- 332 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARAR
Ragıp endişe içinde çalışma masasının yanındaki yer çizgilerini takip ederek ofisini adımlıyordu. Öfkeliydi, dişlerini sıkıyordu. Birkaç dakika sonra yapacağı görüşmenin nasıl geçeceği hakkında hiçbir fikri yoktu. Yalnızca zihninde senaryolar yazıyordu o kadar. Kendini toparlamak için lavaboya gitti ve yüzüne soğuk su çarptı. İçinde yoğun bir biçimde ağlama isteği vardı. Aynaya baktı, yüzüne bir tokat attı ve çalışma ofisine geri döndü. Deri koltuğuna oturduğunda telefon çaldı. Telefonla birlikte kalp atışları hızlandı Ragıp’ın.
- Hande Hanım isminde bir bayan sizinle görüşmek istiyor Ragıp Bey dedi Ebru. Ragıp;
- Hande Hanımı ofise alalım Ebru Hanım dedi.
Heyecandan sesi titriyordu. Kendini bu görüşmeye ne kadar hazır hissediyor olsa da hazır değildi. Geçmişten gelen bu kadın hafta sonu karısı ve çocuğuyla gittiği sinemanın kafeteryasında açıkça taciz etmişti Ragıp’ı. Geçmişle hesaplaşacağı günün geldiğine inanıyordu. Bir kaç saniye sonra ofisin kapısı açıldı ve Ebru Hande’yi içeri davet etti. Ragıp heyecanına ve öfkesine hakim olamamaktan korkuyordu. Tepeden tırnağa Hande süzdü ilkin. Hande hala güzeldi. Güzelliğine zamanla tehlikelilikte eklenmişti. Hande’nin elini sıktığında soğuk bir ter damlasının kürek kemiklerinin arasından beline doğru aktığını hissetti. Hande Ragıp’ın buyur ettiği koltuğa oturdu, bacak bacak üstüne attı. İlk konuşanın Hande olmasını istiyordu Ragıp, öyle de oldu.
- Merhaba Ragıp, hiç değişmemişsin. Dedi Hande.
- Merhaba, sende öyle. diye karşılık verdi titreyen ellerini masanın altına saklarken.
- Nasılsın iyi misin? Diye sordu Hande
- İyiyim sen nasılsın? Dedi Ragıp.
- İyi diyelim iyi olalım dedi Hande ve gülümsedi.
Her zamanki kadınsı tavrıyla saçlarını geriye doğru itti Sonra deri çantasından bir sigara çıkarıp Ragıp’ın sigarayı yakmasını bekledi. Ragıp çevik bir hareketle çakmağını çıkardı. Bunun bir hata olduğunu biliyordu. Bir an duraksadı. Sonra yine hareket etti. Heyecanını belli etmemeye çalışıyordu. Ama elleri titrediğinden çakmağı yere düşürdü. Yere düşen çakmağı Hande aldı ve sigarasını yaktı.
- Heyecanlısın dedi Hande.
- Değilim! diye karşılık verdi Ragıp. Ses tonundan heyecanlı ve öfkeli olduğu anlaşılıyordu. Neden geldin? Diye sordu.
Bu soru soğuk bir rüzgar estirdi odada. Korkunç bir sessizlik vardı. Hande sigarasından derin bir nefes çekti ve
- Seni görmeye geldim dedi.
- Sana inanamıyorum dedi Ragıp, öfkeden parmaklarını sıkıyordu.
- Neye inanamıyorsun? Eski bir dostu görmenin neresi inanılmaz? Dedi Hande ve sigarasını kül tablasına yerleştirdi.
- Eski bir dost mu? Buna inanıyor musun gerçekten? Dedi Ragıp ve Hande’nin gözlerinin içine baktı. Hande gayet rahat bir biçimde;
- Yalnızca seni ziyaret etmeye geldim Ragıpçığım. Dedi.
Ragıp bu rahatlığa çok sinirlendi. Ama sinirlendiğini belli etmenin bu sohbette altta kalmak olduğunu, yenilmek olduğunu biliyordu. Hande’nin yüzsüzlüğü başına iş açabilirdi. Sakin olmalıyım diye düşündü.
- Hande tam beş yıl önce beni terk ettin. Beş yıl boyunca görüşmedik. Ben bu arada evlendim ve çocuğum oldu. Şimdi evli bir erkek ve bir babayım. Beş yıl sonra beni görmeye geldiğini söylüyorsun sence bu normal mi? Üstelik beni rahatsız ediyorsun. Benden ne istiyorsun? Dedi Ragıp, sesindeki titreme düzelmişti.
- Beş yıl oldu demek? Evlendiğini biliyorum. Güzel bir karın ve tatlı bir çocuğun var. Ama beni gördüğünde çok heyecanlanıyorsun. Karın durumu anlayabilir dedi Hande tüm suratına yayılan pis bir gülümsemeyle.
- Bunun anlamı ne? Ne durumu? Neden beni takip ediyorsun? Dedi Ragıp yüksek sesle.
