- 2202 Okunma
- 13 Yorum
- 1 Beğeni
Duygu Hırsızlarına…
Duygu Hırsızlarına…
Yalan:
Kime sorsanız bu gün yalandan nefret ederim der. Doğrudur da. Kişiliğimize zarar verecek yalanlardan insan olan nefret eder. Ufak tefek durumu kurtarmak için söylenen yalanlar hariç. Mesela küçük bir çocuğunuz var ve bademcik sorunu yaşıyor, dondurmayı çok seviyor. Anne olarak çocuğu ikna etmemiz gerekir. Dondurmacıda dondurma kalmamış deriz. Ne kadar ikna edebildiysek artık deneriz. Bunları masum yalanlar olarak adlandırırız. Her insan bu masum yalanları hayatı boyunca çok kez kullanmıştır. Kullanmadım diyen yalan söyler. Ama ben asla yalan söylemem diyenlerde çıkacaktır içimizde.
Hata:
Hatasız kul olmaz demiş Orhan Gencebay. Doğru söylemiş. Hata biz insanlar için. Bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız hatalarımız çoktur. Bilmeyerek yapılan hatalar da karşı taraf farkına varır ve uyarır hata yapan kişi bundan ders çıkarır bir daha yapmaz.
Bilerek yapılan hatalar kendi başına sorun zaten. İster konuş, izah et, anlatmaya çalış anlamazlar. Alışmışlardır. İkna edemezsin. Savunma mekanizmaları bir acayip çalışır.
Bir sürü yalan uydururlar. Bu yalanları söylerken önce kendileri inanırlar ve seninde inanmanı isterler.
Hırsız:
Hırsız dendi mi akla evimize girip, eşyalarımızı karıştırıp, parada değer olanları toplayan kişiler gelir aklımıza. Bir süre evimizde tedirgin dolaşır ve huzursuz oluruz.
Bir daha hırsız girmesin diye tedbirler almaya çalışırız.
Hırsızlık sadece eşya, mücevher ya da para çalmak mıdır sizce?
Ya duygu hırsızlarına ne demeli?
Kalbinizi çalanlar ayrı tabi. Aşk yönünden hani! Kadın olsun erkek olsun cinsiyet ayrımı yapmadan bu işi meslek edinenler var ne yazık ki. O kişilerde kısa sürede belli eder kendini.
Konumuz duygu hırsızı derken onlar değil. Kendimizce yazıp karaladığımız, iç dünyamızı döktüğümüz, çevremizdeki olayları anlatabilme kabiliyeti olanlarımızın duygularından bahsediyorum.
Bu duygularımızı utanmadan çalanlar var. Bazen hiç tanımadığımız kişide olabiliyorlar, bir bakıyorsunuz yüz yüze görüştüğünüz arkadaşınızda çıkabiliyor. Hiç tanımadığınız kişilerle mücadele etmek kolay, hukuk yoluna başvurursunuz bir şekilde hakkınızı ararsınız. Ya tanıdık olanlar?
Onlarla durum daha kötü! Önce uyarmaya çalışırsınız. Dinlemez. Sonra zaman içinde ispatıyla çıkarsınız karşısına o kadar yüzsüzdür ki benim duygularım der göz göre göre. Lakin görünen köy kılavuz istemez.
İnsanlık bende kalsın dersiniz son kez ikaz edersiniz. Kabullenmiş görünüp sizi kandırmaya çalışır. Birkaç damlada gözyaşı döker. İnsani yönünüz ağır basar sizde bir daha olmasın der konuyu kapatırsınız.
Daha üstünden altı saat geçmeden sosyal medyada acıtasyon yorumlarla dostluktan, dostun attığı tekmeden bahsederek kendini aklamaya çalışarak yandaş toplamaya başladığına şahit olursunuz.
İşte o an bıçak kemiğe dayanmıştır. Dur demenin zamanıdır. Artık konuşmaya gerek duymaz hayatınızdan tamamen çıkarır sosyal medyada engellersiniz.
Hata yapar, duyguları çalar, üstüne yalan söyler. Bu bir kısır döngüdür. Devam eder gider. Siz o kişiyi rencide etmeyeyim, doğru yolu göstereyim, bir insan daha kazanalım mücadelesi verirken bir süre sonra bir bakmışsınız farkında olmadan bu girdaba sizde kapılmışsındır.
Bu tür emeğe saygısı olmayan kişilikler lütfen bizden uzak olsunlar.
Atasözlerimiz o kadar doğru ki.
Bir insan yedisinde neyse yetmişinde de odur.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Alışmış kudurmuştan beterdir.
