- 778 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
K I L I B I K
Bu gün,günlerden pazar. Geç saatlere kadar uyumayı düşünüyorum. Herhalde.. Belki. Evdeki iç tüzük ve kurallar izin verirse tabii.
Evimiz, eşim sayesinde askeri kışlaya dönüşmüş . Her şey komutla yapılır .Dikta rejimi hakim gibi.
Eşim hiper aktif ve çok titiz bir kadındır. Öğretmen olması nedeniyle ,günün çoğunu okulda geçirir.okul dönüşü
evde de kendini okulda sanıp, okuldaki davranışlarını sürdürür. Bu davranışları hoş görmesek bile, onu kırmamak için sessiz kalırız.
Geç saatlerde eve geldiğinden, talimatlar arka arkaya gelir. Ben ve çocuklar onun emrinde. verilecek komutları bekleriz. İlk talimat , o günkü akşam yemeği hazırlığı olur. Gür ve emin bir ses tonu ile: ’ Bu günkü akşam yeme-
ğimiz, makarna ve köfte. ’ der ve kollar sıvanır. Hep birlikte işe başlarız. Buzdolabından kıyma çıkartılır,patatesler soyulup doğranır, makarna için ocağa su konulur. El birliği ile akşam yemeği hazırlanır.
Evimizde her şey kurallara bağlanmıştır. Her gün sabah kahvaltıları ve akşam yemekleri belirlenen saatlerde yenilir. Her gün olmasa’da iki günde bir mutlaka çamaşırlar değişecek ve banyo yapılacaktır.
Sabahları kalk komutuyla kalkılır.eşim; ’ Herkese günaydın..Haydi bakalım tembeller , kalkın. ’ diye bağırır. Bazen dayanamayıp ’ Ne oluyor ya.. sabah sabah ne bağırıyorsun. Askerlik biteli yıllar oldu. Bağırmazsan olmazmı?’ değince ,hemen sert bir tavırla : ’ çok konuşma Sabahattin.. Kalk, hemen.’ der. Evet itiraz yok. herkes kalkar,giyinir ve sofraya oturulur. Kahvaltı sonrası,araba ile önce çocuklar okullarına sonra eşimi ,en sonrada ben işime giderim.
Akşam yemeğinden sonra bir müddet televizyon izlenir, sonrada çocuklar ders çalışmak üzere odalarına çekilir, bizlerde baş başa kalır.sohbet ederiz.Her akşam çocuklar saat 22.00, bizler ise 23.00’ te uyumamız zorunlu. Gerekçesi ise sabah erken kalkmamız.
Bu akşam çocuklarda bir haller var. Tedirgin ve anlaşmış’casına bir şeyler anlatmak isteği seziyorum. Durmadan kaş,göz işaretleri yapılıyor. Oğlum yerinden kıpırdamadan, sakin bir ton ile: ’ Anne..Bazı konuları konuşmamız gerek. Dinlermisin?.’ dedi . Eşim hayretler içinde, beklemediği bir ortam ve soru ile karşılaşmıştı.
sakin bir tavır ile: ’ Neymiş konuşacağımız konu? ’ dedi. Oğlum kem küm ederken, kızım aniden karar vermiş-
cesine söze girdi: ’ Anne .. Bak anne, biz çocuk değiliz attık. Üniversite öğrencisi gençleriz. Bizi disipline etmekten vazgeç artık. Ne bizler öğrencin, nede sen evde öğretmensin.’ Bana dönerek: ’ değilmi babacım?’