- Öncelikle bana bağırmayı kes! dedi Hande. Açık açık konuşmak istiyorsun demek, öyle olsun. Beş yıl önce yaptığım hatayı düzeltmeye geldim Ragıp. Beş yıl önce seni terk ettim evet. Sonra bir çok aşk yaşadım. Ama seni hala seviyordum. Bunu anladım. Evli olabilirsin, çocuğunda olabilir. Ama bunlar beni ilgilendirmiyor.
- Lütfen…
- Sözümü kesme. Hatalı olduğumu biliyorum. Ama hatamı anladım ve hatamı düzeltmeye geldim. Benden sonra ne yaptığınla ilgilenmiyorum. Beni ilgilendiren tek şey sensin. Dedi Hande
Şaşkınlık içindeydi Ragıp. Öfkesi bir yanardağ gibi kabardı. Hande’nin orada boğazını sıkmak istiyordu. Ama sakin olmalıydı.
- Geç kaldın Hande dedi Ragıp. Ben seni çoktan unuttum. İnkâr etmeyeceğim, seni seviyordum. Ama zamanın içinde silinmeni izledim ve silindin. Ben sana asla ihanet etmedim. Ama sen bana ihanet ettin. Beni terk ettin. Şimdi karşıma geçmiş beni sevdiğini anladığını söylüyorsun. Kusura bakma ama geç kaldın. Artık sende, sevginde, geçmişte yaşadıklarımız da beni ilgilendirmiyor. Dediğim gibi ben evliyim ve karımı seviyorum. Çocuğumu da seviyorum. Beni ve ailemi rahatsız etmeni istemiyorum. Diye ekledi Ragıp.
- Gözlerin öyle söylemiyor dedi Hande ağzına yapışan lakayit cümlelerle.
Ragıp bu mücadeleyi kazandığını düşünüyordu. Ama kafasında karanlık bir nokta kalmıştı. Bu kadar yüzsüzleşen bir kadın, elinden gelen tüm kötülükleri ve hainlikleri yapabilirdi. Kendisine ve ailesine zarar verebilirdi. Onu uzaklaştırmanın bir yolu olmalıydı. Kadınsılığı hala Ragıp’ın başını döndürüyor olsa da hala Ragıp Onu unutamamış olsa da bu tehlikeli oyunun içine girmemeliydi.
- Bu kadar alçalma dedi Ragıp. Bari anılarımdaki Hande’yi kirletme. Bu konuşmanın aramızdaki son konuşma olmasını istiyorum. Ailemden ve benden uzak dur. Ben seni sevmiyorum. Eğer bana ve aileme zarar vermeye kalkarsan seni buna pişman ederim. Dedi.
- Beni tehdit edemezsin. Senden korkmuyorum. Sana yalnızca bir teklifte bulunmak istiyorum. Eski günlerdeki gibi yaşayabiliriz. Bundan ailenin haberi bile olmaz. Sana sıkıntı yaşatmam. Ben yalnızca seni istiyorum. Seni seviyorum dedi Hande ve ayağa kalkıp Ragıp’ın yanına geldi.
Ragıp’ın saçlarını okşadı. Ragıp Hande’nin teklifini düşündü. Eski sevgilisiyle metres hayatı yaşamak… Gerçekten cazip bir teklifti bu. Hande’nin sıcaklığını hissedebiliyordu. Bir karar vermesi gerekiyordu.İçgüdüleri karar vermesine engel oluyordu. Gözlerini kapadı. Gözlerinin önüne karısı ve çocuğu geldi. Sonra hande ile yaşadıkları. Kararını vermişti. Hande Ragıp’ın omuzlarındaki parmaklarını göğsüne indirecekti ki Ragıp atik bir hareketle Hande’yi itti.
- Git buradan! dedi Ragıp öfkeyle. Seni bir daha görmek istemiyorum!
- Eeee! Dedi Hande. Kendin bilirsin. Aptaldın ve hala aptalsın!
Bu sözlerin ardından Hande sehpanın üzerinden çantasını aldı ve sinirli adımlarla odadan çıktı. Ragıp omuzlarından büyük bir ağırlığın indiğini hissetti. Bir zamanlar kendisini terk ettiği için intihara kalkıştığı kadını reddetmişti. Nasıl hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Ama galip geldiğinin farkındaydı. Çok şey kaçırmış olabilirdi. Buna rağmen aldatılmanın ne kadar kötü bir his olduğunu biliyordu. Karısına ve çocuğuna bunu yapamazdı. İçgüdülerine karşı koyup doğru olanı seçmişti. Usulca deri koltuğuna oturdu ve düşünmeye koyuldu. Doğru bir karar verdiğini düşünüyordu. Bunu zaman gösterecekti.
YAZARIN KISA EKLENTİSİ:
Bir erkek için gerçek kahramanlık bir aşüfteye hayır diyebilmektir.
F. NİETZSCHE
MESUT ÇİFTCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.