Fotoğrafların Anlattıkları

• 11 Ocak 2016 Pazartesi 19:57:44

…//
Bu fotoğraf bize ne anlatıyor ?

-düğün salonlarında ikram edilenleri yediğiniz yemek masalarında
-ramazan ayı zengin iftar masalarında
-yaş gününüz için hazırladığınız şaşalı menü yemek masalarınızda
-arkadaş günlerinde kurduğunuz, çeşitlerinizin yarış ettiği yemek masalarınızda
-eğlence günlerinizde her şeyin bol kepçe olduğu masalarınızda
-yılbaşı akşamında kurduğunuz o kuşun sütü eksik olan zengin yemek masalarınızda…

Masa üstündeki albenili, envai çeşit yemeklerin yakın çekimli fotoğrafları
yemek için masaya oturduğunuzda, ilk işiniz, masa üstüne dizilmiş enfes yemeklerin önünde
şık giysiler içinde şen şakrak pozlarda verdiğiniz fotoğraflar vs..

Asker evlatlarımızın bu fotoğrafı ile sizin o fotoğraflarınızı yan yana koyup,
her ikisine birden çok dikkatli bakarak, yaptıklarınızın ne anlama geldiğini
yeniden değerlendirmeniz içindir.

Kimseler size,
sakın ha böyle masalar kurmayın, böyle yiyecekler yemeyin, böyle giyinmeyin
böyle şen şakrak eğlenmeyin, mutlu olmayın, gün yapmayın, düğünlerde yemek yemeyin demez, fotoğraf çektirmeyin demeye hakları da yok.
Öyleyse tüm bu söyleneler de neyin nesi? diyeceksiniz

Dememiz o ki;
unutmayın,
sizin dışınızda başka hayatlar da var, başka yaşayan askerler,
fakirler, evsizler, kimsesizler, yuvasızlar,
bir kase sıcak çorbaya hasret yaşlılar, hastalar da var..

Yiyin-için, eğlenin, fotoğraflar çektirin bunlar en doğal haklarınızdır elbette.
yeter ki sadece size özel olan bu süreçleri başkalarına gösteriş gibi sunmayın lütfen
bunlar sizde kalsın, sizin olsun..

Onlar, sizlerin facebook sayfalarınızda çarşaf çarşaf sunduğunuz
bu doyumsuz, leziz, bin çeşitli yemek masalarınızı gördüklerinde ne düşünürler, ne anlarlar, ne söylerler hiç düşündünüz mü ?

Lafa söze gelindiğinde ,
fakir-fukara, kimsesiz- hasta, yaşlı, asker-şehit nutukları atıyoruz
duygu algısı yaratıyoruz, acıma numaraları çekiyoruz, inanç sömürüsünden geri kalmıyoruz..
Ben mi yanlış değerlendirip, haksızlık ediyorum bilmiyorum !

Sürç-ü lisan ettikse affola …

*muzaffer yıldırım