- 4940 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Bolvadin ilçesi ağız özellikleri (makale )
BOLVADIN ‘İN TARİHİ VE KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİ
Ege bölgesini iç batı bölgesinde yer alan Afyonkarahisar ilinin Bolvadin ilçesi Anadolunun en eski yerleşim yerlerinden biri olup on binlik yıllık geçmişe sahip olduğu arkeolojik kazılarla belirlenmiştir. Bolvadin, antik paroreos Phrygia vadisinde kurulmuş, M.Ö. 8000 yılında da yerleşik hayata geçilmiştir. Bolvadin bütün tarihi devirleri yaşamıştır.
Romalılar zamanında polybotum ismiyle il merkezi olmuş, üç höyükler mevkisinde kurulmuştur. Kayster pedion şehri M.Ö. 401 tarihinde persler zamanında yakılmış grek tarihçisi Ksnefen Anabasis kitabında yolların birleştiği yerde kalabalık bir şehirdir der. Bizans zamanında "Polybotos" ismiyle anılmıştır. Roma kralı bu şehri ziyaret etmiş ve burada adına para basılmıştır.(Büyük bir deprem geçiren şehrin surları ve binaları yıkılır, şimdiki yerleşim yerine taşınır.
732 yılında Emevi komutanı Mesleme büyük bir ordu ile Bolvadin’e gelir. Afyon kalesini kuşatır. Kuşatmada Battal Gazi ve Sahabe Abdül Vahap Gazi yaralanır. Battal Gazi ve Abdül Vahap Gazi Bolvadin de ölürler. Abdül Vahap Gazi’ nin türbesi Bolvadin Eber gölü yolu üzerinde ufak bir tepededir.
Bolvadin Malazgirt savaşından sonra 1107 tarihinde yapılan Bolvadin savaşı sonunda Emir Menkülek Bey tarafından Türklerin eline geçmiştir. Anadolu’nun Türkleşmesinde büyük rol oynamıştır. Bolvadin’e Yazır, Avşar, Kargın, Çepni boyları gelip yerleşmişlerdir. Bolvadinde Morcaali Türkmenleri (Kemerkaya) Karabağ Türkmenleri (Büyük Karabağ, OrtaKarabağ, Dere Karabağ), Tabanlı Türkmenleri (Kurucaova) Selçuklu Yörükleri (Dişli Kasabası) Avşar Yörükleri (Özburun Kasabası) bu devirde 11 Nahiyesi
326 köyü ve 11 Mahallesi vardır
Büyük bir ticaret merkezi olan Bolvadin’de borsa ve bankalar kurulmuştur. Selçuklular döneminde Kırık Minare, Alaca Camii, Alaca Camii Çeşmesi Kitabesi günümüze kadar ulaşmıştır.Kırkgöz köprüsü hakkında ilk bilgiler Hitit tabletlerinde bulunmaktadır. Köprü 400 metre uzunluğunda 4 metre genişliğinde taş bir köprüdür İstanbul’ dan başlayan ve Bağdat a kadar uzanan taş kaplı bir yolun parçasıdır. 400 metre olan bu köprünün 60 tane gözü vardır. Osmanlı zamanından 175 metrelik bölümü ile 22 gözünü Mimar Sinan’ın yaptığı bilgilerine eldeki kaynaklardan ulaşılmaktadır.
Bolvadin Sultan I. Murat zamanında Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı döneminde Germiyan iline bağlı (Bursa) kaza merkezi oldu. 1850 yılında Muhassılığa yükseldi.
Bolvadin ilk kurulan ilçe olarak ve gelişemeyen hep göç veren bir ilçe olarak anılır. Bolvadin denizden yüksekliği 1016 M’dir. Yüz ölçümü 1108 Km2’dir.
BOLVADIN İLÇESİ AĞIZ ÖZELLİKLERİ Ve AĞIZ SÖZLÜĞÜ
NAZLI NUR KILLI
2/A
Türkçenin, ülkemizin farklı bölge ve yörelerinde ağız şiveleri ortaya çıkmıştır. Yöresel ağızlar bölgesel olarak hatta aynı bölgede, ilde , ilçede köyde ve mahallelerde bile farklılık göstermektedir.
