- 508 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KİRACI
Eski bir Rum evi, 2 katlı 4 oda bir mutfak. Yılardır kiradaydı. Kedi dostu bekar bir kiracım vardı. İyi kiracıydı. Tokiden ev alıp çıkınca, eski atıl eşyalarla bir hobi evi evine çevirdim eski evimi. Eski bilgisayarı koydum, evdeki tüo fazlalıkları attım buraya. canım sıkılınca takılıyorum buraya, yazılarımı, şiirlerimi yazıyorum, ara sıra gitarımı getirip çalıyorum, bağır bağırabildiğin kadar.
Penceresinden liman, mendirek gözüküyor. Şiddetli poyrazın vurduğu dalgaların sesini kapının önünden duyabiliyor, mendireğin üzerinden yükselen köpük köpük dalgaları görebiliyorum.
Camı kırıp bir iki kere hırsız girdi. Sonra demir korkuluk yaptırdım kapı ve pencerelere.
Ayvalık’ta olmam nedeniyle ü senedir pek gelemiyorum. Bu sene kiraya vereyimde kiracı hiç olmazsa eve sahip çıksın dedim.
Kiralık yazdım. üç kişi talip oldu. Anahtar yan komşumda da vardı. Adaylardan köyden çocuk okutmak isteyen bir anne kıza vereyim dedim. Yan komşuma gözün tuttuysa verelim dedim. sana komşu olacak.
’’tamam’’ dedi.. anne kız vermeye karar verdik. Telefonla görüşüp,
’’Eve girip bakın eski ev. elektriği suyu var. oturabilecekseniz girin. yazı var kışı var ona göre karar verin’’ dedim.
Ufak bir kaparo verin dedim komşuya..100 TL var dedi. al dedim senin olsun.
Evi verdik. Kiracı, ay Temmuz. Elektriklerde sorun var. sigorta atıyor’ dedi.
’’ Oturacaksanız yaptırın kiradan düşeriz’’ dedim. Ağustos, Eylül ses yok.
Kasım ayında bir arayayım dedim..
Ev akıyor, çatı dedi.
İsterseniz çıkın dedim. Ya da yaptırın oturun, kiradan düşün.
Kirayı falan bıraktım. yeter ki evde insan olsun tinerci falan girmesin.
İstanbul’a geçtim..
Komşu aradı. ’’Senin kiracılar çıkmış. ama eşyaları da götürmüş.
’’Anahtar? ’’..
’’Bırakmadılar’’
’’Tamam dedim haftaya geleceğim’’
Bir hafta sonra dönünce hemen eve gittim. Yedek anahtar var.
Ev evlere şenlik, pencereler açık, arka balkon açık, her taraf dağınık. evdeki perdeler dahil, televizyon, iki çekyat , masa, eski fırın, tüpü ısıtıcı soba. Antika 4 lü koltuk takımı, sandalye ve mutfak eşyaları hepsi gitmiş.
Elektrik saati sökülmüş.(200.00) tl borcu çıktı.
Her taraf pislik içinde, ön cam kırık. olamaz dedim içimden bu kadarda olmaz.
Kiraya verdiğim kadının sadece ismini biliyorum. adı F..13 yaşında kızı var. Emekli maaşı var. Soy ismini dahi bilmiyorum.
Telefon ettim.. ameliyat olmuş. telefona çıkmıyor. bir ara telefonu dayıları açtı.
Aile zorda, problemli çocukları var. o yapmıştır falan. ben ilgilenirim..
Ondan sonra o da telefona çıkmamaya başladı.
Evi temizlerken yerde bir yazılı kağıt, üzerinde kızın adı ve soyadı.
Girdim Facebook’a hepsi orada. Boy boy resimler..
Yapılan çok zoruma gitmişti. O öğrenci kıza burs falan düşünüyorduk. Ama bazen yardım edilemiyor, uzanan elleri yakıyorlar. Şehrin yağmurla yıkanan caddelerinde dolaştım gayesiz. Ne yapayım diye. Polise gitmek istemiyordum. ama tepkisiz kalmakta istemiyordum. Tamam çaresizlik yokluk ama bu düpe düz arsız seviyesiz. hırsızlık. Emanete hıyanet.
Karışık duygular içinde girdim karakola. Bandırmanın değerli bir tarihi taş binası. En sonunda karakol oldu. Yakıştıramadım bu tarihi değere giydirilen ünvana.
Hırsızlık. şikayetim var.
’’ Bekle dedi polis. sıran gelince girersin.
Karakol soğuk bir yer. İnsanlar soğuk, konuşmalar sert ve seviyesiz.
Sanki suçlu benim. Nezarethanede bekliyorum. Tek oturulacak yer orası. vazgeçsem mi acaba..
Sağ tarafımdaki kapıdan bir polis çıktı. Komiser sanırım. Koltukta oturduğuna göre.
Buyur amca..
Elimde tek belge Kiracının oğlunun adı soyadı. Bir de telefona yüklediğim resmi.
’’Kiracım evi soyup, eşyaları bir arabaya yükleyip kaçmış. İsmi bu..’’
