- 1064 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
DÜNYA HAYATI ÜZERİNE İRDELEMELER (3) / Tanrı Kavramıyla Aldatılışlar
Dünya İşleri’nin Tanrı kavramı Kullanılarak Kurgulanması ( Organizasyonu ) :
İnsanlık açısından genel bir bakışla, dünya hayatı ve ahiret hayatı olarak isimlendirebileceğimiz iki çeşit hayat ve yaşam biçimi olduğu düşünülebilir. İnsan, hem bu dünyada bu dünyanın gerçek koşullarında yüzleşerek etkinliklerini, mücadelesini sürdürmek, yaşamak, hem de ahiret yaşamına yönelik varsa inançlarından kaynaklanan hayır işleri, iyilikler ve ibadetleri yapmak, hatta bunları bir yaşam felsefesi, yaşam biçimi haline geltirmek durumundadır.
Farklı inanışlar ya da inançsızlık durumları için de farklı yaşam seçenekleri elbette ortaya çıkmakta.Örneğin hiç bir din ya da yaratıcıya inancı olmayan pek çok insanın da, kendilerine göre doğru ya da yanlışlara yönelik algılar ya da davranış biçimleri geliştirdikleri görülür. İyilik ya da kötülük ana felsefesinden bakılırsa, mutlaka bir yöne doğru eğilim vardır. Ya da en azından olgunlaşamamış inanç, duygu, düşünce ve davranış sistemlerinden de söz edilebilir.Düşünme ve bilgi eksikliklerinden kaynaklanan , yerli yerine koyamama, konuları gerektirdiği biçimde inceleyip değerlendirmekte karşılaşılan yetersizlikler, ( cehalet vb ) nedenlerle, " fikrim yok " moduna girmekte mahzur görmeyen geniş insan kitleleri.
Uyuşturucu madde kullanımındaki kötü gidişe bakıyoruz, neredeyse her ilk orta öğretim okulu çevresinde yuvalanmış uyuşturucu tacirlerinin , küçücük yaşlardaki çocukları uyuşturucu maddelerle tanıştırıp yönlendirdiklerini görüyoruz. Bunlar nasıl ve neden görmezlikten gelinerek, normal faaliyetler miş gibisine algılanabilir hale geldiler? İnsanlarımızın beyinsel etkinlikleri, algıları bloke edilmektedir çünkü. Nedeni bu.O uyuşturucu pazarlanması içinde büyük çapta maddi çıkarlar söz konusudur ve bu maddi çıkarları, rüşvet, görevi suistimal biçimlerinde uygulayan yetkili kamu görevlilerinin köşe dönücülük çabaları, olayın bir numaralı nedenidir.
Algılarına tecavüz edilerek, Tanrı kavramına ilişkin yalan dolan sapık bilgilerle donatılmış olan yetkili makamlar ve görevli kitleler, en mükemmel müslümanlar ve Tanrı aşıkları olarak aramızda dolaşmakta ve görevlerini suistimal etmekte, rüşvetler karşılığı , uyuşturucu tacirlerinin amaçlarına hizmet etmektedirler. Bunlar mükemmel dindarlar olduklarından emin kitlelerdir. Aksine hiç birisini asla inandıramazsınız. Algıları bu yönde kurgulanarak beyinsel aktivitelerine tecavüz edilmiş, çoktan beridir düşünemez ve göremez mahluklar haline getirilmişlerdir.
Hırsızlık, yolsuzluk, kamu malı ve halkın mallarını zenginliklerini zimmetlerine geçirmek gibi tüm günal sayılmış iş ve işlemleri’nin kendilerince oluşturdukları algı makenizması doğrultusunda, doğruluk, dürüstlük, fazilet, dindarlık, mükemmel insanlık faaliyetleri olduğundan da emindirler. Algıları yönetilip yok edilmiş kitleleri de aynı doğrultuda, bu kitleleri, örnek , mükemmel insanlar olarak görmekte, tanımlamaktadır.
