- 2653 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
PKK NASIL BİTER? (PROJE)
Yıllardır PKK Terör Örgütünün bitirilmesi için birçok öneri sunuldu. Ama hiç birisi sonuca ulaşmadı. Neden?
PKK’nın ne olduğu; ne maksatla kurulduğu; amacının ne olduğu; arkasında kimlerin bulunduğunu artık hepimiz biliyoruz. Ama onu nasıl yok ederiz, tarihe nasıl gömeriz? Kimse bu konuda derli toplu, somut ve sonuç alıcı bir şey söylemiyor.
Bölücülük hareketini tespitlerimize göre dört aşamalı bir planla sona erdirebiliriz. Bir aşama tamamlanmadan diğer aşamaya geçilmemelidir.
Birinci aşama askeri harekât safhasıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri Irak’ta sınır hattı boyunca ve Irak tarafında 15-20 Km. lik bir tampon bölge oluşturarak sınır güvenliğini geçici olarak sağlar ve gerekirse orada kalır. Zira arazi şartları ve teknolojik imkânlar şimdilik Türkiye tarafından yüzde 100 garantili sınır emniyeti sağlamaya imkân vermemektedir. Zira Iraktan başlayan dağ blokları kuzey güney uzanımı hattında ters kompartımanlar yaparak Türkiye’ye girmekte ve teröristler geçişlerde bu dağ bloklarını ve aralarından geçen nehir tabanlarını kullanmaktadır.
Oysa Irak tarafında ki arazi düz ve gözetlemesi kolaydır. Gözetlemede ölü bölge sıfırdır. Bu nedenle burada oluşturulacak tampon bölge çok az birlikle geçişleri sıfır hata ile kontrol eder. Kontrolsüz geçiş ihtimali sıfıra iner.
Hudut emniyeti sağlandıktan sonra yurt içinde düzenlenecek çok geniş çaplı ve teferruatlı bir iç güvenlik harekâtıyla örgütün dağ kadrosu imha edilmelidir. Bu imha harekâtının kısa sürmesi için organize bir istihbarat, kent merkezlerinden yapılan lojistik desteğin sona erdirilmesi, dağa adam çıkaran kent örgütlerinin çökertilmesi gerekmektedir.
Müteakiben tampon bölge aşılarak sınır ötesi bir harekâtla örgütün Irak’ın kuzeyindeki dağ kanadı imha edilmelidir. Bu aşamada Suriye ve İran’la işbirliği yapılarak aynı anda örgütün İran ve Suriye kanadı da çökertilmeli gerekirse İran Ve Suriye’de de harekât devam ettirilmelidir.
İkinci aşama siyasi hareket safhasıdır.
Bu aşamada örgütün dağ kadrosu çökertildiği için; tabanda korkuyla sağladığı psikolojik destek sona ereceğinden, bunun lehimize oluşturacağı psikolojik üstünlükten azami istifade edilerek faaliyetler yürütülmelidir. DTP meclis kararı ile kapatılarak milletvekillikleri sona erdirilmeli ve meclisten maaş almaları kanunla önlenmeli, Belediye Başkanları’nın örgütle ilişkisi sorgulanmalı ve yargı yolu ile Belediye Başkanlıkları sona erdirilmeli yargı süresince belediye başkanları görevden alınmalıdır. Siyasi iktidar; Birleşmiş Milletler ve Irak Hükümeti ile koordineli olarak; Türkiye’de teröre destek vermiş aşiretlerle, Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani tarafından soykırıma uğramış Türkmen aşiretler mübadeleye tabi tutulmalıdır.
Türkmenler teröre destek veren ve Irak’a giden aşiretlerin topraklarına yerleştirilir. Bu aşamada daha önce Balkanlardan Anadolu’ya göçen soydaşlarımıza verilen toprak dağıtımını acı tecrübeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Zira tarihe baktığımızda Doğu Anadolu’ya yerleştirilen Balkan Göçmen Soydaşlarımızın devletin kendilerine bedava verdiği toprakları toprak ağalarına satarak Marmara Bölgesine göçtüklerini görürüz. O nedenle Türkmen Soydaşlarımıza verilecek toprakların mülkiyeti devlette kalmalı sadece bedava ekip biçmelerine müsaade edilmeli, ucuz mazot, gübre, tohum desteği sağlanmalı konut yapmaları için uzun vadeli düşük kredi verilmelidir.
Teröre destek veren aşiretler Ağrı, Tunceli, Dersim, Koçgiri, Kürt Sait isyanında da aynı şekilde davranmışlardır. Onların Türklerle birlikte yaşama isteği bulunmamaktadır. O nedenle mübadeleyle Kuzey Irak’a gönderilmeleri belki de onların da tercih edeceği bir yöntem olacaktır.
