OĞUZ ATAY / TUTUNAMAYANLAR
OĞUZ ATAY – TUTUNAMAYANLAR ESER İNCELEMESİ
KİTABIN KÜNYESİ
Yazarın adı:Oğuz ATAY
Eserin adı:TUTUNAMAYANLAR
Yayımlandığı yıl:1971
Yayımlandığı basımevi:İletişim Yayıncılık
Sayfa sayısı:724
OĞUZ ATAY Kimdir ?
12 Ekim 1934 tarihinde Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde doğdu. 1939 yılında ailesiyle Ankara’ya geldi. Ortaöğrenimini Ankara Maarif Koleji’nde tamamladı (1951). İTÜ İnşaat Fakültesi’ni bitirdi (1957). İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi İnşaat Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptı. Burada topoğrafya ve yol inşaatı dersleri okuttu. 1975 yılında doçent oldu. Topografya adlı meslek kitabını yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayınlandı. Beyninde çıkan bir tümör nedeniyle Londra’da tedavi gördü. 13 Aralık 1977 tarihinde İstanbul’da vefat etti.
Oğuz Atay Eserleri
Roman:
• Tutunamayanlar (1971-1972’de iki cilt, yeni basımı tek cilt 1984)
• Tehlikeli Oyunlar (1973)
• Bir Bilim Adamının Romanı (1975)
• Eylembilim (1998, tamamlanmamış roman)
Öykü:
• Korkuyu Beklerken (1975)
Oyun:
• Oyunlarla Yaşayanlar (1985)ÖDÜLLERİ
• 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü, Tutunamayanlar ile
Romanın konusu:
Selim Işık’ın intihar ettiğini öğrenen Turgut Özben, ihmal ettiğini düşündüğü arkadaşının geçmişinin izini sürmeye ve Selim’in tanıdığı insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır. Her insana farklı bir yönünü gösteren Selim’in görüntüsü, Turgut’un bu insanlarla konuşması sonucu okuyucunun ve Turgut’un gözünde netlik kazanacaktır. Romanda birçok kişi vardır ama her biri aslında Selim’in hayatındaki kişilerdir ve tüm anlatılanlar Selim Işık’ı aydınlatır. Selim Işık "düşünen ve sorgulayan insan"ın simgesidir ve bu yüzden "tutunamamış"tır.
ESERİN ÖZETİ
1.Bölüm
Olay, XX. yüzyılın ikinci yarısında, bir gece, Turgut’un evinde başlamıştı. O zamanlar daha Olric yoktu, daha o zamanlar Turgut’un kafası bu kadar karışık değildi. Bir gece yarısı evinde oturmuş düşünüyordu. Selim, arkasından bir de herkesin bu durumlarda yaptığı gibi, mektuba benzer bir şey bırakarak, bu dünyadan birkaç gün önce kendi isteğiyle ayrılıp gitmişti. Turgut olayın çok etkisinde kalır, intiharın sebeplerini merak eder. Bu amaçla araştırmalara girişir. İlkin Selim’in arkadaşlarından Metin ve Esat’la görüşür. Başlangıçta karanlıkta olan Selim’in karakteri bu görüşmeler sonucunda aydınlanmaya başlamıştır. Turgut Özben Selim’in arkadaşlarından Süleyman Kargı’yı bulur. Süleyman ona Selim’in yazdığı 600 mısralık bir şiir verir. Şiire göre «Selim Işık Tek ve Türk. Ve duygulu, amansız/sabırsız ve olumsuz, yaşantısında cansız» sanılan bir kişidir Ruhsal tahlillerle başlayan roman diğer bölümlerde de bu özelliğini devam ettirir.