Tanrı Adına, Din Adına İsnadlarla Günahlara Uydurulan Kılıflar :
Kutsal kitaplarında açık ve net günahlar olarak sayılan hırsızlık, yolsuzluk, yalan, dolan, sahtekarlıklar, dolandırıcılıklar, ihalelere fesat karıştırma, rüşver alma verme işleri, devlete ya da millete ait zenginliklerin zimmete geçirilmesi, kişisel çıkarlar karşılığı belirli kişilere, zümrelere hatta devletlere peşkeş çekilmesi gibi sayabileceğimiz bütün mel’anet, lanetlenmiş işler , nasıl oluyor da ,
"" Tanrı adına, din adına bizlere bu emredildi ""
"" Biz bütün bunları dinimiz adına, Tanrı adına görevimiz olduğu için yapıyoruz ""
biçimlerinde ambalajlanarak insanlara sunulabilmektedir ? Günah olduğu apaçık olan sayısız ahlaksızlıları yapanların bütün bu ahlaksızlıkları getirip de Tanrı inançlarına, dine hizmet ediyor olmalarına dayandırmaları çok komiktir.Bu yalanlara, riyalara, algı yönetimlerine geniş kitleler halinde tepkisiz kalarak, beyinsel anlamda tüm ahlaksızlık ve dinsiz, imansızlık tecavüzlerine " uyum " sağlayarak, " Evet, onlar ve bizler Tanrı adına, dinimiz adına mücadele ediyoruz " tadında da bir ruhsal mutluluk moduna nasıl girebiliyor olduklarını da varın sizler düşünün. Acınacak hallerdir bunlar...
Dünya hayatını mom mok hale getiren ve yaşadığımız dünyayı yaşanamaz hallere getiren bu şeytanın hizmetkarları aleni günahkarlar, kendilerince büyün günahkarlıklarının sevap sayıldığı bir " din " kavramı oluşturmuşlardır. Gerçek dinlerle ve gerçek dinlerin kutsal kitaplarıyla taban tabana zıt düşen bütün ahlaksızlıklarına, hırsızlıklarına, yalan dolanlarına ve hatta devlete ve halka ihanetlerine, o kendi kurgulayıp icad ettikleri " din " kavramıyla bir " dindarlık " maskesi dikmişler ve o kendi icad ettikleri " DİNDİZLİK DİNLERİ " yolunda, tüm toplumları ve devletleri alabildiğince acımasızca sömürmeyi, soymayı temel görevleri olarak da edinmişlerdir. Bu günahkarlar ve günahkarlıklarına karşı çıkan,
" Bunlar günahtır, Tanrı’ya ya da hiç bir dine sığmaz "
" Bunlar dinsizliktir, ahlaksızlıktır, insanlıktan çıkmışlıktır "
Biçimlerinde verilen tepkilerin tümü ise, düşmanlık ve vatan hainliği, dinsizlik, olarak değerlendirilerek, karşı çıkan bütün seslerin susturulması sağlanmaya çalışılmaktadır.
Tanrı ve din kavramlarıyla asla alakası olmayan bütün günahkarlıkların yolunu açan dinden çıkmışlık ve ahlaksızlıkların, kendi uydurdukları, kurguladıkları, ve algı yönetimleri ( tecavüzleri ) yoluyla da akıl ve bilinçlerini yok ederek bu yalanların esiri haline getirdikleri " aldatılmış " kitleler de, işte bu dinden çıkmış ahlaksızların destek kitleleri olarak yaygınlaşmaya başlamışlardır.
Bu günahkar Kitlelerin Temel Amaçları, Yaşam Felsefeleri :
Yazının ana konusu, " dünya hayatı üzerine irdelemer " olduğuna göre , yaşadığımız bu dünyayı yaşanamaz hale getiren bütün sapık düşüncelerin ve sapık düşünce sahiplerinin, bizlerin yaşamlarımıza ve dünya yaşamına ne tür zararlar vermekte oldukları konusunu incelemeye, irdelemeye devam edeceğim. Ana başlıklar halinde listelemeye çalışallım şimdi temel amaçları ve yaşam felsefelerini :
1- Biz gerçek dindarız ve Tanrımızın sevgili kullarıyız. Bizlerin dinimiz ve Tanrımızın yolunda yapacağımız bütün işler ve işlemler günah olamaz.Hepsi sevaptır ve Tanrımız bizleri bu sevaplarımızdan dolayı ahiret hayatımızda da cennetiyle ödüllendirecektir.
