- 988 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ELVEDA YAR
.......
Dayanmak mümkün değil,
Haydi yüreğim,götür beni sevdiğime,
Beklemesin yar.
Ahmet bey, her gün şafak vakti, gün ağarırken sahile iner, rıhtımda bir bankta oturur, saatlerce rıhtıma yanaşan vapurları gözlerdi. Bir umudu vardı, yıllarca özlemle beklediği sevgilisinin çıka’gelmesini ummaktadır. Bu bekleyiş yıllarca sürmüş ve halen aynı umut ve azimle vapurlardan birinden gelebileceğine inanmaktadır.
Çocukluğundan beri yaşadığı bu semtte herkes tarafından bilinen ve sevilen bir kişiydi Ahmet bey. Onun her gün rıhtımda bekleyişinin nedenini bilenler, üzüntü ile gözler ve acırlardı.
Yıllar su gibi geçmiş ve Ahmet bey yaşlanmıştır. Eller titriyor, gözlerinin feri kaçmıştır. Ayakları titrediğinden yıllardır baston kullanmaktadır. Ayakları titrerken üzülür, bazende ’ Aman. Yaşlılık işte. Olur öyle işler. ’ der geçer.
Son zamanlarda Ahmet beyin içi geçer, gözlerini yumar, eski günleri hatırlamaya çalışırdı.
Annesi ev hanımı,neşeli bir kadındı. ona çok iyi bakmıştı. Babası ise günün çoğunu mahalle kahvesinde zaman geçiren bir emekliydi. Sevecen ve iyi bir aile reisiydi. Çok iyi bir çocukluğu geçmişti Ahmet beyin.
Çevresinde ve okulunda sevilen biriydi. Hiç kimsenin işine karışmaz, kibar bir delikanlıydı.
Bir sabah okula giderken, karşı evin penceresinde etrafa bakınmakta olan bir kız görür. Çok güzel bir kızdı. Hayran hayran baktı. Kız fark edince utanıp pencereden ayrıldı. Mahcup oldu Ahmet. Hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.
Ahmet kız ile tanışmak için can atıyor, tanışma fırsatı yakalamaya çalışıyordu. Bir gün yolda karşılaşınca , tüm cesaretini toplayıp, kıza yanaşarak, ’’ Merhaba,ben karşı evde oturuyorum. Ahmet..Yeni mi taşındınız. ’’’ deyince kız ’evet bir kaç ay oldu. Aylin.’’ dedi. Ahmet mutluydu. En sonunda tanışmıştı. Evin yakınlarına kadar konuşmadan yürüdüler. Kız bazen mahcup mahcup Ahmet’i göz ucu ile süzüyor, ondan hoşlandığı belli oluyordu. Vedalaşırken Ahmet’in yüzü heyecandan kıpkırmızı olmuştu. İlk defa bir kız ile karşılaşınca heyecanlanmış ve yüzü kızarmıştı.
O günden sonra Ahmet ve Aylin gizli de olsa artık buluşmaya başlamış, sevgili olmuşlardı. Gençler tenha yerlerde buluşur, el ele dolaşırlardı. Her fırsatta sevgiden, aşklarının ölümsüzlüğünden bahsederlerdi.
Ahmet liseyi bitirip üniversiteye kayıt yaptıramayınca askere gider. Vedalaşırken ’ Birbirlerini ölünceye kadar bekleyeceklerine ve ayrılmayacaklarına yemin ederler.
Askerlik boyunca Ahmet sevgilisinden hiç haber alamadı. ’ Şartlar müsait değildir herhalde ’ deyip kendisini teselli ediyordu.
Asker dönüşü Ahmet’in ilk işi Aylin’i aramak oldu. Aylin yoktu ve oturdukları ev boştu. Annesine sorduğunda ’ sen askere gittikten birkaç ay sonra babası emekli olup , mahalleden ayrıldılar. Nereye gittiklerini kimse bilmiyor ’ dedi.
Günlerce Aylin’i aradı Ahmet. Bütün aramalara rağmen bulamadı.
O günden sonra Ahmet üzüntülüydü. Her gün iş çıkışında rıhtıma gider , saatlerce belki çıka gelir diye beklerdi.
Ahmet bey hiç evlenmedi. Hep sevdiğini bekledi.
Gözlerini açtı. Kısa süre olsa da , uzun bir geçmişi anmıştı. Ufka baktı , Gökyüzü masmaviydi. İçini çekti ’’ Aylin’in gözleri de mavi idi ’’ dedi. Gözleri yaşarmıştı.
Her geçen gün umudu kırılıyordu ama ; sevgilisini rıhtımda beklemekten kendini alamıyordu.
Birden rüyadan uyanmışcasına irkildi. Yan taraftaki büfe çalışanı sesleniyordu. ’ Ahmet bey,telefon. .’ diye bağırdı. Büyük bir merak ile bakakaldı. Ağır ağır telefona doğru ilerlerken adam ’ Bir bayan.. telefonda...’ diye tekrarladı. Ahmet bey şaşkın.. Beklenmedik bir refleks ile ahizeyi kaptı. Telefondaki bayan ’ Ahmet bey ile mi görüşüyorum. Ben Aylin hanımın arkadaşıyım. Bana bir şey olursa , bu telefondan onu bul demişti. Aylin sizlere ömür.. Kaybettik onu. Son nefesini verirken , bir kaç damla gözyaşı akmıştı gözlerinden. sizi hep bekledi. Evlenmedi Aylin. ’ Ahmet bey şaşkındı. Telefon ahizesi elinden düştü. Sendeledi. Büfe çalışanı tuttu, bir sandalya’’ya oturttu. ’ İyiyim...Dışarıda bankta oturacağım. ’ deyip , ağır adımlarla bastonuna dayanarak yürüdü. Çökercesine banka oturdu. Ağlıyordu. ’ ’ o öldü.. Yok artık...O öldü...’’ deyiverdi. Yüreğindeki sancı artmıştı . Kalbi duracak gibiydi. ’’ o yok artık.. O öldü..’’ dedi. Başı yana kaydı,Son nefesini verdi Ahmet bey.
Muhittin GÜNERİ
YORUMLAR
ah ay hayırrr ''' çok hazinnn gözlerimden damlalar düştü ellerime.
ne derin bir acı ve sadakat ..
hikayenin baştan sona hüzünlü ve gerçek olduğunu düşünüp çok üzüldüm.
şimdiki aşlar ve insanları çabuk tüketiyor sadece.. imrendim doğrusu 'Ahmet bey ile Aylin Hanımın Hikayesine ..
Telefon gelince elim yüreğime gitmişti zaten '' ah dedim Aylin hanım ''
tebrik ederim efendim .güzel ve masum bir aşk hikayesi ;
emeğinize sağılık sevgilerim ile.
Muhittin GÜNERİ
Çok güzel bir yazı, hemde yaşanmış bir aşk yazısı, varmı böyle aşklar, veya kaldımı , insanlar sevgiden ve vefadan uzak bırak başkasına kendisine bile saygısı olmadan hayat sürüyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun, sizi ve yazınızı tebrik ederim.