DEĞİŞEN TEK ŞEY
Bizim evdeki krom bardağın rengi, şekli, zihinde bıraktığı iz yirmi beş yıldır aynı mesela! Hep durur durması gerektiği yerde. Yine bu bardağı yamultma isteği anındaki psikolojim aynı. Her seferinde ellerimin arasında sıkarken yamulduğunu düşünüp yerine bırakırım ama bardakta en ufak değişimin olmadığını görürüm. Hiçbir sorunum yokmuş gibi şekilli bardağa bakar, uyurgezer gibi içeri geçerim… İstersem tüm gücümle bardağı kullanılmayacak kadar yamultabileceğimi, bunun sonucunda güçlü olduğumu düşüneceğimi düşünürüm çoğunlukla. Herkül kadar güçlüsün Cumali! Bu da bir değişim olamaz mı?..
Ağlamak isteği ile dolu olduğum halde ağlamamanın verdiği sıkıntı yirmi beş yıldır aynı. Ağlayamamanın verdiği sıkıntılı halin sonucu ellerimin arasına alırım başımı. O zaman anlarım ellerimin ve kafamın büyüklüğü aynı. Ellerimin içinde geçen damarların uzunluğu, kafamın içindeki aklın çapı da… Belki kalbimin dakikada atma hızı yaşım otuzu geçtiği için zaman zaman düşüyor, zaman zaman yükseliyor sadece. O anlarda eski sağlığımın olmadığını ama hayatımda önemli bir değişiklik olmadığını anlarım. Belki hiçbir değişiklik…
Saçlarımın beyazlamaya başlamasını bir değişim olarak algılamam doğru değildir. Sen hep aynısındır. Aşırı arabeskçe olacak ama senin saçın on yaşından beri beyazlıyor veya beyaz. Veya hiç beyazlamadı henüz. Kendini kandırmak da nerden çıktı?
Köydeki Halil Amca’nın adama bakışı aynı. Yirmi beş yıldır grimsi bir iz gibi harmana giden yolda öğle sıcağında, serin sonbahar gününde, soğuk kış akşamlarında gider, gelir. Giydiği gri kumaş pantolon hiç eskiyip yıpranmamıştır. Sen de öyle! Halil Amca’nın sardığı tütünü sonuna kadar içip elin yanmaya başlaması ile atması aynıdır. Bunu da biliyorsun. Bunu da aklına koy. Güzel günler göreceğiz, diyen siyasilere küfür etme! Elbette güzel günler göreceğiz.
1990’larda Yeni Yüzyıl gazetesinin ve 2015 yılının ortalarında Fiat’ın reklamını şevkle yapan ses aynı. Nefret etmemek elde değil.
Geçmişini şey ettiğimin şeyi, hiçbir şey değişmiyor. Tuvalette temizlenirken kullandığın tasın çapı da aynı yirmi beş yıldır. Musluğu sertçe sonuna kadar açınca tastan çıkan ses yine iğrenç. Boktan boktan konuşan sözde arkadaşlarının sana bakışı aynıdır. Sen yine her boktan anlayan boktan bir adamsındır çevrenin gözünde. Her boka yorum yapmasan bir şeyler değişecek! Sen de onlar da boktan adamlardır hakikatte. Bu değişmeyen bir şey.
Yirmi beş olmasa bile on yıldır disklerde sakladığın hayali aşkının küstahlığı da aynı. O her zamanki gibi mutludur. Sürtükler veya el sürülmemiş tertemiz rahibeler gibi sana gülümser. Şimdiden cennetteki köşkünü ve erkek arkadaşını ayarlamış gibi yoğun ve güven dolu bakışlarla objektife poz verir. Herkes henüz çok gençtir, yaşayacağı bir hayatı vardır; sonra cennette erkekler için huriler, kadınlar için eşler!
Metallica’nın Unforgiven şarkısını dinlerken aklına gelen soruların tipi aynı mesela.
Belki yarı çıplak bir bayana veya örtülü, fazla çekici bir kıza gözün kaydığında aklında artık çok fazla imge ve cinsel obje belirmiyordur ama bu bir değişim sayılmayabilir. Karşı cinse yakınlığın eskiden beri zaman zaman azalırdı zaten.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.