Bolvadin’inde kendine has bir konuşma ağzı bulunmaktadır. Bolvadin halkı zaman zaman kullandığımız ağzın ilginç ve kaba olduğunu düşünür. Hatta kullandığımız bazı kelimelerin bile halkımız tarafından uydurulduğu zannedilir. Bolvadin’de en çok kullanılan hemen hemen büyük küçük herkesin dilinde olan len, zere, gız gibi kelimeleri örnek olarak verilebilir.
Bolvadin ağzının en önemli özelliği, kelimeleri, ekleri, kökleri, sesin çıkışı ve hitabet şekli yoğun konuşulduğu unutulmayıp hala canlı tutulduğu ağızlardan biri olmasıdır. Bolvadin ağzında Türkçenin çok eski kelimeleri, ekleri ve sesleri görülebilmektedir.
Bolvadin dil özellikleri (dil bilgisi, kelimeler, ekler, kelimelerin ağızdan çıkış şekli-yeri ve diğer dil özellikleri) etimolojik açıdan araştırıldığında bir çok Türk boyuna ait yani Yazır, Avşar, Karkın, Cepni boylarının yanı sıra Morca Ali Türkmenleri, Karabağ Türkmenleri, Tabanlı Türkmenleri gibi boyların dil özelliklerini taşıdığı görülmektedir, bu durum farklı Türk boylarından yanı sıra çevre köy ve kasabalardan göçüp gelen veya iskan yapan insanların Bolvadin’i yerleşim yeri olarak seçmelerinden kaynaklanmaktadır.
SONUÇ
Bolvadinli olmaktan gurur duyan halkımız konuşma ağzımız ve diğer kültür öğelerimizi unutulmaması ve unutturulmaması için yeni nesillere aktarılarak yaşatılıyor.
Bolvadin kültürüne sahip çıkma ve tanıtma adına bir takım çalışmalar yapılıyor. Kullandığımız bu kelimeler büyük şehirlerde çok kaba konuşma bicimi olarak algılanıyor. Bu konu da bir şeyler yapma isteğinde olan Bolvadinli Emekli öğretmen Sait EKİCİ kültürel, sosyal, ağız vb. araştırmalar yapmış ve daha da yapmaktadır. Bende bir Bolvadinli olarak bu konuda bir şeyler yapma gereği duydum. Kültürümüzün korunması ve yaşatılması yolunda “Çorbada benim de tuzum olsun” istedim. Bu amaçla Bolvadin ilçesinin ağız özelliklerini tanıttıktan sonra sadece Bolvadin
ilçesinde kullanılan kelimeleri, anlamlarını ve şivesel söyleniş biçimlerine örnekler vererek oluşturduğum Bolvadin ilçesi ağız özellikleri ve ağız sözlüğü adlı bu makalemde sizlere sundum.
Bolvadin ilçesi ağız özellikleri
Bolvadin ağzında öne çıkan ağız özellikleri kullanım şekilleri :
1. “k” ile başlayan bir çok kelime “g” ile başlatılır.
Örnekler : kız – gız, kırmızı – gırmızı, kolay – golay, koymak – guymak
2. Bazı kelimelerde “u” harfi yerini “ı” harfine bırakır.
Örnekler: sabun – sabın, çaput – çapıt, yumurta – yımırta
3. “t” harfi ile başlayan bir çok kelime “d” harfi ile başlar.
Örnekler: taş- daş, tane – dane, teker – teyze – deyze, tırnak – dırnak
4. Birçok kelimede , kelime içindeki veya sonundaki r harfi çoğu zaman söylenmez.
Örnekler: geliyorum – geliyom , yiyorum – yiyiyom ...
5. Bazı kelimelerde “ü” harfi yerini “ ö” harfine, “o” harfi ise yerini “u” harfine bırakır.
Örnekler: büyük – böyük, güzel – gözel, sofra – sufra, güveç - göveç,
6. Bazen “b” harfleri “p” harfinin veya “p” harfi “b” harfinin yerini alır.
Örnekler: bıçak – pıçak, abdest – apdes, patlıcan – badılcan, pide – bide…
7. Bazı kelimelerde , kelime içinde bulunan g,ğ,h,k,v,y,l,t gibi sessiz harfler kaybolur.
Örnekler: ciğer – cier, baklavayı – baklayı, mahvoldum – mafoldum, sağır – saır
8. ”r” ve “l” harfleri ile başlayan bazı kelimelerin önüne “i” veya “ı” harfi konur.
