- 1620 Okunma
- 11 Yorum
- 3 Beğeni
BAKIŞ AÇISI
’Hz,Mevlana’nın bilinen bir sözüdür; ’Herkese verilecek bir cevabım vardır amaaa! Söze bakarım söz mü diye, adama bakarım adam mı diye.!?’
Sistematik bir şey midir tartışılır, ama her yılbaşı öncesi ve sonrası İslam karşıtlığı ve Müslüman düşmanlığına dayanan yazılı veya sözlü olarak yapılan hakaretlerin dozu arttırılır.
Bu süreçte cehalet dolu, tarih bilgisinden uzak sosyolojik değerlendirme adına ucuz gündelik söylemler üzerinden. Sapla samanın birbirine karıştırıldığı ipe sapa gelmez düşüncelere sahip insanların abuk sabuk söylemleriyle karşılaşıyoruz. Maalesef bu durumda da nefsi müdafaa adına karşı görüş bildirmek tabi ki, kaçınılmaz oluyor.
Nihayetinde İslama doğrudan saldırı olduğu için sessiz kalmakta pek mümkün olmuyor.
Doğrudur on yıllarca değerlerinden koparılıp şuursuzlaştırılan ve yozlaştırılmış insanların İslam’ın aleyhine yaptıkları yorumlar maalesef aydın fikirler olmakla özleştiriliyor. Birde buna bilinçli ve art niyetli olarak İslamla bağdaşlaştırılan olumsuz örneklerle propagandaların yapılması da eklenince öz ve öz Müslüman bile kendinden şüpheye düşüyor ve haklı olarak biz Müslümanlar bu kadar iğrenç miyiz diye düşünüyor.
Dikkat edilirse İslam karşıtı kesimler öncelikle teknoloji üzerinden Müslümanlara saldırıyorlar. Oysa teknolojinin geldiği süreç evrensel bir süreçtir ve din ırk ayırt edilmeksizin tüm insanlığın bilimsel değerlerinin yüzyılları alan evrimleşme sürecinin bir sonucudur. İslam karşıtları bu gerçeği ya, gözardı ederler ya da süzme cahil olmalarından dolayı bilmezler. Örneğin teknolojinin temelini oluşturan matematik, cebir, geometri gibi bilimsel kavramların Müslüman Araplardan dünyaya yayılmasını bilmemeleri gibi!?
Ancak Siyonist yapılarca yüzyıllar boyu bireyin bilinçaltına işlenen din düşmanlığı, her dinden bazı insanları etkisi altına almıştır. Zihinleri zehirlenen bireyler ve toplumlar kendi değerlerinden koparılmışlardır.
Bunun sonucunda bildiği gibi teknolojik gelişime sahip olmasına rağmen Hristiyan toplumlar,faizci bir ekonomik yapıyla materyalist bir anlayışı benimsemiştir. Hristiyan ülkelerinde, bireyin mutsuzluğu doğal bir biçimiyle toplumsal manada çeşitli sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik konularla ilgili sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Hristiyan ülkelerde toplumsal sorunlar, zincirleme reaksiyon türünden bir refleksi geliştirmiştir. Bu olumsuz durum dünya genelinde uyuşturucu ve alkolün zararlı olduğu kabul edilmesine rağmen nüfus bazında Hristiyan toplumlarda % 83’lük oran ve yoğunlukta tüketildiği bir reflekse dönüşmüştür. Peki, beraberinde bireysel ve toplumsal baz da neler olmuştur. Mesela anadan üryan gezdikleri çıplaklar kampını normal kabul edebilmişlerdir. Sonra, kadınlarını kızlarını kıskanacakları ‘’Ar’’ duygularını kaybederek Reaksiyonun ilerleyen aşamasında eşcinsel ilişkiler giderek artmış ve nihayetinde sağlıklı erkek sayısı giderek azalmıştır. Sonra, bu sakat düşünce akımı çocuk pornosu da dahil porno film sektörünün yaygınlaşmasının önünü açmıştır.
