23
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1898
Okunma

Sevgili okurlarım;
Bu yazımda ve ileriki birkaç yazımda sizlere bir kısmı kanıtlanmış bir kısmı kanıtlanmamış birkaç doğaüstü olaylara ve ilginç inançlara değineceğim. Bunlardan biri REENKARNASYON.
Araştırmamı sürdürürken dini inanç şahsi görüşlerimi bu araştırmamın dışında tuttum ve sizlere kesin sonuç söylemeyip sonucunu düşünmeyi sizlere bırakacağım.
Reenkarnasyon yani ruh göçü bir ruhun sürekli olarak başka bir bedene bürünmesi olayına verilen addır. Yani bir insan öldüğü zaman ruhu birkaç yıl sonra başka bir bedende tekrar dünyaya gelir. Bazı kaynaklara göre bu dünyanın sonu gelinceye kadar 6 kere tekrarlanır.
Bu kavram (ruh göçü)’a inanan insanlar dünyamızda 1 milyardan fazladır. Bazı dinler inanır bazı dinler inanmaz. Hindular, Jainistler, Vikanlar, Kaodaistler, Ekistler, deneysel Spiritüalistler inanan topluluklardan bazılarıdır.
Budizm’e göre reenkarnasyon;
Budizm inanışına göre yeniden dünyaya gelme, rastgele bir olay değildir. İnsanın önceki yaşamında yaptığı iyi ya da kötü işlerin bir karşılığıdır. (alıntı)
Musevilik’e göre reenkarnasyon;
Geleneksel alanda pek yaygın olmasa da izleri mutlaka vardır. Mesela bazı Museviler, Hz Âdem’in önce Nuh, sonra İbrahim Sonra da Musa olarak dünyaya geldiğini savunur.
Taoizm inancına göre de şu şekilde açıklama yapılmıştır;
Doğum başlangıç değildir, ölüm de son değildir. Varoluş sınırsız, sonsuzdur; bir başlangıç noktası olmayan süreklilik söz konusudur. Sınırı olmayan varoluş (varlık) uzaydır. Başlangıç noktası olmayan süreklilik zamandır. Doğum da vardır, ölüm de; biri dışarı doğru olan sonuçtur, diğeri içeriye doğru olan sonuçtur. Böylece, biçimini görmeksizin, ’İlâhî Olanın Kapısı’ndan bir içeri bir dışarı geçilir.” (Zhuang Zi, 23) (alıntı)
Hristiyanlıkta reenkarnasyon;
Hristiyanlar tarafından çok tartışılan bir konu olsa da bunu benimseyen bazı mezhepler mevcuttur.
İslamiyet’e göre reenkarnasyon;
Dinimizde ruh göçüne doğrudan inanç yoktur. Ancak Kur’an-ı Kerim ayetlerini ve Surelerini şifreli olduklarına ve daha derin anlam taşıdıklarına inandıkları için farklı şekilde yorumlayan Bâtınî’lere göre reenkarnasyonun Kur’an-ı Kerim’de üstü kapalı şekilde açıklandığını savunmaktadır. İşte savundukları o ayetlerden bazıları;
Allah’ın varlığını nasıl inkâr ediyorsunuz ki, sizi ölü iken O diriltti, sonra yine sizi O öldürecek, yine sizi O diriltecektir; nihayet ahirette yalnız O’na döneceksiniz. (Bakara, 28)
Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez. (Vakıa, 60-61)
Şimdi sizlere reenkarnasyonla ilgili yapılan ilginç bir araştırmayı aktaracağım…
Dünyada bu alanda en önemli isimlerden birisi Profesör Ian Stevenson’dır. Asya’da, Avrupa’da birçok ülkede bu alanda çalışmalar yapmış, insanlarla birebir görüşerek vakaları değerlendirmiştir. Bu alanda birçok kitabı, makalesi bulunan bir isimdir. Türkiye için de önem taşıyan çalışmalarından birisi olan ’Reenkarnasyon Vakaları III: Lübnan ve Türkiye’den On İki Vaka ‘da ülkemizde yaşanan bazı olaylar yer alıyor (alıntı)
Stevenson tarafından belgelenmiş tipik bir vakada, Beyrut’taki bir çocuk 25 yaşında bir motor tamircisiyken plaj yolu üzerinde hız sınırını aşmış bir arabanın çarpmasıyla ölmüş olduğunu anlatmaktaydı. Çeşitli tanıklıklara göre, çocuk sürücünün adını, kazanın tam olduğu yeri, motor tamircisinin kız kardeşlerinin, anne ve babasının, kuzenlerinin ve birlikte ava gittiği arkadaşlarının adlarını veriyordu. Vaka doğrulandı, çocuk söz konusu motor tamircisinin ölümünden birkaç yıl sonra doğmuştu ve çocuğun ailesinin ölen adamla görünür hiçbir irtibatı yoktu. (alıntı)
En ünlü reenkarnasyon hikâyesi 1952 yılında ABD’nin Colorado eyaletinde yaşayan bir kadından geldi. Daha önce hiç ABD dışına hiç çıkmamış olan 29 yaşındaki Virginia Tighe isimli ev hanımı kadın, Morey Bernstein isimli amatör bir hipnoz uzmanı tarafından hipnotize edildi. Kadın hipnoz sırasında koyu bir İrlanda aksanıyla konuşmaya başladı ve 19’uncu yüzyılda yaşayan İrlandalı Bridey Murphy isimli bir kadın olduğunu söyledi. 1864 yılında İrlanda’nın Cork kentinde doğmuştu, Sean isimli bir adamla evlenmişti ve merdivenlerden düşerek geçirdiği bir kaza sonucu hayatını kaybetmişti. Tighe’nin Cork ile ilgili anlattığı ayrıntılar daha sonra birçok gazeteci tarafından doğrulandı ancak İrlanda’da Bridey Murphy isimli bir kadının yaşadığına dair hiçbir kanıt bulunamadı. Virginia ismiyle yeniden hayata geldiğini öne süren kadının hikâyesi ülke çapında o kadar ünlendi ki olay önce kitap haline getirildi daha sonra da filmi çekildi. Avustralyalı oyuncu Nicole Kidman’ın başrolünde oynadığı 2004 yılında gösterime giren Doğum (Birth) isimli film de kocası 10 yıl önce ölen dul bir kadının eşinin Sean isimli 10 yaşındaki bir çocuğun bedeninde yeniden hayata geldiğine inanmasını anlatıyor.
Ülkemizde yaygın olarak bu kavram Nusayrilerde vardır. Nusayriler de HATAY, MERSİN, ADANA’da yaşamaktadır.
Ülkemizden de örnekler vereyim alıntı olarak.
Ali Kara adında bir vatandaşımız Suriye’de ölüp Türkiye’de doğduğunu söylüyor. Hatay Raskiye köyü, 1972 doğumlu. Bir önceki hayatında adı Cabir Rismen. Bilal ve Rahibe’nin oğlu olarak Cennata köyünde dünyaya gelmiş. 1947-1960 yılları arasında yaşamış. Kullandığı traktör devrilince ölmüş. (Alıntı) bu olay da Hatay ilinden…
Bu yazım bu haftalık bu kadar. Haftaya yeni bir ilginç araştırmamla karşınızda olacağım.
Saygı ve sevgilerimle,