Örnekler: limon – ilimon , raf – ıraf, ramazan – ıramazan, labada – ilibada …
9. Bazı sesli harfler bazen kelime içinde kaybolur.
Örnekler: şuradan - şurdan, güşecek – düşcek diyeceğiz – deycez..
10. Bazı kelimelerde “ n”, “ç” “ş” harflerinin yanına aynı harfler eklenir.
Örnekler: küçük – güççük, döşek – döşek, eşek – eşek
11. Bazı kelimelerin içine sesli harf eklenir.
Örnekler : yalnız – yalınız, ücret – ücüret, fitre fitire
12. Çoğu zama “ken” eki yerine “kene” eki kullanılır.
Örnekler : yazarken – yazarkene, küçükken - küçükkene , gelirken – gelirkene…
BOLVADİN AĞZI SÖZLÜĞÜ
-A-
Aba : Abla
Abe : Abi
Acans: Haber
Acık : Azıcık
Adamakıllı : iyice
Afat : Afet
Ağa : Abi
Ağı :Zehir
Ağıl: Küçük Baş hayvan barınağı
Allasen : Allah için
Avkalama : Yoğurmak
-B-
Bolavadın : Bolvadin
Badak : Kısa boylu kişi
Bedevi : İnsan içine çıkmayan
Belenmek : Bulanmak
Biddidik : Küçük
Bilader : Birader
Billur : Bardak
Bişi : Lokma
Bostan : Kavun
Böğür : Böbrek
Bükme : Börek
Börtmek : Hararet
-C-
Cazalak : Kurnaz
Cımbıldak : Soysuz kişi
Cıngı : Kıvılcım
Cıngıllı : Huysuza
Culuk : Hindi
-Ç-
Çanak : Saksı
Çar : Kadınların dışarı çıkarken örtündüğü örtü
Çatmalı : İpli kına
Çeki : Tülbent
Çelen : Dam sacağı
Çevre : Mendil
Çıkı : Bohça
Çini : Tabak
Çirpi : İnce
Çotalak : Cüceye
-D-
Dammak : Önceden hissetmek
Darın : Aceleye
Daylak : İnce, uzun kimse
Debertmek : Kabartmak
Dıdılamak : Titremek
Dığan : Tava
Dıkınma : Hızlı yiyen kimse
Dızıkmak : Koşmak
Didişmek : Kavga etmek
Dobili : Şişman
Dodan : Şişman
Doni : Misket
Döğümlük : Acemi genç
Döynemek : Gezinmek
Duluk : Avurt
Duzu gıt : Dengesiz
Dübbüllü : Kısa boylu kimse
-E-
Edik : Hanım terliği
Ekseri : Çoğunlukla
Emenmek : Boşa yorulmak
Emi : Tamam mı
Epertlemek : Çalmak
Evmek : Acele etmek
Ezza : Kiprit
-F-
Fasilye : Fasülye
Fersiz : Kuvvetsiz
Fıymak : Kaçmak
Foşur foşur : Gür bir şekilde
-G-
Galafatlı : Heybetli
Ganat : Seyyar merdiven
Garer : Normal ,yeterli
Gasalak : Kibirli
Gaser : Hatır
Gayganak : Kaydırak
Gıncık : Oyun bozan kişi
Gıpti : Cimri
Gırkmak : Kesmek
Gıt : Az
Gıymık : İnce ağaç parçası
Gıyneşik : Yarı açma
Gidişmek : Kaşınmak
Gocuk : Palto
Gonak : Hükümet binası
Göde : Güvercin
Gudde gudde : Yerinde konuşan
Gumbar : Sucuk
Gupleşmek : Birlikte kaldırma
Güdülük : Küçük Testiye
-H-
Hafli : Şüpheci olmak
Hamur katmak : Ekmek yapmak
Hışır : Islanmak , ağır
Horata : Şaka
Hoydur hoydur : Boş gezen kimse
Hödük : Acemi genç
Höykürmek : Çok ağlamak
-I-
Ibrık : İbrik
Iraat : Rahat
Irlamak : Sallamak
Iscak : Sıcak