Bu zincirleme reaksiyonun bir sonra ki halkasını ruhunu şeytana satmış insanları oluşturuyor.
O hastalıklı insanlar yoksul, Afrika veya Asya ülkelerinden yasadışı yollarla para karşılığı getirttikleri kız veya erkek çocuklarıyla uygunsuz iğrenç ilişki kurdukları şehvet partileri düzenlemelerine kadar uzanıyor. Bazı Avrupa ülkeleri müstesna (şimdilik) diğer Hristiyan ülkelerinde hırsızlığın ulaştığı boyut, birçok fakir Müslüman ülkesinde yoktur. Öyle ki insan kırmızı ışıkta beklerken nasıl soyulduğunu anlayamaz. Hele üzerinizde yüklü para olduğunu anlasınlar tenhada kafatasını yarar beynini dışarı çıkartırlar dönüp arkalarına bile bakmazlar. Daha birçok olumsuzluk bu örneklere, eklenebilir. Peki, bu suçları ve ahlaksızlıkları Hristiyanların hepsimi yaparlar. Elbette hayır, İslam düşmanlarının yazılı ya da sözlü sıraladıkları bazı yanlışları bütün Müslümanların yapmadığı gibi ancak şu bir gerçektir. Yukarıda sıralanan suçları ve ahlaksızlıkları yapan Hristiyan ülkeleri parayı esas almış toplumlardır . Günü gelirde o paralar biterse neler yapabilecekleri tahmin bile edilemez. Bu yüzden İslam insanlığın emniyet kilidi sigortasıdır.
Evet, İslam toplumlarının emperyalist ülkelerin sömürgesi durumuna düşürülmesi ve bu yüzden fakir ve cahil bırakılmış olması Müslümanlık adına utanç verici bir durumdur ama!?
Bilinmesi gereken çok önemli bir şey var ki,İslam ülkelerinin dışında ki, ülkelerin insanlığa yaydığı kötülüklerin, daha büyük bir ayıp ve utanç verici bir oluşum olduğudur. Buda inkar edilemez bir gerçektir.
Hristiyanlığın ve Yahudiliğin egemen olduğu bir dünyada insanlığın akıbeti çok karanlıktır.
Tüm Müslümanlar, kardeş olduğu bilinciyle Mezhep ayırt etmeksizin birlik beraberlik içerisinde İslam dinine sahip çıkmalıdır. Bu bakış açısı dini bir görev olmanın yanında çocuklarımızın ve nesillerimizin mutlu bir hayatı yaşamalarının ön şartı onların geleceğidir.
Serhat BİNGÖL 03.01.2016
YORUMLAR
Toplumsal bir yaraya parmak basmıştınız Serhat bey.
Öncelikle dinimizi anlamak ve sahip çıkmak için
Allah kelamı Kuran'ın ipine sarılmamız lazım
Ne yazık ki bu gün toplumumuzda hurafeler ve insanlara özel kabul edilen zevatların fetfalarını
Dinin ve Kuran'ın önünde geçirmiş bulunuyoruz
Rabbim aklını kullanmayan toplumların başına pislik yağar demiş.
Şalar ve cübbeyi sünnet kabul edenler mercedese binmeyin deveye binmeyi kabul etmezler.
Yılbaşı olayına gelince ben senelerce Avrupa'da yaşadım.
Onların dini bayramları yirmi dört Aralık İsa'nın doğumu kabul edilen güne denk geliyor
Otuzbır Aralık'ta yeni yıla neşe ve mutlu girme isteğinden başka bir şey değil.
Avrupa'da İslam'a karşı yapılan olumsuz ithamların nedeniyse
Bizlerin dinimizin gerçeklerinden ziyade şırke bulaşmış hurafeler yüzünden.
Yani buna bizler meydan veriyoruz.
