- 1228 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Havada Kar Sesi
Diz boyu kar.
Dışarıda hayat olduğuna dair hiçbir işaret yok, pencerenin önüne koyduğum fincanın buğusundan başka. Evlerin bacalarından yükselen koyu grimsi dumanlar bir gelinlik gibi serilen kara bulaşıyor.Çatılardan sarkan sivrimsi buzlar kristali andırır bir güzellikte parlıyor.
Telefonum çalıyor dışarıdaki manzaraya daldığım sırada.Uzun süredir sesini duymadığım arkadaşım konuşuyor.Nasıl olduğumu soruyor, endişeli, merak içindeki ses tonuyla.İyi olduğumu söylüyorum dingin, durgun ,biraz da buruk. Güzel haberleri var belli. İlk bana veriyor. Güzel bir evliliğe, beraberliğe adım atıyor, evlilik teklifini kabul ediyor sevdiceğinin. Sevincimi görmeyeceğini bilsem de göz bebeklerimde kocaman bir damla birikiyor.Tebrik ediyorum, seviniyorum aşkın kazandığına şahitlik ederek.
Şimdi dışarda yağan kar üzerine kara bulutu toplasa da daha bir huzura eriyor içim. Demleniyor kendini dinlenmeye bırakan kalbim. Şu sıralar biraz daha iyiyim. Dikiş yerlerimde hafif bir sızı duysam da uykularım bölünerek ,içimdeki cam parçaları kendini bütünlüyor eski güzelliğini yitirmiş. Kapımı bir kedi tıklatıyor.Kışın donduran yüzü onu da mahkum ediyor başkalarına. Bir kap sütü içerken mahzunluğunu izliyorum.
Cesur bir çocuktum küçükken.Sokaklar aşar da vurulmazdım yakan top oyununda. Bisikletin pedallarını çevirirken göze görünmez bir hızla ardımda bırakırdım her bir dönemeci. Saklanırdım en uzaklara fakat yine de yakalanmazdım.Koşardım, öylesine nefes nefese.
Şimdi korkak bir kız çocuğuyum.On adım ileriye giden ayaklarım artık dur diyor, bir sokak öteye gitmeye niyetlensem yorgunluk dizlerimde, gözlerimde. Annemin ahizede yankılanan sesi dolduruyor içimi,birikiyor ve kapatınca telefonu hıçkırıyorum.Korkuyorum; yenildikçe, yıkılmaktan.Sonra tekrar tekrar dirilmekten,sedye başlarında ilaç kokuları bedenime işlerken ağır ağır.
" Çünkü ben ölmekten değil,
ki bilirim ölmek de insan için.
Ne kalır insandan geri,
Bir avuç toprak dışında."
Çıkıp Tendürek eteklerine bağırmak istiyorum ötelere...
İçimde yumru gibi biriken özlemi atmak istiyorum, öfkeyi, hırsı, kırgınlığı...Koşmak istiyorum.Ulaşamayacağımı bilsem de ötelere, berilere... Günlerce, aylarca belki de yıllar alır.Hesabını yapmadan. Umrumda değil...İster asırlarca.
Koşmak.
Nefesim daralsa bile, kim takar,kim umursar?Koşarım yine,yakınmam,titremem.Bir köşeye oturup soluklanmam .Bulurum belki.Bir yol ağzında.Atlarım boynuna.Kemiklerini kırana kadar sarılırım.Omuzlarında gözyaşlarım esir kalır, silerim, sessiz sessiz ağlarım.
Çeke çeke içimi.
Kaç dağ ardımdasın?
Soğukmuş, umrumda mı?
Kendi derdime düşmüş, başkasının çaresizliğine üzülmüşüm. Dışarda onlarca evsiz nerde şimdi? Şu yol kenarlarında görünce anlamadığım dilden ekmek isteyen çocuklar? Kaldırım köşelerinde uyuklayan yaşlı bedenler? En büyük duam şimdiden sıcak bir evde uyumuş olsun.
En azından o küçüğün gülüşüne sevineyim. İhtiyarın tebessüm ederek uykuya dalışına. Annesizlere uzanan şefkatli ellere, yalnızların kalabalık gürültülerine.
Kar etkisini daha da artırıyor.Yüzü tokatlayan keskin bir soğuk, yüreği parçalayan koyu bir duman...Biraz sonra kapımı çalacak çöpleri toplayan kapıcı.Sonra karşı komşum sıcak bir tas çorba getirecek.Alt kattaki ufaklık sevdirecek kendini. Pencereden bakıp göl kenarındaki ışıkların içimdeki karanlığı aydınlatmasını bekleyeceğim.
Okuduğum İnce Memed gelecek aklıma...Çocuk kalan İnce Memed. İçim ona burkulacak.Masanın üstündeki ayarlı saat ötecek, akşam ilacı için. Doğu’nun karlı, sapa yolları sessizliğine boğulacak.
Bir çocuk, baba özlemine sarılacak, sonra bir başkası erken yaşta gelin olacak içindeki korkunç karanlığa gömülerek.Bir çocuk ümitlerinden koparılacak tan ağarınca. Gürültü koparan bütün iki ayaklılara lanet yağdıracak dilsizler.
Fakat ben yine yollar açacağım kendime,sana gelen. Tuzaklar kurup, lanetler döşeyeceğim karaçalılara, iki büklüm ayrılığı başıma taç edenlere.
"Farklı karelerde çekilmiş iki fotoğraf;
Birinde kar perdeler karşı tepeleri, diğerinde tel örgüler.
Gideli içimde sessiz bir kıyamet,
gideli büyüdü dünya..!
NURAY KAÇAN-
ERCİŞ-İKİBİNONALTI
YORUMLAR
Varsın olanca heybeti ile kaplasın hayata bağlandığımız pencereleri buzlar.
Varsın kaplasın bu soğuk coğrafyayı bir kez daha aşina olduğu beyaz örtüler.
Varsın çöreklensin dağların tepelerine gri ve sevimsiz bulutlar.
Varsın kaplasın yüreğimizi yalnızlığın üşüten realitesi.
Ne gam?
Kara kışların sonu da bahar değil mi?
Ne güzel demiş Aşık Daimi;
''Bir gülün çevresi dikendir, hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama.''
Sihirli Kalem
Ne güzeldir...
Çok teşekkür ederim efendim.
Yürek sesime ortak olduğunuz ve bize bir tutam hayat kattığınız için.
Sevgiyle.
Sihirli Kalem
İyi ki varsınız.
Sevgiyle.
güzel yazılmış bir yazı,
düşündürücü ve hüzün veren yönüyle okutturdu kendisini.
Allah şifalar versin... eğer siz iseniz, ilaç için saatini kuran...
Sihirli Kalem
Bütün derman arayanlara şifa versin Allah'ım.
Sevgiyle.
Ege'nin keskin soğuğunda okudum seni.
Kalbine dokundum Nuray 'cım.Acıyı,hüznü gömdüğün kalbine.
Gözlerim dola dola,içimi çeke çeke okudum,içim sızladı.
Sen çok yaşa,güzel yaşa.
Biliyor musun,sen çok iyi,çok güzel şeylere layıksın.
Kalemin hep zalimlere,acımasızlara konuşacak.
Canlarını yakacak.
Yüreğinden öpüyorum,güzel dostum.
Doğu'nun şefkatli ellerine emanetsin.
Sihirli Kalem
Yüreğinden öpüyorum çokça.
Sevgimle.