-İ-
İdareli : Tutumlu
İlazım : Lazım
İlmek : Dokunma
İnicik : İşte
İnne : İğne
İpigırık : Boş gezen kişi
İvil İvil : Yavaş Yavaş
-K-
Kefli : Kirli
Kemçik : Ağzı eğri
Kercalmak : Birini alaya almak
Keyri : Sonra
Kıtıbiyoz : Cimri
Kupa : Bardak
Kursak : Mide
-L-
Laf yimek : Azarlamak
Lakırdama : Çok konuşmak
Laylon : Naylon
Löküs : Tüp gazlı aydınlatma aracı
-M-
Maket : Sedir
Maksi : Etek
Mayışmak : Gevşemek
Meymenetsiz : Çirkin
Mocan : Asık suratlı
Mölüz : Fakir
Muzur : Yaramaz
-N-
Neme lazım : Ne olur ne olmaz
Netdin : Naptın
Niyniyen : İstememek
Neydiyon : Napıyorsun
-O-
Oğmak : Ovalamak
Oku : Düğün davetiyesi
Omca : Asma
-Ö-
Ölennen : Öğle vakti
Ötürekli : Sık hasta olana
Övez : Sivrisinek
-P-
Palazıtmak : Yormak
Pavkırmak : Ani kızmaya
Peştatta : Rahle
Pırlak : Topaç
-R-
Kelimeler yuvarlandığı için “r” nin önünü çeşitli harfler gelmektedir. Bu nedenle ‘r’ harfi ile başlayan ve sık kullanılan kelime pek yoktur.
Örnek : Ramazan – Iramazan , Rabiya - İrebiye
-S-
Salmak : Makarna vb. yiyecekleri pişirmek için suya koymak
Seyirtmek : Koşmak
Sığaşlamak : Eliyle hafifce siler gibi sürmek
Sifli : Kendine bakmayan
Sinir : Lastik
Sivtinmek : Boş işlerle uğraşmak
Sorudak : Asık suratlıya
Sufra : Sofra
Susa : Dar yol
-Ş-
Şahan gibi : Hızlı ,pratik kimse
Şaplatmak : Vurmak
Şefteli : Şeftali
Şepildek : Yassı olana
Şert olsun : Yemin şekli
Şipdamak : Laf tutmayan kişi
Şirnemek : Şımarmak
Şebit : Yufka
-T-
Taka : Şapka
Tekatsiz : Halsiz
Tekidonbaz : Takla atmaya
Telli : Çabuk kızmak
Temizlik : Semizotu
Tepsermek : Yorulmak
Ters : Hayvan gübresi
Tokmak : Makara
Tosba : Kablumbağa
Tuluk : Yüzü büyük kimse
-U-
Uğra : Hamurun tahtaya yapışmaması için kullanılan un
Uluk : Tembel
Urba : Gelinler için alına elbise
-Ü-
Ümük : Boğaz
Ünnemek : Çağırmak
Ürmek : Havlamak
Ütmek : Kumarda yenmek
-V-
Velesbit : Bisiklet
Vıcık : Cıvık
Vıgır vıgır : Pek çok
Vurmak : Ocağa yemek koymak
-Y-
Yalak : Yalakalık yapan kişi , ineklerin su içtiği yer
Yangın : Aşık
Yanırlı : Sırt
Yavuklu : Nişanlı
Yaymak : Yere sermek
Yelli : Hızlı
Yence : Hafif
Yençmek : Sarsmak
Yığılı : Çok
Yunmak : Yıkanmak
-Z-
Zemheri : Kara kış
Zencir : Zincir
Zıbarmak : Uyumak
Zıngazık : Tamamen dolu
Zırtaboz : Kendini beğenmiş kimse
Zini : Büyük tepsi
Bolvadin de deyim ve atasözü niteliğinde sık kullanılan bazı kalıplar şunlardır :
• Ağır daş galdırmak : Düğün davetine gitmek
• Kavak gibi göç emi : Kızınca söylenen bir kelime grubudur.
• Daşın gatısını yi emi : Kızınca söylenen bir kelime grubudur.