Bir görüşe göre kadının yeri evi ve çocuk büyütmek
Ama bunların hanımları hasta olunca bayan doktorun muayene etmesini istemeleri tezat değilmi
Örnek arasak yazmakla bitmez Serhat bey.
Peygamberimiz bir hadisindezaman sana uymaz, sen zamana uyacaksın demiş.
Deveni önce kazığa başlayacak, sonra Allah'a emanet edeceksin demiş
Çok uzattım kusura bakmayın hoşça kalın
Serhat BİNGÖL
Güler hanım, izniniz olursa size ablam diye hitap etmek isterim.
Yorumunuza büyük ölçüde katılıyorum. Evet dediğiniz gibi önce İslam toplumları kendilerini gözden geçirmeli. Bu yazıyı kaleme almamama neden olan şey sayfada okuduğum İslam aleyhtarı bir yazı ve son yıllarda Müslümanlara dönük hakaret içeren ağza alınmayacak küfür niteliğinde ve kastlı olarak söylenen incitici iftira ve yalan sözler.
Kıymetli ablam, bizler inancımızın gereği olan ibadetlerimizi aksatabiliriz, layıkıyla yapamaya biliriz sonuçta affedecek olan yüce Rabbimizdir. Ama yüce İslam dinine ve hangi mezhepten olursak olalım biz Müslümanlara yapılan hakaretlere sessiz kalırsak. Bu bizlerin kendimize olan saygımız ve kişiliğimizle ilgili bir sorun olur. Elbette Müslüman olup ta, İslamın aydınlıkçı öğretilerine uymayan yozlaşmış hayat yaşayan insanlar var ancak bu bütün Müslümanları kapsamaz.
Benzer durum Hristiyanlar içinde geçerli onların içerisinde de sapkınlık boyutunda olumsuz hayat yaşayan insanlar var dediğim gibi bu bütün Hristiyanları bağlamaz.
Peygamber efendimizin ‘’zaman sana uymazsa sen zamana uyacaksın sözünü duymamıştım, öğrenmem iyi oldu sağ olun. Muhtemelen bu sözü aklımızı kullanmamız için ve ilim bilim anlamında söylemiştir. Yani zaman sapıklaşmışsa bizlerde sapıtacağız anlamında söylememiştir. Zaten sizde çok güzel ifade etmişsiniz. Peygamberimiz sözünün devamında ‘’Deveni sağlam kazığa bağlayacaksın sonra ‘’ALLAH’’(cc) emanet edeceksin demiş.
Ablam bizim dinimiz mezhep fark etmeksizin çok güzel bir din. Fakat ne yazık ki, cahil insanların sözleri ve ilkel yaşam tarzları maalesef dışarıdan bakıldığında bizim dinimiz hakkında olumsuz düşüncelere sebebiyet veriyor.
Yorumunuza ilginize gönül dolusu teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
Minos
Ben dinimize hakaret edenlere sessiz kalalım demedim
Buna çoğu zaman din bezirganlarının hurafeleri sebep oluyor
Bazen de din adına cani zihniyetlerin yaptığı barbarlıklsr demek istedim
Benim çok Alevi dostum var fevkalade güzel ve Aydın fikirle insanlsr.
Onlar layikliğin cumhuriyetin temel taşı.
Atatürk'ün din ve devlet işlerini birbirinden ayırması yani laiklık bu sebeple
Kabul edildi.
yüce yaratan bana kul hakkıyla gelmeyin ben affetme yetkisine sahip değilim demiş bana olan borçlarınızı amellerinize göre affederim demiş.
Kulla Allah arasına girmek en büyük günah.
Sevgili kardeşim keşke mümkün olsa da sizinle uzun uzun her konuda sohbet imkanı bulsak hoşça kalın her şey gönlünüzce olsun
Serhat BİNGÖL
Sizinde kaleminize bin bereket ve gönlünüze sağlık
Yorumunuza ziyaretinize çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle.
Sevgili Serhat.
