- 1104 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Özlemediniz mi Sarılmayı!
Korkularımız yüzünden kokumuzu kaybetmişiz, düş ülkesi kalkmış içimizden her yeri tarumar etmişiz. Gülümseyişlerimize bir kepenk kapatıp, taşındık ibaresi de eklemişiz. Taşındığımız sanal dünya da sanal kokuların peşinde gibiyiz. İnsanlık bir saltanat, gönülde sultanı iken, selam tacımızı başımızdan atmışız. Kim derdi ki çocuk olmadan yetişkin olacağımızı, anne babanın ne demek olduğunu bilmeden anne baba olacağımızı. Ama oldu kimilerimiz, hala içinde kendi çocukluğundan kalma eksiklerle. Özentilerimiz peşimizden gelmiş, teknoloji sayesinden önümüze bile geçmiş. Kendi iç dünyamızın sevdiği durum ve kişilerde çevremizdekilerin dünyalarına göre nefes alıp vermişiz.
Bu gün doğduğunuzdan emin misiniz, sakın hala dünkü doğuşunuzun esrik nöbetlerinde yürümeyesiniz. Düşüncelerimizin soyutlaştığı bir çağdayız, histerik nöbetlerimiz ağırlaşıyor. Her geçen gün psikolojik sorunlarımız ve biyolojik rahatsızlıklarımız çoğalıyor. İnsan kokumuzu kaybettiğimizden benliğimizde yeşertmeye çalıştığımız sevgilerimiz de kısa vadeli oluyor. Ne diyelim hayat bankası bu kadar vade veriyor. Anca faiz oranları çok yükse, yaşantımızın genelinde etkili oluyor. Sonra sahne çıkıyor karşımıza rollerimiz elbiselerimiz. Kimimiiz de eğrelti kimimiz de çuk oturmuş. Küllüğümüz de taşmış bu arada, baş ağrılarımız çoğalmış. Kimliğimizdeki isim yabancı, bu isimle ömür mü geçermiş.
Özlemediniz mi sarılmayı, sarıldığınızda sorgusuz sıcaklık bırakmayı. Merhabanın altına başka gizler aramamayı. Ben çok özledim, dostluğa inanmayı sevgi diye sevdiklerime sımsıkı sarılmayı. Gözlerimi kapattığımda yarın neler olacak diye değil beni hangi güzellik karşılayacak diye telaşlanmayı. Kırık kalplerin kaldırım taşı olmadığı mekanlarda nefes almayı.
Kollarımızı açsak ve koşsak kim sarılır duru bir gönülle insan kalan yanımıza. Bu kaçıncı uykusuz sabahların sancısı, kaçıncı gülümseyişten uzak gözlerin uyanışları. Bir ilik yapalım mı kendimize hiç değilse kendimize gülümseyelim aynaya geçtiğimizde…sevgiler de buluşmak dileğiyle korkularımızdan arınıp gerçek kokumuzu bulmak ümidiyle Aşk’la Işık’la yola devam…
Sokak Kaçkını İlknur Köknar
YORUMLAR
Geçmişten bir türlü kopamıyoruz. Hayat denilen uzun upuzun çileli yolda bir hesap yapsak çocukluk yıllarımız kısacık zaman dilimi içince kalır kalmasında da uzun upuzun romanlar yazılır o hayat dilimimize. Büyüdükçe dünya ufaldı gözümüzde. Küçükken her şey kocaman kocaman gelirdi gözümüze. Yıllar önce yaşamış olduğum eski sokağımıza gittim de, ne kadar da ufak göründü her şey. Oysa koşardık, oynardık o sokakta. Bir selam veren bile çıkmadı. Her bir şey değişmişti ve hiç kimseyi tanıyamadım. Başka başka insanlar gördüm, suratları da çok asıktı.
Hey gidi günler... Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Olmuyor da. Sevgiler zahiri, yalan, tuzak. Sanal alem, sahte gülücükler gibi riyakar. Dost bildiklerimizden almışız en büyük ağır yaraları. Hala yaşama tutunmaya çalışıyorsak, kendimize arkadaşız, dostuz ve teselliyi de kendi kendimize veriyoruz, iyi de oluyor.
Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, anılarımızdan başka.