminlerin Allah’ın izniyle devrim yapacağına inanıyoruz. Başkanlık sistemi de bu devrimlerin bir örneği olacak İnşAllah.

Ey Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! Amin.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Evrim yok devrim var Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Evrim yok devrim var yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Evrim Yok Devrim Var yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.