Bir fikir ortaya koyan insanla oturur tartışırsın. Mesela biri der ki '' Madem ki İslam dini hoş görü dinidir o halde benim -Müslüman olayım ya da olmayayım- Noel'ime saygı duymalısın'' N'aaparsın? Oturur efendi efendi sen de kendi düşünceni ortaya koyarsın. İşte buna bakış açısı deriz. Ama lafa söze başlarken hemen dakka bir gol bir dercesine İslam dininin ne faşistliğini, ne sapıklığını, ne geriliğini, ne yobazlığını bırakırsan buna bakış açısı demek mümkün değildir. Bu açık açık İslama karşı açılmış bir savaştır.
Bahsi geçen yazıyı ben de okudum ve o kişiye aynen onun anlayacağı dilden cevap yazdım Yani öyle '' Yanılıyorsunuz beyefendi türünden bir tartışmaya girmedim. Girilmez de. Karşında saldıran varsa ''Dur bir dakika bir şey anlatacağım'' denmez.
Selam ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Dediğiniz gibi o insanlarla oturup bu konuları konuşmak çok kolay değil. Ama insan şu sorunun cevabını arıyor. Neden? Neden bir insan kendi kültüründen dininden vs gibi değerlerinden utanır ve hatta nefret eder. Üstelik bir başka dinin olumsuz yönlerini görmeksizin kendi dininden üstün görür. Belki bunun birçok nedeni vardır. Ama sanırım en önemli nedeni bilinçli bir şekilde on yıllar boyu filmlerde ve hatta oluşturulan resmi tarih sürecinde sistemli olarak dinin kendisi, din adamları ve dindarlar cahil yobaz olarak ve hatta kurtuluş savaşlarına uyarladıkları yalanlarla düşmanla işbirliği yapan hain olarak tanımlandı. Ne barbarlığı kaldı ne sapıklığı adeta camiden çıkan insanlar doğru küçük çocuklara tacizde bulunmaya gidiyorlarmış gibi bir algı oluşturuldu. Sonuçta insanlara mezhep ayırmaksızın İslam dini, sapıklık ve ilkellik olarak anlatıldı.
İslam düşmanlarını hoş görelim anlamında asla söylemiyorum ama. Sonuçta planlı bir biçimde biz Sünnilere alevi kardeşlerimiz Alevilere de biz Sünniler düşman gibi gösterildi.
Bizim ülkemizde yapılan bu ayrıştırmanın aynısı Siyonist ve emperyalist güçlerce daha kapsamlı olanı İslam ülkeleri arasında uluslar arası ölçekte yapılmakta.
Ne yaparlarsa yapsınlar eninde sonunda biz görme sekte her boyutuyla büyük İslam birliği oluşacaktır.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle
Yekta Attila
Uzun bir yorum yazmıştım, ama eklemedim...
Saygıdeğer Sami hocam, benim yorumumun bir yönünü yorumunda yansıtmış...
Çok doğru, bu tür insanla tartışılmaz, hatta selam verilip, konuşulmaz bile...
Çünkü seviyesi ve üslubu, konu hakkında etraflı ve objektif bir bilgisinin olmadığını, hatta yaptığının yobazlığını sergilemek olduğunu farketmediğini gösteriyor...
Senin yazın ise, kimin dürüst, saygılı ve ciddi olduğunu göstermiş oldu yine...
Selam ve saygılarımla.
Serhat hocam, öncelikle yazınızı tebrik ediyorum.
Bahsi geçen İslam karşıtı yazıya; Bende yorum yazdım ve benim yorumum da silindi ne diyelim canı sağ olsun lakin...
Bizlerin bu kadar hoşgörülü yaklaşımlarına rağmen; Son zamanlarda İslama ve Müslümanlara karşı adeta küfür derecesinde saldırılar artmaya başladı. İslam karşıtı olmak, devlet karşıtı olmak sanki bir moda haline geldi.