Minareyi çalan kılıfı hazırlar.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
Şu an aklıma gelen atasözleri bunlar. Unuttuklarım varsa sizlerin eklemesini rica ediyorum. Saygılarımla…
05.01.2016_____________Seher_Yeli Seher Zerrin Ceviz Aktaş
Not: Şiir veya yazı paylaşırken kime ait olduğunu lütfen altına yazalım. Eğer bir yazı, şiirde bilinen cümleler kullanılıyorsa ‘’ tırnak içine almalıyız. Bu davranış emeğe ve kendimize olan saygının işaretidir.
YORUMLAR
Seher hanım ne söylesem yetersiz kalacak bu gibi duygu hırsızlarına pisikolojik kıskançlıkmı diyelim ALLAH her türlü hırsızlardan bizi uzak tutsun üzüldüm doğrusu en çok ta yakından tanışıyor olmanızdan dolayı hani derler ya insanı en çok en yakınındaki üzer diye sizinkide böyle bir şey olmuş umarım bu son olur saygılarımla
Düzgün yazılmış bir yazıydı. Tebrik ederim... Anlayamadığım bu "duygu hırsızlığı" nın ne menem bir şey olduğu. Ben şiir yazıyorum, kurgum ayrılık üzerine; aynı kurguda binlerce şiir yazılıyor. Ayrılık duygusunu binlerce şair birbirinden çalmış mı oluyor?... Ya da başka duyguları... Saçmalık! Duygu hırsızlığı diye bir yasak yoktur edebiyatta. Bunu anlayabilmek çok mu zor, bilemiyorum... Edebiyatta ve sanatta bir tek yasak vardır; onun adı da "intihal" dir...Yani bir başkasının yazdığı (ya da yaptığı) eseri noktası, virgülüne dokunmadan sahiplenmektir. Onun dışındaki her uygulama mübah kabul edilir. Yasaya göre eserinizin yüzde otuz ve daha azı nispetindeki alıntılarda mübah kabul edilmektedir. Tırnak kullanmak ya da kaynakça belirtmek gerekmez... Adam bir eserin kurgusundan nispi olarak yararlanarak bir başka eser ortaya koymuşsa (örneğin bir romanın kurgusuyla bir film senaryosu veya kısa öykü yazmışsa, ya da yabancı dilde yazılmış bir eseri Türkçeye çevirip, çevirilen eseri Türk geleneklerine ve isimlerine uyarlamışsa) bu ADAPTASYONDUR VE BUNA HIRSIZLIK DEMEK "ÇALINTI ÇAMURCULUĞU" dur. Bu güzel siteyi bu çamurcuların çamur izinden temizlemek zor. Edebiyat defteri yöneticileri kuralı ilan etmiş: "İntihal yapılan yazılar silinir" diyerek. Dememişler ki, insanlar birbirlerine sen bu yazıyı çalmışsın, diye hakaret edebilir... İntihal olduğunu anladığın yazının linkini bildirirsin yönetime, onlar da siler. Bundan ötesi hiçkimsenin üstüne vazife olmamalı. Değil mi efendim? Bu sitede hepimiz profesyonel kaygıdan uzak, amatör bir keyif için yazıyoruz. Adamın yazdıklarını beğenmiyorsan, yazıya inanmıyorsan okuma, geç... Saygılar
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Kemnur
Ne güzel yazmışsın gelinciğim emeğe saygı kalmamış ama bu konuda hukuki bir şeyde yapılamıyor şiirin tamamını alıp iki kelimde değiştirdi mi iş bitmiştir oluyor bu tazr insanlar benim gözümde basit, çaresiz ve yüzsüzdür insanlardır yazamıyorsan çalmana ne gerek var
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Bu duruma ben de çok üzulüyor, içerliyorum ama Seher'im senin de dediğin gibi alışmış kudurmuştan betermiş. Kaç yazimi, kaç siirimi başka başka sitelerde buldum şaşarsın. Uyarmaya kalksam Yüzleri bile kızarmıyor inan bana.
Yedisinde neyse yetmişinde de o, öbür tarafı düşünmeden taraf toplamak da işin garip tarafı.
Tebrik ederim.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Bu konuyla ilgili düşünce ve yorumumu yazmıştım.tekrar etmeye gerek
duymuyorum.ama gerçekten sami hocanın şiiriyle
aynı zamana denk gelmesi müthiş bir rastlantı.sami hocamın şiirini okuyunca
Tabii olayı bildiğim için cuk diye oturmuş dedim. Emek hırsızlarına verilecek daha güzel ders olamaz
sevgili hocamada teşekkürler.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Yüreğini biliyorum abi çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla...
Not: Azıcık seni kıskandırayım mı? Bu cumartesi Sami abinin derneğe gelme ihtimali var. Gelirse yandın artık kulakların çınlar durur ve kıskançlıktan çatlarsın. :))))
Şaka şaka ben üzmem abimi senide sohbete telle katarız merak etme...
