- 382 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kutlu Bilgi
KUTLU BİLGİ
İslami dönem Türk edebiyatının ilk önemli eseri Kutadgu Bilig. Yusuf Has Hacip imzasını taşıyan bu kitap bir siyasetnamedir.” Mutluluk veren bilgi, kutlu bilgi” demek Kutadgu Bilig. Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig’i 1069’da Karahanlı Hakanı Tapgaç Buğra Han’a sundu.
Kutadgu Bilig’de insanı insan yapan değerler işlenir. Erdemli insanın vasıfları, bilgi edinmek, kendini geliştirmek, devlet yönetimi, yöneticilerin özellikleri gibi hususlar anlatılır.
Her iki dünyada mutlu ve huzurlu olmanın yolunu gösteren Kutadgu Bilig, aruz ölçüsüyle yazılmış ilk manzum eserdir. 6645 beyitlik didaktik eser içinde 173 tane de dörtlük vardır. Hakaniye lehçesiyle kaleme alınan Kutadgu Bilig, dört kişi arasında geçen konuşmalar üzerine kurgulanmış. Bu kişileri ve temsil ettikleri kavramları bir hatırlayalım:
Kün Togdı (hükümdar) “gün doğdu, doğan güneş”, adaleti temsil eder.
Ay Toldı (vezir) “ay doldu, dolunay”, baht, talih ve ikbali temsil eder.
Ögdülmüş (vezirin oğlu) “övülmüş”, akıl ve anlayışı temsil eder.
Odgurmış (vezirin kardeşi) “uyanık”, dünya işlerinin sonunu temsil eder.
Kutadgu Bilig’i Anadolu Türkçesi’ne çevirip yayınlayan Reşit Rahmeti Arat’tır.
.
Bir devlet büyüğümüz geçenlerde Kutadgu Bilig’i kürsüde birkaç hamlede söyleyebildi. Kutadgu Bilig’i Ali Emiri Efendi’nin günümüz Türkçesine kazandırdığını buyurdu. Reşit Rahmeti Arat’a ayıp etti. Arat’ın kemikleri sızlamıştır. Çünkü Reşit Rahmeti Arat, Kutadgu Bilig’i günümüz Türkçesiyle yazıp kültürümüze kazandıran kişidir.
.
Gelelim bizim Hayrullah Yılmaz’ın Kutadgu Bilig vakasına. Hayrulah Yılmaz Türkçe Öğretmeni. K.Maraş’ta birlikte çalıştık. Ben onun yalancısıyım. O anlattı. Ben yazıyorum.
.
12 Mart dönemini yaşayanlar bilir. Zamanın Başbakanı Nihat Erim aydınların kafasına balyoz gibi inmişti. Bu tabir kendilerinin... Evler basılıyor, sabahın alaca karanlığında insanlar alınıp götürülüyordu. Yasaklı kitaplar suç deliliydi. Yakılan, toprağa gömülen kitaplar...
Hatta Mahzuni, onun üstüne “Erim erim eriyesin...”i söylemişti.
Bir sabahın alacasında Hayrullah Hoca’nın evini de basarlar. Polisler, polis şefi ve bir üsteğmen... Evi ararlar. Sıra kitaplığa gelir. Kitapları karıştıran bir polis memuru “Hıh!” der ve bir kitabı ayırır. Burada sözü Hayrullah Yılmaz’a bırakayım:
“Polisin ‘Aradığımızı bulduk.’ der gibi ayırıp kenara koyduğu kitaba baktım göz ucuyla. Şaşırdım. Polis memuru Kutadgu Bilig’i ayırmıştı. Gayri ihtiyari güldüm. Benim bu tavrım üsteğmenin dikkatini çekmiş:
-Niye güldün hocam? dedi.
-Memur bey Kutadgu Bilig’i ayırdı da... dedim.
Şaşırma sırası üsteğmendeydi. Üsteğmen kitabı istedi memurdan. Şöyle bir inceledi:
-Aramayı durdurun. Hadi toparlanın gidiyoruz, dedi.
Polisler dışarı çıktıktan sonra bana döndü:
-Hocam! Özür dilerim. Sizi rahatsız ettik. Kusura bakma, deyip çıktı gitti.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.