• Al duvaklar gör : Dua ederken kullanılır
• Zöm zöm gezmek : Boş gezmek
• Gınalı eller tutasıca : Gence dua ederken söylenir
• Zeynine gılçık gaçmak : Şüphelenmek
• Zibidi çıkmak : Islanmak
• Bastun yutmak : Dik yürüyen kişi için kullanılır
• Cinine gitmek : Bir şeye sinirlenmeye denir.
• Ak günler gör : Dua anlamındadır
• Alma gomşunun gızını, yumurtlamaya anasının evine gider.
• Ak gün ağardır, garagün göğerdir.
Bolvadin’e özgü, özellikle düğünlerde söylenen manilerden bir kısmı :
Gışla çeşmesi bu dardır geçilmez
Soğuk dur suları bir tas içilmez
Anadan geçilir yarden geçilmez
Yiğit ol aslanım ayrılmayalım
Şu dağın başında buğulu bunar
Dünyada ayrılık olmasa ne var
Ben yarimnen bir gececik gaybolsam
Böyük emmilerim duymasa ne var
Oğlan sana yarin güzel diyorlar
Bolvadin içinde gezer diyorlar
Yangınnığa havas edme sen yarim
Yangınnığı hazır mezer diyorlar.
Gözelsin yarim alı neylersin
İnce bel üstüne şalı neylersin
Bu güzellik sende malı neylersin
Al annecina gönül eylensin
Eğilir eğilir köşeden bakar
Bakdığı köşenin daşını yıkar
Ele diken ise bana gül kokar
Gülü dikeninden ayırma felek
Bunarın başına bozulan gelir
Her gulun başına yazılan gelir
Sevisiz döşşeğe boz ilan gelir
Sevdiğim yanıma nazınan gelir
Habubam ha, yürümez at,
Bir kupa su vermez evlat
Dirliksiz çıktı mı avrat,
Ölüyü n’etcen
Gir ağla, çık ağla
Bolvadin ağzına örnek bir metin :
-1-
Bolavadı’nın cimcik hamıraşısı da (Mantı) peh çikin gözel olur. Heç yedinğiz mi bilmen?
Irametlik Dudu Deze bazara giden de öte bete alen, torunlaa yesinğayli deyoo, kösülünce yere çömmüş sorudurken Ali dayı ne edip batınğine demiş?
O da kösüldüm de dinleniyon, Aaşam yediğim cimcik hamıraşı dokandı gine, emme şindi aççık epeyiyin demiş.
Eee nine ayağını gıçını geymeyon hasta oluyon, şöyne kölgeye geç
Ninenin öte bete aldığı bazarcı da çakır köylüymüş, lee guzum şunu daşııve demiş, Allah ırazı olsun eve gada getimiş...
-2-
Anasıynan oğlu gıra gitmişler. Gırda dinnenmek için otururken, bir epelek gelmiş, anasının üstüne gonmuş. Akşamınan eve geldiklerinde oğlu bubasına demiş ki: -Buba demiş. Annemiñ üstüne kepenekli geldi." O zaman çobannar kepenek geyermiş. Bubası çoban geldi sanmış ve garısını boşamış.
Bi gün bubasıyla oğlu, gine gıra gidmişler. Bubasınıñ üstüne epelek gonmuş. Çocuk, "Buba, anamıñ üstüne gonan kepenekli buyudu!" demiş. Babası da "Len, kepenekli gondu deye beni bi garıdan ettiñ!" demiş. Veredmiş zopeyı.
Bolvadin ağzında dua ve beddua yapılırken kullanılan söz kalıpları :
DUALAR
Allah ağzımızın tadını bozmasın
Allah bir yastıkta kocatsın
Allah ne muradın varsa versin
Allah razı olsun
Allah seni korusun
Bahtın açık olsun
Düneğin dağılmasın
Emeğin yağlı olsun
Ömrün uzun olsun
Önünden sonun güzel gelsin
Sakalın yere değsin
Sular gibi akta gel
Uzun ömürlü ol
Ya ha tuttuğun açık olsun emi
BEDDULAR
Aleme mat ol inşallah
Başına taş düşsün
Ciğerinden yan inşallah
Dillerin tutulsun
Evin başına göçsün
Fagılayasıca
Hortlayasıca
Yıldırımlar düşsün
İki gözün önüne insin
Mezarına köpek bağlansın
Ocağın kör kalsın
Şişe kal
Teneşirde yunasıca
Yimeden ölesice
KAYNAKÇA
Sait Ekici , “Bolvadin Sözlüğü”, Bolvadin Sevgisi , Bolvadin,2014 www.bolvadinsevgisi.com/agiz.htm
Bolvadin sevgisi , ^ www.bolvadinsevgisi.com/ANA%20SAYFA.jpg ^ (ET:19.12.2015)
BAYAR, Muharrem , Bolvadin Tarihi, Nadir Kitap Yayınlanı, Bolvadin,2004
Bolvadin belediyesi,^ www.bolvadin.bel.tr/images/logo.png^ ,(ET:19.12.2015)
Bolvadin kaymakamlığı, ^www.bolvadin.gov.tr/kurumlar/bolvadin.gov.tr/Genel/Haber/2015/12/MotosikletAnketi-11.jpg ^, (ET:18.12.2015).
