- 433 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
GELECEK ELİMİZDE
Bir yılı daha geride bırakmanın mutluluğu içerisindeyiz. Bu mutluluğu anlamak için bence çocuk olmak gerek. Ancak on sekiz yaş altı çocuklar sevinir büyüdüklerini.
Yılların su gibi geçtiği, her yıl biraz daha sona yaklaştığımız ömrümüzde zamanın kıymetini bilemiyoruz. Zamanın kıymetini bilmeyenlerin, geçen zamana değil, gelen günlere sevinmesi kadar normal bir durum yoktur.
Ülkemiz son zamanların en zor yıllarını geçirmektedir. Bu aslında ülkemize has bir durum olmaktan daha ziyade, dünyanın ahval ve şeraitidir.
Kaptan zor günlerde belli olurmuş. Bakalım gelecek yıllar kimlerin daha iyi kaptan olduğunu ilan edecek.
Ateş çemberi içerisine sokulmak istenen yurdumuz, milletinin ve idarecilerinin sağduyu sayesinde bu günleri en az zararla atlatacaktır.
Milletimizin anlayış ve yaşantısındaki değişiklikler ne kadar zamanla paralel gitse de milletimizin özellikleriyle paralel gitmediği kanısındayım. Zaman her zaman bizim yanımızda olmayabiliyor.
Düne kadar yüreklerinin toplu attığından gurur duyan milletimiz, bugün o yürekleri bir araya getirebilme uğraşı içerisindedir.
Milletimizin yüreklerini bir araya getiremediğimiz müddetçe vatan ve milletimiz için iyi hayaller kurma ihtimalimiz yoktur. Milli Şairimiz bunu yaklaşık yüz yıl önce şöyle dile getirmiştir:
-Girmeden tefrika bir millete düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
Yine aynı durumları yaşadığımızı düşünüyorum. Bu sefer milletin yüreklerini toplamak biraz daha zor olacak gibi geliyor.
Yeni yılın ilk yazısında iyimser mesajlar vermek isterdim ama durum hiç öyle görünmüyor sevgili okurlarım.
Üç-beş gün önce geride bıraktığımız yılbaşında hemen hemen bütün milletin mesajlarını gördünüz. Milletimizin mesajlarının tamamında bireysellik sevgisizlik ve tatminsizlik göze çarpıyordu. Bu da bizim milletten ayrıştığımızı gösteren en büyük delildir.
Milletimiz bir gün önce ak dediğini bir gün sonra kara diyebilecek kadar değişmeye başladığını göstermiştir.
Milli ve manevi konular üzerinde mutabakat sağlayamadığımızın göstergesidir bunlar.
Şahsi çıkar ve öfkelerimiz hiçbir zaman bizim kılavuzumuz olmamalıdır.
Milletler birbirine güvenemeyen, sevemeyen, inanamayan ve mücadele etmeyen topluluklardan oluşmaz. Milletler geçmişte beraber yaşamış, bugün beraber yaşayan ve gelecek için beraber idealler besleyen insanlardan oluşur.
Birbirimizin eksiğini aramak, malını ve makamını kıskanmak, ayağına çelme takmak ancak düşmanın işidir. Bugün düşmanlarımızı taş çıkartacak arkadaşlarımız varsa bunlar dost değildir.
Verilen mesajlarda milletimizin ve vatanımızın istikbal ve istiklalini göremiyorsunuz. Oysaki vatan ve milletin istiklal ve istikbali olmadan bizim istikbalimizin olması düşünülemez.
Milletimiz en zor günleri, en karanlık geceleri, içindeki iman ve istiklal aşkıyla aşmış kadirşinas bir millettir. Bu özelliğimizi unutturmaya çalışanların yegâne emeli bizi benliğimizden ve inancımızdan vazgeçirerek dünya üzerindeki varlığımızı son verdirtmektir.
Milletimiz bunlar gibi çok düşman gördü. Hiçbirine aman vermedi. Yeter ki içerideki birliğimiz ve düzenimiz bozulmasın.
Bizler asgari müştereklerde birleşmesini bilmeliyiz. Allah ve vatan için küsüp, Allaha ve vatan için barışmalıyız. Dünyadaki menfaatlerimiz uzun ahiret hayatını heba etmemelidir.
Unutmayalım ki; sevgi, saygı, yardımlaşma ve barışın hâkim olduğu dünya bizim elimizdedir.
Muhabbetle!..
Osman GİRGİN
Eğitimci-Yazar
[email protected]
osmanlıhaber.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.