Doğa Sömürüsü
Dünya pislik dolu, bu dünya karanlık dolu, yobaz dolu, cahiliyet kokuyor, hata, yanlış kokuyor toprak bize hayat verdiği halde üç kuruş için satıp benliğimize leke sürüyoruz. Doğa anayı kalbinden parçalayıp kapitalist düzene kul oluyoruz. Deniz, toprak, hava, doğa bize yaşam sağlarken bizler bu güzellikleri hiçe sayıp beton yığınlarına tamah ediyoruz. Termiğine, Nükleerine, fabrikalara satarak doğayı, havayı kirletmekten ziyade küçücük bedenlere sahip çocukları, gençleri, kadınları, erkekleri türlü türlü hastalıklara maruz bırakıyoruz. Her şeyi doğal yemek varken, doğal üretmek varken kapitalizmin gerektirdiği şekilde tüketiyoruz ve üretiyoruz. Bu topraklar bizim ekimi biçimi her şeyi bizim elimizde doğal yaşam varken kapitalizme tamah etmemeliyiz. Bu devirde yediğimiz her besin hormonlu GDO’lu yaşam koşullarımızı kapitalizm değil bizler belirleriz.
Doğaya sahip çıkmak santrallere dur demek bizlerin elinde yaşam alanlarımıza el sürmemeliler hayatlarımıza bacalardan çıkan kara dumanları sokup hasta etmelerine izin vermemeliyiz. Bizleri bu santrallerde çalışacaksınız çok para kazanacaksınız gibi yalanlarla kandırmamalılar. O santrallerde çalışan arkadaşlarımızın ömürlerinin yarısı soludukları kara dumandan dolayı bitiyor. Güvencesiz, sigortasız ve yaşam standartları dışında bir iş koşuluyla bizlerin hayatını mahvediyorlar. Madenlerde, santrallerde çalışan tüm insanlar hayatlarının yarısını o madende bırakıyorlar. İnsanların daha özgür, daha sağlıklı bir şekilde yaşaması için kapitalizmin zehir saçan bacaları hayatımızda olmamalı. Soluduğumuz havaya kendi ellerimizle zarar vermekten vazgeçmeliyiz.
Çocuklarımızın yaşadığı bu dünyayı onların sağlıklı bir biçimde yaşamaları için temiz tutmalıyız. Tüm bunların olması için gerekli olan tek şey doğaya ve yaşamımıza sahip çıkmaktır. Doğal yaşam ve temiz havaya sahip olmak bizim en büyük hakkımızdır. Büyük şair Aşık Veysel’in de dediği gibi “benim sadık yârim kara topraktır…” bize gereken her besini en doğal şekilde veren bu topraklara göz koyan kapitalizme karşı sessiz kalmamalıyız. Sağlıklı ve doğal yaşamak hakkımızdır.
YORUMLAR
Çok anlamlı bir makale, yazarı tebrik ederim.
Doğayı öldürüp, temiz nefes alamayacak, oturmak için bir yeşil alan bulamayacak duruma geldiğimizde,
elektrik santrallarının, fabrikaların, taş yığını binaların, AVM'lerin, villaların, otoyolların, altınların, elmasların, camilerin, servetin, malın, mülkün, kabarık banka hesaplarının, şanın, şöhretin, makamın... ve duaların
beş para etmediğini anlayacağız, ama iş işten çoktan geçmiş olacak!
El Fatiha!
......................
Saygı ve selamlar