Katkılarından dolayı saygıdeğer büyüklerime ve Bolvadin halkına teşekkür ederim.
NAZLI NUR KILLI
Celal Bayar Üniversitesi
YORUMLAR
Biz, yıllardır kıta Avrupa veya Amerika ya da Arabi ve Farisi bir sentezle sosyoloji ya da dilbilim yapıyoruz.. yapmaya çalışıyoruz !
Bu durum, onların toplumsal yatay veya dikey tabakalanma ve aşamalanma modelleriyle bakma kargaşası yaratıyor.
Bence aşiret, boy, uruk, kabile kavramları birbirine karışmış ve ayrıştırılmaz durumdadır.
Bizlerin örneğin, dörderli , on ikişerli, yirmi dörderli idari-siyasi ve tıoplumsal teşkilatlanma modelimiz üzerinde fark ve ayrılıklarıyla durulması gerekiyor.
Bunu yaptığımız da toplumsal kavram kategorizasyonundaki griftlikten epeyce bir, daha belirli olma anlamında normalleşme sağlanabilir düşüncesindeyim.
Bir başka konu makale-tezinizdeki belirsizlikle ilgilidir.
Yaklaşık sekiz bin yıllık yöre tarihihinde Frigyalılardan bu yana bir tarih ve toplumsal dizge yazmışsınız.
Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye tarihsel dizgesinde seyir olarak otokton halk ve dil-ağzı konusunda tespit yapmaktan da çekinmişsiniz gibi görülüyor.
Bunu netleştirmeniz gerekiyor...
Anadolu Uygarlıkları tezi mi, Türk-İslamik bir tez mi yoksa Güneş-Dil-Tarih teorik tez temelli bir makale-tez mi yazdınız belli olmuyor.
Bu durum ve tespitleriniz hakkındaki düşüncelerimiz bu şekildedir.
Bir de etnik ve ulusal aidiyete bağlı dil sentezi ve algısı konusunda söyleyeceklerimiz vardır.
Makaleyi detaylı okuyanlığımız bakımından, ister istemez aklımıza Atatürk direktif ve desteğiyle Prof. Dr. Afet İnan'ın yaptığı "Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi" çalışması geliyor.
1930 larda tüm Türkiye coğrafyasında bir antropolojik saha çalışmasına girişiliyor, Atatürk'ün emriyle.. bu verilere bakma imkanınız oldu mu bikmiyorum?
Dil saha araştırma ayağı, biraz zayıftır.
Olmadı ise bakmalısınız.. yazdığınız makaleyi tez aşamaya yaklaştırıp, yaklaştırmaması uruk-ağızlar etimolojisi, ve antropoloji ve etnografi ile temellendirmeye ve başarısına bağlı oluyor.
Her araştırıcının yöresel bile olsa tespit, araştırma veya çalışmalarını Türkiye-Anadolu'su ölçeğine modellediğinde, varacağı sonuçlar bakımından yeni bir umut olduğuna inanıyorum.
Bunun eğitimini almış gibi görünüyorsunuz.
Halkbilim, dil, antropoloji veya sosyoloji eğitim rahle-i tedrisatı anlamında söylüyorum.
Dili, yukarıda saydığım disiplinlerle desteklediğinizde akademik anlamda ve temelde yeni postülasyonlar çıkarabilecektir.
