- 2301 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
HOŞÇAKAL
Cümlelerime başlarken ‘Merhaba’ diyerek başlamak isterim.Ama bunu demek için kendimde sana karşı bir şey hissetmediğimi fark ettim.Uzun zaman oldu değil mi? Hatırlıyor musun ? Dünya zevkleri için ömrüne sığdıramadığın insandan vazgeçeli ne kadar oldu ? Düşünüyor musun şuan ne yapıyor nasıl yaşıyor hiç hatırına geldim mi ? Duymadın belki bir erkeğin göz yaşı dökerken kalkıp gidişinde kırılan kalbin gürültüsünü. Korktun giderken çakan şimşek sesinden.Ama o şimşek sesi değildi.O ‘kırılan kalbinin sesini ben duydum, ben seni terk etmedim’ diyen Rabbimin sesiydi.Ağladım elim ayağım uyuşana kadar.Gözlerim kanayana kadar ağladım.Yastığıma başımı sıkıştırıp hıçkırıklarımı duymasınlar diye çırpındığım o karanlık gecelerde sığındım tek bir limanım dahi kalmamış iken sabrettim.Güneş doğmadı o gün.Sabah olmadı,yağmurlar hiç dinmedi.Şimşekler diğer günlere göre öfke ile dağı taşı dövüyorlardı.Kaç sigara paketi bitti.Kaç tane küllük balkondan aşağı döküldü.Kaç hayal yıkıldı.Kaç tane geleceğe dönük hayaller tecavüze uğradı.Kalp o kadar derin yaralar aldı ki acı çekişini dahi hissetmiyor belki de bağışıklık kazandı bunu bilemeyiz.Sormak isterim kalbime anlatacak birkaç yüz satırlık döküntüleri vardır belki.Hiç unutamam ki kafanın dikine gidişini ne heybetli yürüdün öyle.Ama her gidişin bir de dönüşü vardır elbet.Tabiri caiz ise ‘at gibi giden it gibi döner’ derler.Doğru demiş her kim demişse.Şimdi hayatımı belli bir düzene sokmuş vaziyetteyim.Yeni bir sayfa açmak kolaydır.Zor olan o temiz sayfaya tertemiz kirlenmemiş umutlar yerleştirmektir.Yeni sayfa yeni umutlar,yeni insanlar.Ben hayatıma yeni insanlar aldım.Peki ya sen? O kadar çok değiştin ki hayatında olan bütün insanları tek tek kaybediyorsun.’Ben değişmedim’ değişin geliyor yarım yamalak aklıma.İnsan değişir ve ne hikmet ise değiştiğini kabul etmez.İşte bu insanlar değiştiğini kabul etmeyen insanlar değişmiştir.Üniversiteye başlamadan bana verdiğin bir söz vardı.Bir muhabbet geçti aramızda.Hani ben sana mahallede çok sevdiğim bir abim var demiştim.Altı senelik ilişkisi kızın üniversiteye gitmesi ile bitmişti ve ben sana bir soru sormuştum.’Üniversiteye gittiğinde sende böyle olacak mısın?’ dedim.Sende kendinden emin bir şekilde beni inandıracak ve hayatımı mahvedecek en büyük yalanı daha en başından bana söyledin.’Üniversite seni benden edecekse okumam’ demiştin.Hatırladın mı? Hayatın boyunca yaşayabileceğin en büyük yalanla yaşadın.Beni de o hayatın içinde kullandın.Ben kendimi şuan boş zamanlarında hobi olarak kullanılmış işi bitince masaya taksi parası bırakılan bir hayat kadını gibi hissettim.Geçen gene yediğin nanelerden bir kaçı kulağıma geldi.Önce Allah için sonra da benim vesilem ile kapanmıştın.Bir kadının en güzel makyajı tesettürüdür.Arkadaşlarına uyup Allahın yasakladığı ve benim vesile olduğum o eşarbın hakkına girip günahların belki Allah katında affedildiği fakat benim affetmeyeceğim bir suç, bir son yaşadın.Kalkıp da rakı masasına sözde çok derdim var diye oturup içtin.Bunun günahı seninle Allah’ın arasında olan bir şey ben karışamam.Ama bendeki seni bitiren ne oldu biliyor musun? Hani bana verdiğin söz var ya üniversite seni benden edecekse okumam demiştin.En konuşmamızda sana bunu hatırlattım ve bana verdiğin cevapla tamamen bittin bende.Sana, bana verdiğin sözü hatırlattığımda bana ‘Gerçek yüzümü gördün işte, ben buyum’ dedin.Ve ben o defteri o gün, o gece kapattım.Çok tuhaf değil mi; senin bütün bir ömrüne sığdıramadığın bir insan seni bir ‘HOŞÇA KAL’ a sığdırıyor.Biliyor musun bir şairin dediği gibi ben hoşça kal diyemem sadece yazabilirim…
HOŞÇA KAL…