- 551 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Şu kapitalizm dedikleri...
Necip Fazıl,"Düşmanıma" adlı şiirinde "ironi" yaparcasına şöyle demektedir:
-Ey düşmanım,sen benim ifade ve hızımsın;
Gündüz geceye muhtaç,bana da sen lazımsın!
Geride bıraktığımız 2015 yılında ülkemizin bazı kesimlerince hem de en solundan ta Anti-kapitalist Müslümanına kadar ortak "düşman" ilan edilivermişti:
-Kapitalizm!
"Düşman "belli olunca ona dair "mevzilenmek" de gayet kolay olmaktadır.
Düşmanı kahretmek ve yok olması için çalışmak!
Öncelikle kavramın tarihsel seyrine bakmak gerek:
Kapitalizm,Marksizmin ortaya attığı/çıkardığı tarihsel determinizmin bir uydurmasıdır.Kaldı ki toplumların "deterministik" olarak tek doğrultu da ilerlemesi de olsa olsa "bilimsel" bir hurafedir.Ki hayat bunun böyle olmadığının sayısız örnekleriyle doludur.
Kapitalizm,Marksizmin dediği gibi bir "üretim biçimi" de değildir.
Özel mülkiyete ve serbest ticarete dayalı bir ekonomik ilişki biçimdir.
"Kapitalizmi" düşman ilan etmek,aynı zamanda "özel mülkiyete" karşı da savaş açmak demektir.Bunu yerine de "devletçiliği" monte etmektir.
Basitçe düşünelim:
Diyelim ki "özel mülkiyet " kötüdür peki "devlet/kamu" mülkiyetinin iyi olduğuna dair bir bilgi bir kanıt var mıdır?Ortada tam tersi örnekler o kadar çoktur ki!Eski Sovyetlerde büyük devlet çiftlikleri tarımdaki "mülkiyetin" yüzde 95’ine sahip iken(Sovhoz),köylülere de yüzde 5 oranında özel mülki anlamında araziler kiralanmaktaydı.(kolhoz)
Sonuçta ortaya çıkan şu olmuştur: Üretimleri aynı.Yani yüzde 5,yüzde 95 kadar üretim yapmıştır.
Ülkemiz ormanlarının sadece yüzde yarımı kadar "özel mülkiyete" aittir ama Portekiz’de ormanların yüzde 98’i,Avusturya’da yüzde 96 ’sı şahıslara aittir.
Kapitalizm,insan hak ve özgürlüklerinin gelişim için "gerek "şarttır ama "yeter" şart değildir.Dolayısıyla özel mülkiyetin ve serbest ticaretin egemen olduğu ülkelerde insan hak ve özgürlükleri için uğraşmak/çaba göstermek gerekir.
Bunun da yolu liberal demokrasidir.
Mutlak eşitlik ise mutlak özgürlük kadar tehlikelidir çünkü özgürlüğü değerli kılan şey,onun sınırlı olduğu gerçeğini kabul etmektir.
Benim yumruk atma özgürlüğüm,senin burnunun başladığı yerde biter!
Kısaca özel mülkiyete ve serbest ticarete dayalı olarak liberal değerlerin ve demokrasinin gelişimi çok önemlidir diye düşünmekteyim.Kaldı ki bunlar kitaptan birer "doktrin" olarak çıkarılan şeyler de değildir.
Eski bir İran atasözü buna ışık tutar niteliktedir:
-Şimdi düğün geçti,yüz bardak bir ekmeğe!
İran kültüründe-Şimdiki hal değil.- şarap önemli bir nesnedir ve düğünlerde talep edilir,bardak da lazımdır içmek için.Ama düğün bitince de bardağın "talep "edeni azalınca "değeri" de azalmaktadır.
Mekanizması da budur işte serbest ticaretin.
Arz ve talep.
Bu "düşmansa" ben almayayım!
YORUMLAR
Sizin gibi soldan gelmiş döneklere ne anlatsak boş, çünkü oradan gelmişsiniz ya.. şimdi o halinize böyle habire saldırmanız inkar ve nöker arası bir araf insanlık ve tanımlı değerlerinden çıkmakla kaabil...
Üretmek, kamuculuk, eşitlik, paylaşmak, akıl ve bilim...
Siz, bir şekilde size farkettirdikleri etninize kamuculuğu, sizinle onun (Birtengri) arasında kalması iyi dinciliği sıradanlaştırmayı, bilimsel ve akli hurafelere, devlete ait ikenlik ve ama emperyal kapitalizmin eline de henüz geçmemişlikle olanlık farkını, rakamlardan ibaret (olmayan) bir GSMHlere devretmişsiniz.
Tanım dışısınız.. homo etnicus, homo economicus karşım bir tanıma teşnesiniz, o zaman demek ki normaldır.
Esenlik...
Göktürkmen tarafından 1/19/2016 2:38:01 PM zamanında düzenlenmiştir.