- 1304 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Öğrenilmiş Çaresizlik
* Öykümde kullandığım fotoğraf/resim bana ait değil, internetten alıntıdır.
YORUMLAR
Sayenizde taksim ve civarını gezmiş oldum bir iki sene oldu sanırım taksime gitmeyeli
gidesim geldi birden:) o kalabalık insan seli .değişik bir atmosferi var ' bizim gibi sahil beldesine yaşayanlar için
oralar bir hayli kalabalık ve beton soğu deden bir yapay samimiyet var ' yada en son taksime geldiğimde çok soğuk bir pazar günüydü arkadaşla buluşup sinema falan gezip dolaşacaktık ' arkadaşımın aniden işi çıkıp beni ekmesi ile birlikte az gezip etrafa bakınıp bi güzelde üşütüp eve geldiğim için çok güzel anıları yok.
yazınızı okuyunca biraz tebessüm edip anımsadım sayenizde .
güzel bir aşk hikayesi gibi gelse de sonunda hüzünlendim ; bazı öğretilmişlikler bulaşıcı sanırım
bir çoğumuzun sırası geldikçe öğrendiği öğretildiği haller.
tebrikler selamlar. beğeni ile okudum yazınızı.
nitemtran
Teşekkür ederim katkınıza.
Sağlıcakla kalın,
Sevgili Nitem.
Çok akıcı ve samimi duyguları aktarmışsın yazıya, keyifle birazda üzülerek okuduk. Ama sende iyi yapmışsın gıyabında da olsa Ramo’ya giydirmekle kalemine sağlık.
Saygı sevgilerimle.
nitemtran
Arada giydirmek lazım bu Nemrutlara. Sevgi ve Selamlarımla,
Sağlıcakla kal,
Metin
Mecidiyeköy-Taksim tasviri haikaydı, aynı park sıkıntısını mübalağasız yüzlerce kez yaşamışımdır. (Evim Mecidiyeköy'de, işim Sıraselviler'de idi -bir ara bir "cafe/kahvaltı/çiğbörek lokantası işletmeye heveslenmiştim-) Hikayenin kurgusu baştan sona kendini sıkıntısız okuttu. Tebrikler.Saygıyla
nitemtran
Saygı ve sevgiler.
Merhaba Metin Bey, yazınızı beğenerek okudum. İlk başlarda masum bir aşk hikayesi gibi devam ederken okuyucuyu ters köşe yapip öğrenilmiş çaresizlikle final yaptın.
Evet, istesek de istemesek de bu çaresizliği zamanla öğrenip adına da 'öğrenilmiş çaresizlik' diyoruz.
Jack London'un 'Sevginin Katıksızı' adlı romanında bu konu çok güzel ve derin işlenmiş. Bu kitabı okumadan önce sirklerdeki hayvanlara acırdım, okuduktan sonra ise sirklere hayvan terbiye edenlerden, hayvanlı sirk gösterisi yapanlardan nefretle karışık kin duymaya başladım.
Kaleminden öğrenilmiş çaresizliğin başka bir şeklini okudum ve beğendim.
Tebrik ederim, selamlar.
nitemtran
Sağlıcakla kalın, efendim.
Normalde yorum yapmayı pek beceremem, bu yüzden okuduğum çoğu yazı ya yorum yazmam. Geçen esmer arkadaşın garip hikayesinde de yazmayı denedim ama kısmet bu öyküye imiş.
Öğrenilmiş çaresizlikten ziyade, tecrübe edilmiş çaresizlikler insanı mahvediyor. Öyküde geçen, ergenlik sonrası yaşanan o zayıflık tecrübesi insanın özgüvenini de mahvediyor. Aslında bana ilginç gelen, kahramanımızın sonradan pdr okuyan birini bulup, onunla sevgilisi olması. Tabi öykü itibariyle psikolojiyle ilgilenen biri elbette olup, onun analizleri bizim için önemli olacaktı. Bunun sevgili olması da güzel bir kader tecellisi gibi duruyor.
Yalnız o taksinin önünden geçerken, hiç umursamadan geçip gitse, bu kadar etkilenmeyecekti kahramanımız. Burada ince bir ayar çekiliyor aslında, 'kardeşim, sen niye kendini küçük etkilerle büyük yıkımlara tekrar götürüyorsun?' Ortaya çıkıp, bir daha çıkmaması adına yok edilme yolu da mantıklı ama bunun sevgili/eş elinden yapılması insanı küçültür mü?
Bu öyküde geçen travmayı öğretmen itibariyle yaşamıştım. Öğretmenlere karşı bazı düşüncelerimden dolayı beni bütün öğretmenlere karşı olan biri olarak görüyorlar ama işte o kötü öğretmenler olarak nitelendirilenlere geldiğimden, mavi gözlü o taksici gibi, affedemiyor insan bazı insanları.
Neyse, boş konuşmayayım. İyi geldi bu yazı gerçekten.
nitemtran
Seni görmek hoştu bu mahzun köşede.
Sağlıcakla,
Güzel güzel İstanbul'u gezmeyi umarken "Ramo" belası çıktı.
Ama iyi ki de çıktı.
Toplumumuzda az da olsa bulunan bir insan tipini tanıdık.
Teşekkürler Usta
nitemtran
Teşekkür ederim ziyaretiniz için. Keşke fırsat olabilseydi de bir kahve içseydik beraber. Defter böyle bir güzellik de yapar inşallah.
Sağlıcakla hocam.