Türkmen aşiretlerin Kerkük ve Musul’da ki petrolden doğan tarihsel maddi hakları; hiç bir kayıt ve şarta bağlı kalmaksızın, Irak’la yapılacak anlaşmalarla süresiz teminat altına alınır. Yaptırım gücü olarak da Fırat Ve Dicle Nehirlerinin sularının kullanım hakkı gündeme getirilir. Bu maksatlarla Irak Sınırına en yakın bölgelerden boru hatları ile Fırat Ve Dicle’nin suları Konya Ovası ve Anadolu bozkırının sulanmasında kullanılması şeklinde uluslararası yasal dayanak oluşturulur.
Zira kendi halkımıza yetmeyen bir kaynağın başka ülkelerle paylaşılmasını kimsenin bizden isteme hakkı bulunmamaktadır. Biz kendi rızamızla istersek paylaşırız.
Ayrıca Avrupa Birliği sürecine paralel olarak Avrupa’daki PKK destekçisi dernek ve yayın organlarının kapatılması için ilgili ülkelerle birebir ikna yöntemi kullanılmalıdır. İkna faaliyetinin etkili olması için ekonomik ilişkilerden azami istifade edilmelidir. Avrupa’da yaşayan Türklerin sahip olduğu her türlü toplumsal destekten de istifade edilmelidir.
Üçüncü aşama ekonomik harekât safhasıdır.
Öncelikle bölücü örgütün uyuşturucu trafiğinden elde ettiği geliri yok etmek için İran ve Suriye ile koordineli olarak ciddi ve geniş kapsamlı uyuşturucu operasyonu düzenlenmelidir. PKK tarafında kent merkezlerinde onun adına kara para aklayan her türlü ticari faaliyet yargı denetimine tabi tutularak kapatılmalıdır. "Eğitim ve İşsizlik" isimli makalemizde Doğu ve Güneydoğu Anadolu için önerdiğimiz projeler demeti ivedilikle uygulamaya konulur. Böylelikle örgütün maddi finans kaynağı kesilir ve Marksist Leninist bir sitem adı altında ırkçı şovenist ve diktatoryal bir yaklaşımla yöre halkımızın fakirliğini fukaralığını sömürmesi ve istismar ermesi önlenir.
Dördüncü aşama psiko sosyal ve kültürel harekât safhasıdır.
Bu aşamada ilk üç aşamadaki faaliyetler tamamlandığı için, yöre halkının kendi gelenek ve göreneklerini her hangi bir ırksal tabana dayandırmadan yaşayabilmeleri için ve gelecekte de benzer örgütler tarafından istismar edilmemesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılır. Ama bu düzenlemeler ne ayrı dil, ayrı bayrak, ayrı tarih nede muhtariyet ve benzeri örgütlenmeler değildir. İkinci aşamada terör yanlısı aşiretler mübadeleye tabi tutulduğundan devlet yanlısı aşiretler böyle bir talepte de bulunmayacaktır.
Bu aşamada belki de yapılacak en önemli faaliyet bölgedeki Feodal ve Tarikat yapının sona erdirilmesi olacaktır. Bu maksatla kendini şıh ve ağa ilan eden her türlü kişi ile aileleri Osmanlı Hanedanın yurt dışına çıkarılması esasları ile derhal yurt dışına çıkartılmalı, gasp ettikleri her türlü mal, para, emakin yargı yolu ile ilk önce devlete sonrada yöre halkına aktarılmalıdır.
Tabii bu plana tepkiler olacaktır. Bu tepkiler PKK’nın varlığından nemalanan kesimlerden gelecektir. Onlar PKK’nın bitmesini istemeyenlerdir. İsteselerdi PKK Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından çoktan bitirilirdi.
Devletimiz tarafından böylesine donanımlı, en ufak detayına kadar düşünülmüş uzun vadeli ve kısa zamanda çözüm alıcı planlar uygulanmadığı takdirde bölücülük her zaman dış tehdit unsurları tarafından ihtiyaç duyulduğunda Türkiye’nin zafiyeti olarak kullanılmaya devam edecektir.
YORUMLAR
Aslında çözüm hazır rantiyecilerin işine gelmiyor.Silah ticaretinin çoğunu bizim vatandaşımız yapmıyor mu ?
abd/ab/islam ülkelerine Türkiye üzerinden uyuşturucu kara para transferi had safhada değil mi ?
-Doğu bloku kapılarının açılması ile fuhuş sektörü lale devrine kavuşmadı mı ? sözde müslümanız ..
-Terörden beslenen kamu ve siyasiler rantiyeciler ne yapacak terör biterse...
-GSMH dan eşit pay alabiliyormuyuz ? tüm gelirin %85'i az sayıda hit tabakaya gidiyor mu...
daha ne çok şey sıralanır olmasa çözümü bize bıraksınlar
Kalemine sağlık üstad