Bu zaatı muhteremler kafalarına taş düşse İslamdan ve devlet ten biliyor: İslamın bütün değerlerine saldırdıkları gibi, devletin askerini polisini karalama gayreti içindeler.
Bu güzel yazınızın bu küfür güruhuna ışık olabilmesi dileğiyle...
Saygı ve selamlar
çakır-bey tarafından 1/4/2016 7:10:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Gerçekten olan bitene akıl erdirmek mümkün değil. Hristiyan toplumlarda her türlü sapkınlık ayyuka çıkmışken birilerinin Hristiyan toplumları övüp Müslümanları aşağılaması çok enteresan! Yani bu dünya siyasetinde de böyle, bakıyorsunuz bir ülkede seçim oluyor, seçime katılan siyasetçiler İslam aleyhtarı söylemlerle oy toplamaya çalışıyorlar.
Biz Müslüman ülkelerde olan çatışmalara kaos ortamına üzülürken onlarda İslam ülküsü yeniden oluşur da Türkiye önderliğinde bölgesinde bir güç oluşturup ve olası ihtimalle mezhep ayrılıklarını absorbe edilip İslam birliğini oluşturur diye mi korkuyorlar nedir! Anlamadım doğrusu?. Öyle bir durum pek mümkün gözükmüyor ama acaba diyorum biz göremiyoruz da adamlar mı görüyor bunu nedir? Var bir tuhaflık ama ilerleyen zamanlarda göreceğiz neyin ne olduğunu.
Yıllar önce bir dostum dan duymuştum sanırım oda bir yerden okumuş. İslam ülkeleri Avrupa birliği gibi bir güç oluşturabilseler elli yıl içerisinde birliğe bağlı her bir ülke bu günkü amerikanın sahip olduğu ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyine ulaşırmış.!?Bu teori bana ilginç gelmişti.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle.
Sevgili Serhat, yazını itinayla okudum. Detaylı bir şeyler yazmayı düşünüyordum fakat senin bu güzel yazının üstüne olmazdı (Şener Şenin bir filmde dediği gibi, ağa pokunun üstüne pok olmazdı) Yüreğine sağlık değerli dostum. Yazdıklarına büyük oranda katılıyorum. Selam ve saygılar
Serhat BİNGÖL
Müslümanlar yönelik mezhep fark etmeksizin öyle iftiralarla karşılaşıyoruz ki, çileden çıkmamak mümkün değil. Hocam paranoyaklık seviyesinde değil ama bu aşağılamaların bir sistem dahilin de ve gerçekte Müslüman olmayan gizli ve gizemli kişilerce yapıldığına inanıyorum.
Türk ve Müslüman kimliğinin dejenerasyona uğramasından kim ne elde eder bilemiyorum, ama gerçekten düşündürücü bir durum.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle.
Çok değerli kalem arkadaşım Serhat beyefendi, öncelikle iyi akşamlar dilerim.
Eleştiribilirliğinize de ayrıca çok saygılar gönderiyorum.
Efendim, beni öncelikle bir konuda yanlış anlamamanızı rica ediyorum.
Şüphesiz ki, İslam sadece dünyanın değil, ikna ve kani olmuşlar için her bir şeyin sigortasıdır.
Amenna ve Sa'dakna diyebiliyorum.
Efendim ilk önce şunu belirtmeliyim, Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi etnik kökeniyle değil, İslam'a ve güya İslam temelli toplumsal ahlâka ters konumlandığı tespitleri, önerileri ve Türkmenlere getirdiği ucuz ve hakaretamiz eksantrik sayabileceğim fikirlerinden dolayı eleştiri getirmiş oluyorum...
Mutlaka ki şu iki ilke ve düstur üzreyiz, yaratılanı seviyoruz yaratanımız Görklü Birtengri'den dolayı ve engin kültürümüzdeki yetmiş iki (buçuk) millete bir nazar bakmak şeklindeki vazgeçilmeyecek insani tekamül yasası...