Böyle bir soru ile karşılaşmayı beklemiyordum.Afalladım. Bir şeyler söyledim ama ben bile ne söylediğimi anlamadım. Bende bu aile disiplininden hoşlanmıyordum ama; eşimi çok seviyorum ve bu yüzden katlanıyordum.Daha doğrusu uyum sağlamaya çalışıyordum . Eşim şoke olmuş , ne söyliyeceği bilemez halde ,öylece kalakaldı.Kendini toparlamaya çalışarak : ’ yazıklar olsun size. Ne biçim çocuklarsınız siz. Ben size ne yaptım. Saçımı süpürge ettim. Mukafaatı bumu olmalıydı. Ben size ne yaptım söylermisiniz? ’ öğlum üzgün ’
seni anlıyoruz anne. Bizi düşünüyorsun. Bizim için bir şeyler yapmaya çalışıyorsun ama; Bizi okuldaki öğrencilerinden,evi de okuldan ayırt etmen lazım. ’ dedi.kızım: ’ Evet anne, mesai bitti mi artık sen bir ev hanımı, bir anne ve bir eş’sin. Ne olur bunu anla artık.Hayatımıza yön vermekten vaz geç artık. Bak babamda mutsuz. O da sıcak ve samimi bir aile ortamında yaşamak ister. Hepimiz böyle bir ortamı özlüyoruz. ’ ben şaşkın
bir vaziyette ne yapacağımı şaşırdım. çocuklar beni kullanıyor.Eşimin bana baktığını ve onu desteklememi beklediğinin farkındaydım. Kimseyi kırmadan. orta bir yol bulmam gerek.’ çocuklar.. Annenizin haklı tarafları
var tabii. Tartışmalara son vermek ve orta bir yol bulmak gerek. Tartışarak buna bir çözüm bulabiliriz.’ derde-
mez, eşim ağlıyarak: ’ yazıklar olsun sana Sabahattin.’ çocuklara dönerek:’ Bu kadar saçmalıklar yeter. Şimdi herkes odasına.’ dedi.Çocuklar itiraz etmeden kalkıp gittiler.Bir müddet suskun kaldıktan sonra,’Sende mi rahatsızsın Sabahattin bey.Yazıklar olsun.’ deyip odasına çekildi.Salonda tek başıma kalmıştım.Bütün suç bana
yüklenmişti.Konuyu çocuklarla konuşup,annelerinden özür dileyip gönlünü alın demek için odalarına doğru giderken ,kızımın odasından sesler geldiğini duydum.İki kardeş tartışıyordu.Oğlum:’ Ben anneme uygun bir lisan ile anlatacaktım,sen birden bire söze girip her şeyi berbat ettin.’ değince kızım: ’ Öylemi..kem küm eden
kimdi acaba.İki kelime dahi konuşamadın be..Babamın tavrı neydi öyle.Bizi hiç savunmadı. korktu.Kılıbık...’
Kılıbık..Kılıbık. Çok ağır bir söz. Bazen işyerinde arkadaşlarla sohbet ederken,arkadaşlardan biri:’sabahattin bey,yenge geliyor.’ demesi üzerine ani bir refleks ile döndüğümde,’ Ay yanlış gördüm.benzettim.’ sonrada ’Korkma be Sabahattin bey.’ deyip,gülüşmeleri hoşuma gitmiyordu. Bu gibi şakalar bir kaç kez tekerrür etmişti. Şimdide çocuklar tarafından ’ Kılıbık ’ ile itham olunuyorum. Çok üzücü.
Sabahleyin eşim,hiç bir şey olmamış gibi kahvaltı hazırladı ama; hiç kimseyi uyandırmadı.Alışkanlık üzere herkes uyandı,sessizce giyinip,kahvaltıya oturduk.Herkes sessizdi. Orta bir yol bulmak üzere ilk sözü ben almak ihtiyacını duydum.’ Gece boyu aile içindeki bu sorunu düşündüm,durdum ve bu karara vardım.Aile reisi olarak bundan sonra bütün kararlar tarafımdan alınacak ve uygulanacaktır. İtirazı olan var mı?’ dedim.Kimseden ses çıkmadı.Kahvaltı bitiminde önce çocukları sonrada eşimi bıraktım.Eşim:’ Senden hiç beklemezdim.Yazıklar olsun Sabahattin.’ deyip,hızla araç kapısını kapatıp,sessizce uzaklaştı.
O günden sonra,bütün kararları ben veriyorum. Şimdilik herkes memnun.Bu kararları almadan önce, eşimle
danışır,uygun gördükten sonra bu kararlar uygulanıyor. Acaba ben gerçekten kılıbık’mıyım. Yok canım zannet-mem. İftira... Vallahi iftira.
Muhittin GÜNERİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.