- 643 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİLMİYORUM
Beyaz ve Türk olarak doğmuş bir vatandaşım.Hiç düşünmedim şu an düşünerek yazıyorum.Seçme şansım olsa idi hangi renk olmayı,hangi ırkta doğmayı tercih ederdim.Hangi Ülkede doğup yaşamak tercihim olurdu.
Seçme şansım olsa idi hangi inanış tercihim olurdu.
Siyahların ırkında doğmuş olsam acaba beyazlar gözüme çirkinmi gelirdi, yada itici olduklarınımı düşünürdüm ,inanın bunu bende bilmiyorum.
Bazen en kötüsünü düşünüp kadın haklarının tamamen ellerinden alındığı ,aşağı ve hor görüldüğü Ülkeler de doğmadığım için kendimi çok şanslı görüyorum.... En azından şimdiki standartlarda.
Şimdi düşünüyorum....peki hindistanda doğup büyüseydim, oranın kültürüyle büyümekten kurtulabilirmiydim.Acıma duygum dahamı az dahamı fazla olurdu ,inanın bende bilmiyorum.Orada doğmadığıma çok seviniyorum.
Hindistan hindu kadınları bizim yaşam şartlarımızdan haberdar olsalar, acaba burada yaşamayı isterlermiydi.....Elbetteki isterlerdi ,diye düşündüm şu an....Çünkü ben ,bu şartlarda yaşamayı bırakıp,Hindu kadını olarak yaşamayı istemezdim.Ve kadın haklarının sıfırda olduğu hiç bir Ülkede yaşamayı istemezdim.
Çinde yada japonyada doğsam Ahtapot yiyecek ,yada köpek ,yada yılan yiyor olacaktım. Yada başka canlıları yiyecektim peki,bunları yememe kim engel olabilecekti ki.Yada hiçbir canlıyı yemiyor olabilirdim.Bunu bende bilmiyorum.
Yada başka Ülke de Matador hayranı olan bir kadın olup ,Boğa güreşlerini büyük bir keyif le izleyen biri olmama kim engel olabilirdi ki.Onlardan farklı düşünüp boğa lara acıyabilmem için ,yüreğime biri merhamet koyabilirmiydi , inanın bende bilmiyorum.
Hiçbir teknolejiyi bilmeyen TV den habersiz kaba ,saba görgü kurallarından habersiz ,oldukça itici görünüşlü, ormanda Düyadan habersiz Kabilelerde doğsa idim......onlar gibi olmama kim engel olabilir
di ki.Bu kader miydi şansmıydı İnanın bende bilmiyorum.
YORUMLAR
Güzel özetlemişsiniz. İnsanlar içinde doğdukları kültürle (çok geniş bir kavram tabi ki) o kadar sarmalanıp, biçimlendirilmişlerdir ki, bu hallerini en güzel hal sanır, bunun dışına çıkmamak için inanılmaz bir direnç gösterirler.
Elbette bu her toplum hatta toplumdaki fertlerin eğitim durumlarına göre de çeşitlilik arz eder. Karmaşıktır yani. Yine de bazı genellemeler yapılabilir. Mesela, kapalı toplumlarda haliyle kapalı kültürlerde, kendi kültürünün tek ve yegane doğru olduğu kabulü çok daha güçlüdür. Dini en doğru, yeme içme alışkanlıkları en doğru, kadın erkek ilişkisi en doğru, cinselliğin durumu en doğru vs.kabul eder hatta bunu apriori sayarlar.
Oysa açık toplumlarda ki bunun şartı başta eğitim olma üzere, tüm kişisel hak ve özgürlüklerin olması, en önemlisi ise çok partili, özgür seçimlerin olmasıdır. Ve bu hakların tüm topluma yayılmış olmasıdır. İşte böyle toplumlarda kendi kültürünün bir çok öğesinden gurur duymasına rağmen, diğer kültürlerin kendi kültürüyle çok uzlaşmaz çelişkisi olmayan öğelerine saygı gösterir. En azından onun kültürünü yaşamasına nötr kalır.
Bu anlamda ben, açık toplumların gittiği yolu daha akılcı hatta gerçek buluyorum. Hindistan örneği çok enteresan zira Hindistan bir çok topluma göre oldukça açık bir toplumdur fakat, eğitim dahil, kişisel hak ve özgürlükleri bir türlü tabana yaymayı beceremedi. Her halde nüfusunun çokluğu ve ekonomik kaynaklarının yeterli olmamasıdır sebep.
Zor konu vesselam.
Kaleminize sağlık, Defter'e hoş geldiniz.
Sağlıcakla,