( Oysa Tanrının gönderdiği din kitaplarına göre "günah" sayılmış ve "cehennem azabı" vadedilmiş olan bütün günahları almış, o kendi icad ettikleri uydurma din anlayışlarına "en büyük sevaplar" olarak devşirmişlerdir. )
2- Bize karşı çıkan, Tanrımıza ve dinimize karşı çıkar... Onların hepsi de dinsiz, imansız, Tanrısız, inançsız "günahkar" kitlelerdir. Onlarrr bizden değildiiirrr !
( Kendi sapıklıklarına karşı çıkan kitleler, temel düşmanları olarak kabul edilmiştir. ki, devlet malı, toplum malı olan her şeyi yalayıp yutmak ve zimmete geçirmek temel işleri olduğuna göre de, temelde "devlet" ve "milletler" potansiyel olarak karşı çıkış tepkileri nedeniyle potansiyel düşmanları olmuşlardır.Bu düşmanların güçlerini kırmak, sistemlerini çökertmek, ele geçirmek, karşı çıkanlarını ise devlet ve halk içerisinde barınamaz, yaşayamaz hale getirmek temel görevleri halindedir. )
devam edecek ...
Mert Yiğitcan
15 ocak 2016 - istanbul
YORUMLAR
Güzel bir yazı kaleme alınmış. Hazreti Peygamberin hadisi şerifinde de de belirtildiği gibi ''Din samimiyettir.'' Allah'ın verdiği ilhamın dışında kelam etmeyen Hazreti Muhammed sav.'in bu beyanı bizim için gayet açıklayıcıdır. Oysa bakıyorsunuz Orta Doğu coğrafyasında adına İslami Direniş örgütü denilen oluşumlar, başta uyuşturucu ticareti, beyaz kadın ticareti, silah kaçakçılığı, sigara kaçakçılığı gibi her türlü melanet işe bulaşıyor ve bunu da İslam adına yaptıkları için mubah görüyorlar, ne kadar büyük bir yanılsamadır bu. Burada silah altında olan insanların ki ben onların hepsine piyon diyorum, bağlı oldukları örgütlerin bir çoğunun Hristiyan ve başka dinlerden devletlerin gizli servisleri tarafından kurulduğunu bilmedikleri ise bir gerçek. Bütün ortaya çıkan yeni silahlar bu terör örgütlerine para ile ya da parasız bir şekilde aktarılıyor ve adice, vahşice kalite kontrolü yapılıyor. Bu mu İslam? Asla değil hele hele de bizim geleneğimizde ''Yaratılmışı sevmek var Yaradandan ötürü.'' İşte o cahil Müslümanların ve Müslüman kılığında olup aslında nelere hizmet ettiklerini bilmeyenlerin anlamadıkları, anlayamadıkları budur. Güzel bir yazıydı kutlarım içtenlikle Sayın Yiğitcan.
" 'cehennem azabı' vadedilmiş "
Yan yana iki tırnak kullanılmaz. Çok gerekliyse böyle ikinciyi tek tırnak yap.
İç içe iki parantez olmaz çok gerekliyse ikinciyi ( aaa[zz])böyle köşeli parantez yap.
Cehennem azabı vaadedilmez: iki a ile yazılır: böyle işte.
Cehennem azabı vaadedilmez: Vaad olumlu şeyler içindir. Cennet Vaadi olur ama Cehennem vaadi olmaz.
Bu sefer ücret istemeyeceğim, gelecek sefere hesap no yazarım :))
`Algılara tecavüz `
Derin bir konu
...
Hiç kimsenin algılamasının kimseye faydası olmayacaktır... Her insanoğlu anlayıp, algıladığı kadar bu hayatı yaşamaktadır... anlamadığı kadarını ise bilemediği bilincini idrak ettiği kadar, öğrenip, terk edip, geçecektir öte ki dünyaya
başlangıcın sonu mu
sonun başlangıcı mı insan
teşekkür ediyorum kalem dostum
saygımla
.
YAŞAYANKELİME tarafından 1/16/2016 4:45:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
" Hayatta en cok insandan korktum anne" der bir şair..
ne de güzel der..
Tebrikler .