Diğer bir konu İslam'a saldıran yazılar konusudur.
Bahsettiğiniz yazıyı da gördüm ve okudum.
İnanın çok manzum veya nesir yazı okuyorum, ama siz de buyurmusşunuz, cevap verilirliği ve polemik, eleştiri yazılabilirliği ile doğru orantılıdır.
Burada etnik, cemaat ve mezhepçilik yapan yazılara katkı-yorumlar yazdım diye en ağır eleştiri, benzetme ve alaylara maruz kalmış biri olarak söylüyorum,o andan itibaren bu kurala uymaktan asla sarf-ı nazar etmemeye karar verdim.
Hatta bir değerli bildiğimiz yazar arkadaşın, hakkımızdaki sui zan fikirleri nedeniyle, yaklaşık dört yıl siteden uzak durabildim.
Sonuçları benim açımdan çok iyi oldu, seviyemi düşürmüyorum ve beni üzmüyorlar ve eğer kaleme alınan yazı insani tahammül ve tekamül sınır ve tanımları dışında ise geçip, gidiyorum; size de acizane tavsiyem budur, elbette yine siz bilirsiniz.
Esenlik dilekleriyle...
Göktürkmen tarafından 1/4/2016 5:32:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Teşekkürlerimle
Serhat BİNGÖL
İlginize çok teşekkür eder ellerinizden öperim.
Saygı sevgilerimle
Değerli Serhat bey, son yazılarınızda nesnelitenizi hızla kaybetiğinizi ve üzülerek gördüğüm bir öznel fikr-i sabitliğe kaydığınızı tespit etmiş oluyorum.
Endişe vericidir.. fikr-i takip ne olsa ve hep daha iyidir...
Dinsel temelli bir önyargıyla yazmaya başlıyorsunuz.
Bölümsel kalıyor, bütünsel bakmayı bilen bir birikiminiz var, aslında...
Materyalist ve fazici ekonomik sitemler kapitalizm ve sosyalizm midir?
Eğer böyle bir yerde takılı iseniz, oradan çıkmanız çok zor görünüyor, değerli dostum.
Birbirinden ayrılmaz ama, bir sıralı bütün olan şeyleri çok kolay ayırır görünüyorsunuz.
Siyam üçüzleri ve ümmet ve dinler ikilemini daha dikkatli düşünmenizi hasbel kader önerebiliyorum.
Şu an islam ülkerindeki zahiri saklanmaz boyuttaki çürüme ve toplumsal iğretilik, diğer dinlerdeki siz nitelemle söylersek; iğrençliklerden çok farklı değil gibi görünüyor.
Çok yerde onu kat be kat aştığı gerçektir.
Fikr-i sabit> Fikr-i takip ve münevvir ve müverih farkına biraz dikkat buyurmanız dileğiyle...
Bir de siz dahil, büyük bir ekseriyat Türkiye'de kim aslında kimdir bilmeden yazıyorlar.
Örneğin Romalı Celalüddin-i Mevlana gibi kişileri ortodoks islamik ( ehl-i sünnet vel cemaat) dairede ve buna yakın bir din ve ahlâk sahibi biliyorlar.
Çok yanılıyorlar!...
Esenlikle...
Göktürkmen tarafından 1/4/2016 1:25:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Haklısınız bazen bende radikal düşüncelere saplanmaktan korkuyorum. Ancak yazımda da belirttiğim gibi ne hikmetse her sene özelikle yılbaşı öncesi ve sonrası gerek defterde gerekse sosyal hayatımda İslama ve Müslümanlara dönük öyle saldırılar oluyor ki, bazen susmak mümkün olmuyor. Dün akşamda defterde bu türden bir yazıya denk geldim. Sitem dolu bir yorum yazmak üzereydim şahsın yazısı defterden silinmişti.
Hani bir laf vardır ‘arlı arından utanmış arsız da benden korktu demiş’ o misal insan da her şeye susup geçemiyor.
