KERVANSIZ SARAYLAR !
KERVANSIZ SARAYLAR !
YAHYA AKSOY
Tarihi İpek Yolu üzerinde ticaret yapan kervanların konaklayacağı ve güvenle başka öncülere ve koruyuculara teslim edildiği belirli aralıklarla yapılan 3000 yıllık menzil kaleleri yer almıştır.
Anadolu ticaret yollarında ticaret yapan kervanlar için ortalama 50 km. aralıklarla " Kervansaraylar" yapılmıştır. 2000 yılı aşan bu kervansaraylarda işlenmiş sağlam yöresel taşlar kullanılmış ve iç ve dış mekânlar zamanın geleneksel motifleri ile süslenmiştir. İnsanların ve hayvanların ihtiyaçlarını gidereceği alanlar kare ve dikdörtgen şekilli bir plan üzerinde kurulmuştur. Geniş bir avlu çevresinde yer alan mekânlar barınmaya elverişlidir. Sarnıç su kuyuları da özel olarak yapılmıştır.
Her kervansarayın, kalenin, hanın ve hamamın halkın dilinde ve gönlünde yaşatılan iz bırakmış acı ve tatlı bir öyksüsü, bir türküsü vardır.
Kervansaray sözü, bizlere hemen atların çektiği yaylı arabayla yolculuk yapan F.Nafiz Çamlıbel’in tarihi, coğrafyayı, insanı ve kültürümüzü zaman içinde en iyi özetleyen " Han Duvarları" şiirini hatırlatır:
"...Yağız atlar kişnedi,meşin kırbaç şakladı,/Bir dakika araba yerinde durakladı./Neden sonra sarsıldı altımdaki demir yaylar,/Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar./... Gidiyordum, gurbeti gönlümde duya duya,/Ulukışla yolundan Orta Anadolu’ya./...Ağır ağır önümdem geçti deve kervanı,/ Bir kenarda göründü, beldenin vira hanı./...Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,/Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları."
Tarihe tanıklık eden kadim bir kültürün konuksever armağanları kervansaraylar, yüzyıllara meydan okuyan mimari yapıları ve kimliklerinin yazılı bulunduğu taş işlemeli ve kemerli çatal kapıları ve tarihe tanıklık eden anıtsal yapıları ile görkemli bir dünya kültür mirası olarak insanlığı selamlamaktalar.
Anadolumuzun en büyük kervansarayı , Aksaray- Konya arasında ana kervan yolları üzerinde 1229 yılında Sultan âlaeddin Keykubat tarfından klasik bir plan olarak inşa ettirilmiş "SULTANHAN KERVANSARAYI"dır. Kapalı mekân ve avlu bölümleri ile birlikte 4 bin 990 m2’lik bir alana yayılmış olup Selçuklu taş süsleme sanatının en güzel örneklerine tanıklık eder.
Avanos Saruhan -Kayseri- Aksaray güzergâhında Damsa Çayı Vadisi üzerinde 1249 yılında yöresel pembe ve açık tüf renkli taşlarla 2 BİN M2’lik bir alana inşa edilen "SARUHAN KERVANSARAY"ı , 1991 yılında yapılan restorasyonla eski haline döndürülmüştür.
Aksaray-Nevşehir karayolu üzerinde 1239 yılında tamamlanmış olan ve taçkapının bulunduğu giriş bölümünün hiç Işık almamasından adını alan "AĞZI KARAHAN KERVANSARAYI", kare planlı bir avlu ve dikdörtgen planlı kapalı mekânlardan meydana gelmiştir. Taçkapılardaki Selçuklu motifleri sanat tarihine ışık tutmaktadır.
Ülkemizin dört bir yanında tarihi yollar üzerinde XII ve XIII. yüzyıllardan itibaren kurulan kervansaraylar, sosyal, kültürel,ekononik ve toplumsal tarihinizin kimlik anıtlarıdır. Göz bebeğimiz gibi onarılarak korunmalı ve işlevsel hale getirilmelidirler.
1993 yılında Organizatörlüğümde yapılan KTB. Uluslararası Tarihi İpek Yolu Kongresi’ne katılan iki yüzün üzerinde dünya bilim adamları, ozanlar, manasçılar, âşıklar ve basın mensupları yıllar sonra ilk kez Anadolu kervansaraylarında halkımızla birlikte bir dizi kültürel etkinlik yaptılar . "RÜYADA GİBİYİZ" diyerek, unutulmaz anlar yaşadılar.Bu törenlere sahne olan Sultan Hanı, Saruhan, Ak Han ve Ağzıkara han ile ilgi olarak ÇHC Urimçi Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Abdülkerim Rahman "Anadolu’un ULU Kervansarayları " başlıklı makalesini yayınladı.Kültür ve Turizm Bakanlığı ,hanların yerel el sanatları satış merkezi olarak turizm hizmetine açılması için yeni projeler üretti.
Maraşlı Şeyhoğlu’nun sağ inip, ölü çıktığı,gurbetten gurbete giden yaşlı yollar üstünde , derebeyi gibi kurulmuş olan, şişesi is bağlamış lambaların aydınlattığı, dertlerine deva bulmak için gariplerin toplandığı, duvarları dert yüklü, ağır ağır ilerleyen ipek ve diğer ticaret malları yüklü deve kervanlarını ve tüccarları konuk eden KERVANSARAYLAR, şimdilerde kervansız ama siyasal, sosyal, ticari ve kültürel tarihin simgeleri olarak ayaktalar...
Bir ozanımız şöyle demekte: " Kervansarayların dili olsa da konuşsa, keşke tüm insanlar ,dostluk, kardeşlik uğruna kültür ve sanat şenliğinde buralarda buluşsa."
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.