Ben bunları okuduğunda (semantik ve etimolojik) fazlaca bir sıkıntı yaşamadığımı belirtebiliyorum.
Gerek ananeler, gerekse eklenen sözcükler konusunda tamamına yakın bir anlamışlığım olduğunu söyleyebiliyorum.
Benimde Türkçe türleri ve uruk -yöre ağızlarına karşı derin bir merakım ve buna yönelik bilgi birikimim olsa da; asıl temelimin Orta Türkiye Anadolusu bir T ürkmen ve Tatar kökenden gelmemin, bunda büyük bir avantaj-belirleyenlik sağlamıştır, diyebiliyorum.
Bu değerli yazıya vakit ayıran tüm değerli okurların yazıdaki, özellikle sözcük zenginliğini anlama düzey ve oranlarının Türkiye Anadolu'su bölgelerinden herhangi birine ait olmalarıyla çok ilgisi var olacaktır.
Türkiye dışından gelen bir Türk veya oralardan tarihimizin cezir dönemlerinde göçmen gelmiş müslüman veya başka bir etnik grup aidiyetliğiyle, bunlara ait sözcük-kültür ve anane (benzerlik oranının) anlamışlığını doğru orantılılı etkilemiş olacaktır.
Örneğin Kadri Yeter bey'in Trabzon'lu olduğunu görüyoruz, yazmışlar.
Onun bu makaleyi yılmadan okuyup, görüşlerini ve ne denli anlamışlığını yazması, hakikaten çok faydalı olabilirdi.
Çepniliği veya Doğu Karadeniz'e özgü başka bir etnik grupla olan sentez yansısını görebilme şansımız olabilirdi.
Okuyanların yaşadıkları bölgelsel kültür, anane ve etimolojik kökenleri ve semant-algı ve ağzı, Türkiye Türklüğünün ve cumhuriyet'in (ilk on beş yıllık) başarısını da ortaya koyacaktır.
Zaten Prof. Dr. Afet İnan hocanın yaptığı saha araştırmalarında da sorunun Güneydoğu ve Doğu Karadeniz' Türkiyesi'nde olduğu şeklinde veriler elde edildiği arzediliyordu.
Şimdilik bu kadar.. başka katkılar oldukça umarım tekrar yazma şanısmız olur diye umuyorum.
Esenlikler dilerim...
Göktürkmen tarafından 1/4/2016 10:52:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
Nazlı Nur
Göktürkmen
Sonrasında ise makaleniz çok güzel hazırlanmış bir makaledir.. benim yapmak istediğim erken yaşlardaki genç bir evladımızın, haddimiz olmayarak kimi konulrda dikkatini çekmek ve eleştirel akıl yönemiyle bazı müphem yerleri saygılı bir üslüpla vurgulamaktır.
Bu düşünce ve duygularla, evvela öğrenim hayatınızda ve bundan sonraki hayatınızda başarılar dilerim.
Esenlik, baht açıklığı diliyorum; Bozatlı Hızır yoldaşınız olsun, değerli Nazlı Nur evladım...
Saygılar...
Güzel bir makaleydi. O yöreye yakın biri olarak, kullandığımız lehçeyi burada anlatmanız çok hoş olmuş. Ben de kene ve zere gibi ifadeleri çok kullanırım özel hayatımda. Tekrar teşekkürler, çok güzel bilgilendirici bir yazıydı. Keşke diğer yörelerde bu şekilde makaleler yazsa bizlerde okuyup, bilgilensek.Sevgiyle ve mutlulukla kalın. (Sonuna kadar okudum ben:)
Nazlı Nur
Tamâmını okuyup bitirene helâl olsun... baş tarafından okuyabildiğim kara okudum; emek verenlerin ellerine sağlık.
Aslında, yazının yazıcıdan çıktısı alınıp bölüm- bölüm ve tamâmı okunmalı... meraklısı ve vakit ayırabilene ne mutlu...
Çok geniş konulu(ilginizi çekerse):
http://www.akcaabatinsesi.com/dunden-bugune-akcaabatsempozyumunun-programi-belli-oldu-7747h.htm
Sağlık dileğimle Selâm ederim...
kadiryeter Kadir Yeter. 03.01.2016 TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=149329
Nazlı Nur
NAZLI NUR KILLI
140103039
2/A