Hocam, Hz Mevlana'nın etnik kökeninde ve özelinde ne olup olmadığı çok önemli değil, İnsanlığa ne kattığına bakmak lazım. Evet, Hz Mevlana için çeşitli çirkin rivayetler vardır ama unutmamak gerekir ki Müslümanlar için bu tür iftira niteliğinde çok sözler söylenmiştir. Bu düşünceden hareketle biri Fransız diğeri Rus İslam dinini seçmiş iki dostum var. Şimdi kalkıp bu insanlara yav siz geçmişte Hıristiyandınız sizin Müslümanlığınız tartışılır diye bilir miyim?
Müslüman toplumlarda olumsuzluklar yaşanmıyor demiyorum ama şunu ısrarla söylüyorum. İslam dışı toplumlarda yaşanan kısmen tanık olduğum önemli ölçüde de gözlemlerime dayanarak genelleme adına şunu söyleye bilirim ki Müslüman toplumlarında ki iddia edilen olumsuzlukların ki, çoğu iftira niteliğindedir emin olun Hıristiyan toplumların da yaşananların yanında çok masum kalır. Şimdi bunları söylemeyelim. Atılan iftiraları olduğu gibi kabul mü edelim.
Müslümanların durumunu ve ruh halimi Mahsuni Şerifin çok sevdiğim şu türküsüle özetliye bilirim. Sanırım o zaman beni daha iyi anlarsınız. Hem birazda kafamız dağılmış olur.
Mevlam gör diyerek iki göz vermiş
Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı
Dura dura bir sel oldum erenler
Bilmem çağlasam mı çağlamasam mı
Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi
Mahsuni şerifim dindir acını
Bazı acılardan al ilacını
Pir sultanlar gibi dar ağacını
Bilmem boylasam mı boylamasam mı
Yazımda söylediklerimin tekrarı olacak ama her şeye rağmen kim ne derse desin İslam dini, insanlığın sigortasıdır.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle.
Mevlana ve bir öğrencisi, dostluğun ve arkadaşlığın konu edildiği bir söyleşiden çıkmışlar, yolda birlikte yürüyorlardı.
Biraz ileride yolun kenarında, iki köpeğin koyun koyuna sokulmuşlar, birlikte uyumakta olduklarını gördüler.
Öğrencisi, biraz önceki söyleşinin de etkisi altında kalarak, bu görüntü karşısında çok duygulandı ve bu duygusunu Mevlana ile paylaşmak istedi:
- Efendim şu manzaraya bakın, dedi. Ne denli yüce bir ders alınacak dostluk örneği, değil mi?
Mevlana, öğrencisinin bu heyecanı karşısında hafifçe gülümsedi ve kişisel çıkarların nice dostlukları yakıp kül ettiğini anımsattıktan sonra ona, unutamayacağı bir ders verdi:
- Evlat, sen onların arasına bir kemik atıver de, bak o zaman gör dostluklarını, dedi.
Müslümanlığı düşünen yok hep çıkar peşindeler kime silah satarız kimin dinini yıkarız diye Avrupa ülkesinde savaş var mı göremezsiniz nerede Müslüman varsa orada savaş var buda islamı anlamakdan geçer diye düşünüyorum. Teşekkürler .
Serhat BİNGÖL
Çok haklısınız ürettikleri en son silahları mazlum halkların üzerinde denerler sonrada insanlıktan bahsederler. Hadi onları anlarımda Müslüman oğlu Müslümanların da onlara övgüler dizip kendi dinini aşağılamasını anlayamıyorum gerçekten çok acı. Adamların kendi içlerinde ki demokrasi ve insan haklarına olan saygılarını takdir edip kendimize örnek alalım diyorum ama bu onların her konuda mükemmel oldukları anlamına gelmez.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
''Tüm Müslümanlar kardeş, olduğu bilinciyle Mezhep ayırt etmeksizin birlik ve beraberlik içersinde İslam dinine sahip çıkmalıdır . ve böyelikle tüm 'Avrupa ülkelerinin ve tüm Dünyanın 'İslam dinin aslında bir birleştrini uzlaştırıcı ve toplum ve ailye son derece önem veren aynı zamanda Tüm İnsanlığı kucaklayan bir din olduğunu göstermiş ve yaymış oluruz.