2. Bölüm
Turgut ÖZBEN Selim’le ilişkisi olan Günseli adlı bir kızla tanışır. Günseli Selim’le bir toplu gezintide rastlamıştır. Sıkıntılı ve asık suratlıdır. Onu avutmaya kalkışır. Fakat Selim’in soru yağmuruna tutulur. O gün anlaşamazlar. Aradan bir ay geçer. Selim onu telefonla arar. Buluşurlar. İlişkileri gitgide ilerler. Ne var ki Selim evlenmeye yanaşmaz. Çok kuşkuludur, geleceğe güveni yoktur, inançsızdır, aile düzeninden de hoşlanmaz. Sanki bir kafese kapatılmıştır. Hastalanır. Kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadığını düşünür. Günseli’ye bir mektup gönderir. Ardından intihar eder.
3. Bölüm
Selim son günlerinde Tutunamayanlar üstüne bir ansiklopedi hazırlamaya girişir. Orada kendisine bir madde ayırır. Bu maddede belirttiğine göre, Selim bir kasabada doğmuştur. Babası memurdur. Küçükken ağır bir hastalık geçirir. Altı yaşında ailesiyle büyük bir şehre göçer. Sabri adlı bir çocukla arkadaş olur. Okula gider. Uzun boylu olduğu için arka sıralara oturtulur. Sınıfta çok konuşur. Orta okuldayken Pitigrilli’yi okur. Sonra kızlarla dolaşmaya başlar. O sırada dünya savaşı patlar. Yiyecekler pahalanır. Askerliğini yaparken Süleyman KARGI ile tanışır. Askerlik bitince açıkta kalır. Kimse ona sahip çıkmaz. Odasına kapanır. Yemek yemez, içki içmez olur. Turgut Özben araştırmaları sırasında yavaş yavaş kendi benliğini tanır: O da tutunamayanlardan biridir. Kendini o zamana değin bir takım törelerin, alışkanlıkların yönettiğini sezer. Gitgide bağsızlığa doğru kayar. Evinden ayrılır.
Bir trene binip uzaklaşır. Gözden kaybolur.
SONUÇ
Oğuz Atay, tutunamayanları anlatmış; toplum tarafından beğenilmeyip dışlanan, alay edilen, suçlanan, hatta kendini suçlayan bu insanları anlamış; ruhlarını tahlil etmiş ve hem topluma hem tutunamayanların kendisine karşı savunmuş.
Toplumun kurallarıyla kuralları karşısında uyumsuz kalan insanın dramını değişik işleyen eser, roman alanında adı duyulmamış bir yazarın olgun düzeyini getirdi.Okunmasının güçlüğüne karşın bıraktığı ilk etki ile özgün ve derin göründü; bir sürpriz tadı taşıdı.Uyanık ve araştırıcı bir gözlemin toplum sorunlarını eleştiren ve değerlendiren bakışı, usta bir anlatım yetisiyle birleştiği için ödülünü hak eder bütünlüğe vardı.Bir roman; gerekli gereksiz ayrıntılarıyla kendi bütünlüğünü zedeleyen fazlalıklarla, yinelemelerle filtreli sigaranın kanseri %7 oranında azalttığını söylemeden geçemeyen bilgilerle dolu.Yazarın ayıklama ve seçme gözetmeden, ne biliyorsa içine katmaktan zevk duyduğu sayfalar.Romanın üslup özelliğinde, değişikliklerin, sıçramaların büyük payı vardır.Atay, Tutunamayanlar için herhangi bir kural koymamıştır.Toplum kurumları ve kurallarıyla uyumsuz olan tutunamayan bir insan anlatılmıştır.
KAYNAKÇA
1.//www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=796 Erişim tarihi:29.12.2015
2. www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=796 Erişim tarihi:29.12.2015
3. www.edebiyathaber.net/oguz-atayla-tutunamayanlar-uzerine/ Erişim tarihi:29.12.2015
4. www.edebiyathaber.net/oguz-atayla-tutunamayanlar-uzerine/ Erişim tarihi:29.12.2015
5. www.edebiyathaber.net/oguz-atayla-tutunamayanlar-uzerine/ Erişim tarihi:29.12.2015
6. www.edebiyathaber.net/oguz-atayla-tutunamayanlar-uzerine/ Erişim tarihi:29.12.2015