4. Mektup
Lekelenmiş masumluğun, ulu orta sevinçlerin yargılandı bugün. Ateşe verildi buz tutan yanın. Bilirsin. Acılar sıcaktır. Unuttukların soğuk.. Günler geçmek için, geçmiş bitmek için..
Şimdi sana hayat adına söyleyeceğim herşey kuru sıkı kalacak. Benim senin gibi öldüren yanlarım olmadı hiçbir zaman. Kanayan yaralarım oldu, kendini tedavi eden askerdi hepsi. Cephede yaşamak zordu. Düşmanın merhameti, dostun hançeri, artık geride kalan, yolunu kaybeden gibi..
Bak gökyüzünde aradıkların yerin dibinde. Seni ıslatan o yağmur günahlarının göz yaşı, sıraya dizilen bedeller artık çok geç diyor. Bir bakıştan çok, son bakış. Bazıları uçuruma atandır. Bazıları uçurumdan alan. Senin uçurumların çoktu. Cennet ve cehennem misali. Kimisini yakan kimisini yaşatan.
Oysa bir renk hediye etmek isterdim sana hiç kirlenmemiş, bir hayat vermek isterdim sana daha önce hiç yaşanmamış ve bir sevgi vermek isterdim sana geçmişin bedeli; başkasından intikam alınmamış..
Sensiz geçen rakamlar cansız, artık elim varmıyor kaleme seni anlatmadan birşeyler kusmak imkansız. Acıyan yaralarımız vardı hani. Teselli etmek için kazandıklarımızdı hepsi. Sen şimdi başka bir hayatın nefesi, ben kendi hayatımın katili. Söylesene ne zamandan beri cinayete teşebbüstü bu aşk. Bırakıp gittiğinden beri mi ? Yoksa hiç gelmeyişinle mi ?
Hayallerimiz. Söylesene bir başkasında nasıl ? Başkasının nefesine alışabildi mi nefesin ? İçimi yakan o koku artık başka bedenlerin mi arzusu ? Yazmaktan çok yaşamak isterdim seni. Gözlerinde çürütmek gözlerimi. Ve ucundan tutmak mutluluğu elindeki şekere hayatı bağlayan bir çocuk misali.
Gözlerimde hatıralar. Sustuklarım çığlık çığlığa. Yarışan acılar ve kazanın kaybettiği bir oyun bu. En çok yaşayan en çok ölendi. Ve en çok ölen en çok sevendi.
Yolun açık olsun kaybettiğim her yolum. Saçların gibiydi hayat. Yaşarken güzeldi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.