İnsanların 'İman ve İnanç eksikliğinden kaynaklı üzcü ve düşündürcü halleri deriniz üzüntü kaygı ile izlemekteyiz.
Bakış Açınıza katılıyor' selamlarımı sunuyorum tşk..Sayın Serhat ''
Serhat BİNGÖL
Aklı başında hiç kimse bu günün dünyasında ki, Müslümanların sosyal anlamda iyi durumda olduğunu iddia etmiyor elbet, ama dünyada ki,tüm kötülüklerin anası Müslümanlarmış gibi gösterilmesini de asla doğru bulmam. Bu günün dünyasında ağırlıkta ekolojik yapıyı tahrip edip nükleer silah üreten, satan ve hatta kullanan kimler? Müslümanlar değil ama bazı arkadaşlar komplekslerinden ya da bilgisizliğinden veya entel dantel ayağına HRİSTİYANLAR VE YAHUDİLER dir diye açıkça söyleyemiyorlar. Hep Müslüman toplumları eleştiriyorlar. Naçizane bende bu haksızlığa eyvallah diyemiyorum.
Bir Müslüman olarak gerçekten bu konulara çok üzülüyor ve tabi ki öfkeleniyorum. Yazımda da dediğim gibi kaldı ki,bunu duygusallıkla değil bilimsellikle söylüyorum insanlığın güvencesi İslam dinidir. Yoksa bu günkü haliyle Hristiyanlığın ve Yahudiliğin olduğu dünyada insanlığın akıbeti çok karanlıktır.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
''Tüm Müslümanlar, kardeş olduğu bilinciyle Mezhep ayırt etmeksizin birlik beraberlik içerisinde İslam dinine sahip çıkmalıdır. Bu bakış açısı dini bir görev olmanın yanında çocuklarımızın ve nesillerimizin mutlu bir hayat yaşamalarının ön şartı onların geleceğidir.''
Tebrikler güzel yazınız için.
''Bunlar ne biçim Müslüman''diyerek işin kolayına kaçmak yerine iyi bir Müslüman olmaya ve İslam'ı tam manasıyla yaşamaya çalışsaydık, böyle içler acısı durumlara düşmezdik, aynen katılıyorum çok haklı bir konuyu dile getirmişsiniz teşekkürler...
Serhat BİNGÖL
Dün akşam defterde İslama ve Müslümanlar saldıran bir yazı okudum. o yazıya dönük sitem içeren yorum yazmak üzereydim ki, yazı sayfadan silinmişti. Açıkçası çok öfkelenmiştim alelacele bu yazıyı kaleme aldım öyle ki klavye hatalarını bile yayınladıktan sonra sayfada düzeltmeye çalıştım. Buna rağmen yazıyı beğenmenize sevindim.
Dini vecibelerimizi o veya bu oranda eksik yapabiliriz nihayetinde, yüce ‘’ALLAH’’ile kulun arasında ki bir konudur.(ibadetlerimizi yapmayalım anlamında söylemiyorum.) Ama mutlaka İslama sahip çıkalım. Çünkü İslam dini doğrudan insanlığı ilgilendiren çok önemli bir konudur. Çocuklarımızın, torunlarımızın ve tüm Müslümanların, sağlıklı nesillere sahip olması buna bağlı.
Yorumunuza ve ilginize teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle.
asude_vuslat
yorum yaptım ve bir baktım yazı yok olmuş, ŞÜKÜR.
sami biberoğulları
Bir kaç dakika sonra yazı siteden silindi. Hatta sanıyorum yazar da siteden silindi. Çünkü ismini yazıyorum çıkmıyor.