En iyisi sadece okumak. :)) Öteki türlü her zaman riskli. Bir yandan acaba oldu mu? olmadı mı? diye düşün; diğer yandan, "ordan mı aldın? burdan mı aldın? yoksa şurdan mı?" imalarına maruz kal. :)
Şaka bir yana; Emek, en yüce değerdir.
Erdinn tarafından 1/6/2016 11:59:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
zerrinim arsızda ar araman faydasız ne yazıyla ne sözle düzeltemezsin nedeni insan kendini bilmeli önce vicdan muhakemesi yapmalı insan olmayı denemeli birde yavuz halleri var su üstüne çıkan ata sözümüzdeki yavuz hırsız ev sahibini bastırır diye boşa denmemiş
emeği bilen
insan olan
dostluğa değer veren
haram lokma gibi emek lokması almayan
arsızlığına sığınmayan
yüzsüz olmayan
hırsızlığı amaç edinmeyen dostluklar dilerim
dilerim birilerine ders olur
dilerim uslanır haramzadeler
sevgiyle kal
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Çok teşekkür ederim ablacım. Seni Seviyorum...
Bende uzun zamandır yazamıyorum. Zaten şairde değilim. Bir hevesle başladım ve durdum. Boşuna bekliyorum ilham perisi gelsin diye meğer kolayı varmış duygu hırsızlığı yapmalıymışım.:)))
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
İnsanın en çok korktuğu şey çıplak kalmak… Oysa en zevk aldığı şey de çıplak olmakmış…İkisinin arasında bir tercih yapmak için insanın düşünmesi mi lazım yoksa duygulanması mı? ’ Bu durumda sahip olduğum bütün duygu ve düşüncelerimi terk ediyorum…Bak işte yeniden çıplak kalıyorum… Tanrım Sen bilirsin !
Doğru : ‘’Cehennemliklerin suçu seks ve içki idi. Doğru: Cennetliklerin mükafatı da seks ve içki…Gelecek nesiller bizim saflığımıza gülüyorlar. Sen anlıyor musun? Ben anlamıyorum ! ‘
Bazen satır aralarında birileriyle kavga ederken aklıma, doğruya yalan olmadan ulaşmanın mümkün olmadığı geliyor… Doğru yoksa yanlışta yok…Doğru yoksa yalanda yok… İyi yoksa kötü de…Yani bir şeyi var eden kesinlikle zıttıdır… Bu durumda akla ilk gelen şey Makul olanda buluşmak… İşte sizin sözünü ettiğiniz şey de budur…
Her şeyi silelim ve dünyayı Tanrıdan geçici süre için alalım… Alan insanların hepsi de doğru kişiler olsun…Bana bir dünya yaratın ve içinde bütün güzel duyguları koyun…Ve devam edin o duyguları yaşamaya… Biraz sonra o duygularda boğulursunuz…Çünkü zıttı olmayan bir duygu anlamsızlaşır ve yok eder onu yaşayanı…
Dünyaya anlam veren her şey o kadar ince ayardan geçmiş ki; hatalar, yalanlar, hırsızlar karşıtlarına anlam ve değer vermiş…Düşünsenize ya bunlar olmasaydı bu yazıda olmazdı
saygılar
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Onlar hep olacak bizlerde onlarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Teşekkür ederim, saygılarımla...
Aynı günde aynı konuyu düşünmek ve aynı konu üzerine senin yazı, benim şiir yazmam... İlginç ama hoş bir tesadüf. Öte taraftan, baktığımızda - henüz benim başıma gelmediyse de- bu tür emek hırsızlığının bir hayli yaygın olduğuna şahit oluyorum.
Üzücü bir durum. Bir insan mesela kendi doğurmadığı ya da doğumuna sebep olmadığı, bir tek gün bakıp büyütmediği birine nasıl '' Bu benim çocuğum '' diyebilir?
Bu da öyle bir şey. Ama sanırım eşya kleptomanları olduğu gibi herhangi bir eşyayı değil de insanların emek ve duygularını çalma hastalığına tutulmuş olan kleptomanlar da var.
Tedavi ettirilmeleri lazım. Bu nasıl olur bilmiyorum ama çaresi tedavi...
Selam ve sevgilerimle.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Malesef ve ne yazık ki üzülerek söylüyorum bunların tedavisi yok. Neden yok, hasta olduklarını kabul etmiyorlar.
Kelimesi kelimesine ispatlı olduğu halde utanmadan bunlar benim duygularım diyebiliyor. Gerisini sen düşün.
Çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla...
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Çok teşekkür ederim. Saygılarımla...