- 386 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zıt Zata Ayna
Zıt Zata Ayna
Zıt: “Karşıt, ters”
Zat: “Kişi; Kendi, öz”
Ayna: “Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat”
3. boyutta her şey zıddıyla bilinir! Zıt, sefildir; bu nedenle 3. Boyuta “Esfeli safilin” denir! Kısacası 3. Boyutta algılanan her şey, zıttır, kusurludur, eksiktir; asıl değildir, yansımadır! 3. Boyutta algılama, zıtlarla yapılır! Zıddı olmayan, algılanamaz! Zıt, aslın şirkidir! Zıddı olan, asıl olamaz! Tanrı’nın zıddı yoktur” denir çünkü zıddı olan, zıddıyla izafi algılanabilir, 3. Boyutta algılama ise mutlak manada “Asıl” olmaz! Algılama zaten algılayana ve algı boyutuna izafidir!
Zıddı olmayan, nasıl algılanacak?
Zıddı olmayanı, 3. Boyutta mutlak manada algılamak mümkün değildir! Bu nedenle mutlak olarak bilinmez ama inanılır! 2. Ve 1. Boyutta bilinir! Hiçlikte zaten “O” olunur!
Zıddı olmayanı algılamak için 3. Boyutun sınırları terk edilmeli! Yani tüm izafiyetler kaldırılmalı! “Büyük-küçük; az-çok; iyi-kötü; önce-sonra; zaman ve mekan izafiyetleri kaldırılmadıkça zıddı olmayan, bilinmez! Zıddıyla yani yansımasıyla bilmek de zaten mutlak manada “Bilmek” olmayacak; sefil ortamda algılamak olacaktır! Bu nedenle 3. Boyutta, inanılır; mutlak manada “Bildim” denmez!
Zatın, zıddı var mıdır?
Zatın, zıddı olmaz! Zıddı olan, “Zat” olmaz!
Zat, aynada güya zıddıyla yansır! Yansıma, “Asıl” olamaz! Zat olmadan, yansıma da olamaz! Yani asıl olmadan, suret de olmaz!
“Ben” asıldır! Asıl ise tektir! O halde; “Bir ben var benden içeri!” Tek “Ben” var, başka yok. Üretilenler, ya yansıma ya da şirk; asılı gösterir ama asıl olamaz!
Zıddını söyle, kim olduğunu söyleyeyim!
3. boyuttaki tüm kavga ve mücadeleler, zıtların çekişmesidir! Zıt, zıddını gösterir! Zıddı olan zaten sefildir! Birbirine zıt olanlar, kavga eder, çekişir! Oysa ikisi de asıl değil, sefildir! Zıddı olmayanın, kavgası da olmaz! Tüm kavga ve çekişmeler, ikilikten çıkar! Zıtlar arasındadır! Zıddı olanlar, adeta aynada kendileriyle kavga eder! Zıddı olmayanların, rakibi de olamaz! Yani “Ben” in zıddı olamaz! Zıddı olan, mutlak manada “Ben” olamaz! O halde üretilen ikinci “Ben”, asıl olamaz! Zıt olur, zatı göstermesi beklenir! Aynadaki yansıma olur, asılı göstermesi beklenir! Yani sefildir! Asıl, asil değildir! O halde üretilen ikinci “Ben”, sefildir ama asılı göstermesi amaçlanır!
“Zıddını söyle, kim olduğunu bileyim!” Zıddım yoktur, o halde “Ben”, senin izafi tanımına sığmam! Kısacası ben” tanımın, senindir; beni tanımlamaz!
Son tahlilde; zıt, zata ancak ayna olabilir, mutlak manada aynı olmaz! Kişi, zıtlarla 3. Boyutta izafi algılar ve mutlak manada algılayamadığı için kendi kanaatine inanır! Tanrı hakkında ve “Ben” hakkında tüm algılaması “İnanç” ekseninde olabilir! Mutlak manada olmaz! İzafiyeti kaldırdıkça bilinç de mutlak manaya yaklaşır! Mutlak bilinç, sadece hiçlikte yani “O” olunca asıldır! Kişinin tüm tanımları, kendine izafi olacağından başkalarını tanımlama hakkı olamaz! Kendini de tanımlaması, algılamasına izafi ve sınırlı olabilir! Zıt, zata ayna olduğundan kendini de zıddıyla tanımlamaya kalkar ve zıttı olanın aslı olmaz! Tüm tanımlar, 3. Boyutta zıddıyla olabilir; mutlak olmaz! O halde tanımlama hastalığından kurtulmak gerekir! İzafiyetlerin (Büyük-küçük; az-çok; iyi-kötü; önce-sonra; zaman ve mekan) 3. Boyuta izafi olduğu unutulmamalı!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.