’’Kontratın var mı?’’
’’Yok’’
’’Kontratsız nasıl kiraya veriyorsun ya ’’
Sustum ne dese haklı. İçeri girip Bilgisayara yöneldi.
Adı ne?
Adını söyledim. Başladı bilgisayarı karıştırmaya..
’’ Anne adı F.. mı?
’’Evet’’
’’Kardeşi’’
’’Evet’’
Pırt diye düştü ekrana, Hırsızlıktan sabıkalı. denetim altındaymış..
Bulamadın mı başka adam ya...
Ben annesine ev verdim. Ne bileyim oğlu hırsız..
Bekle..
Sıram gelince şikayet başvurumu yaptım. İfademi aldılar.
Yarım saat sonra evi soyan genç ablası ile pat karakolda.
’’Öpeyim amca, sarıldı elime’’
’’Aman amca bizim oğlan yanlış yapmış. Bilememiş. Şikayetci olursan yanacak hapis yatacak.
E ..,
’’Televizyonu, koltukları, divanları arabaya yükle, 6 aydır elektrik ödeme. kapı penceyeri açık bırak, anahtarı verme, kirayı ödeme ve boşalt soy ve kaç. evi pislik içinde bırak..’’
Yanlış anlama bunlar mı..
Birde elini uzatıp el öpmeye kalkışamaz mı, amca demez mi.
İfade sırasının beklerken, ablasın ile gittik oturduk bir çay bahçesine, Bir de Dayı diye biri geldi. Ailenin koruyucusuymuş dayısıymış. Ne işse..
Neskafeler çaylar içildi. Abla dışarda çalışıyormuş, anne hasta, emekli maşı var. Kız ilkokulda okuyor..
Tam bir dram Oğlan 23 yaşında tavuk çiftliğinde çalışıyor. Proplem sanırım balici.
Yine gevşedim. Şikayetçi olmakla zaten vicdan azabı çekiyorum.
Çay bahçesinde hesabı da ben yüklendim.
’’Bak kızım. hiçbir şey istemiyorum kira, divan falan ’’
Sadece o dört antika koltuğu geri getirin.
Tamam amca dedi. Lütfen şikayetçi olma.
Ben ifade verirken anneyi ve kızı olayın içine sokmadım. sadece oğlundan şikayetçi oldum.
’’Tamam dedim antika koltukları eve getirin şikayetimi geri alırım’’
İfade işlemlerim bittikten sonra, tepe gazinosunun üst yanındaki eski dubleks evime çıktım. O ara bizim evi alıp inşaat yapmak inşaatçı arkadaş ile karşılaştım.
’’abi gel bir çay içelim’’ dedi.
Tam karşımızdaki eski evleri yıkıp 5 katlı bir apartman yapmıştı karşımıza. Deniz ve kapı dağ manzaralı, en üst katta da kendisi oturuyor. Kapımın karşısındaki yeni açılan Lemon cafeye oturduk.
Bizim inşaatçı arkadaş paylaşım savaşı içindeydi. Bizim parselleri alıp daire yapmak istiyorlardı. Onlarla Anlaşamıyorlar, olan bize oluyordu. İki senedir sabırla bekliyorduk.
Çay içerken telefon çaldı. Bizim hırsızın ablasıydı.
’’Görüşebilir miyiz. dedi.
’’Tamam’’ dedi yerimi tarif ettim.
On beş dakika sonra masamızdaydı. ’’Tamam dedi koltukları buldum, getiriyorum. arabaya yükleniyor..
Nereye indirsinler..’’
Aldıkları yere dedim. Öbürlerini sormadı bile. Divan televizyon...masa sandalye. Sattı herhalde..
Aman bende eskiliklerden kurtulmuş oldum..
Bekar, ince çıtı pıtı bir kız. tek başına İzmir’in bir ilçesinde çalışıyor. Baba yok. Zeka özürü. kardeşini kurtarmaya çalışıyor.
Masada oturan inşaatçı arkadaşım elektrik saati muhabbeti geçince. ’’Hiç olmazsa senet al diye fısıldadı’’
Elektrik borcunu ödeyin dedim..200.tl..
’’Amca o kadar param yok senet vereyim’’ dedi. İnandım. okey dedim..
’’Ben koltukları alayım dedi. acele çıktı.
Yarım saat sonra bir nakliye arabasının arkasında koltuklar geldi. Evin salonuna yerleştirdik, seneti verdi.
Şikayetini geri almak için karakola gittik.
Karakolda komiser
’’ Bu ne ya çocuk oyuncağı mı bu.. şikayet et bir saat sonra vaz geç.. çocuk oyuncağı mı bu..
biz dosyayı savcılığa sevk ettik. İstersen şikayetini oradan alırsın. kamu davası bu’’
İşim bitti, gerilimli saatler sona erdi. Ben karakoldan ayrıldım..
Üzülmekle, üzülmemek arasında bir ikilem içindeydim. hanımda kızmıştı bana. uğraşma garibanlarla diye..
Aradan bir ay geçti ne arayan var ne soran..
Boşuna dememişler iyilikten maraz doğar diye..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.