- 414 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ENGELLİ ÇOCUĞU OLAN ANNELER İLK NE DEDİLER?
ENGELLİ ÇOCUĞU OLAN ANNELER İLK NE DEDİLER?
Kendini olduğu gibi kabul etmek istemeyen tek varlık insandır
Aristo
Engelli bir çocuğu olan anneler çocuğuna teşhis konduğu yıl yaşadıklarını şu sözlerle ifade etmektedirler:
“O yıl benim yaşamayı istemediğim, hatta ölümü özlediğim zamandır. Bunu takip eden bir kaç yıl da gözyaşları ve sıkıntıyla dolu yıllardı. Ancak zamanla insan olgunlaşıyor, neler yapabilirim diye düşünüyor”
(AÖF - NotOku notoku.com/engelli-cocugu-olan-ailelerin-uyum-surecleri/)
“İlk yıllarda kızımın kendi başına bir işi benim yöntemlerimle yapabilmesini sağlamak için çok uğraşıyor ve hiçbir gelişme göremeyince de çok sinirleniyordum. Bunun sonucunda evde sürekli bir çatışma havası esiyordu. Hepimiz çok huzursuzduk. Her gün ağladığımı hatırlıyorum. Oysa zamanla onun kendine göre bir hızı ve benimkinden değişik yöntemleri olduğunu anladım. Şimdi her an başında durmak yerine, benden yardım istediğinde yanında oluyorum ve birlikte çok daha güzel vakit geçirebiliyoruz. “
(AÖF - NotOku notoku.com/engelli-cocugu-olan-ailelerin-uyum-surecleri/)
Down Sendromlu çocuğu 22 yaşına gelmiş bir anne: “ilk yıllar çok karamsardım, fakat seneler geçtikçe gelişmeler görüyorum ve çok mutlu oluyorum. Çünkü anladım ki çaba sarf edince bir yerlere varılıyor. Her geçen gün daha mutlu oluyorum, çünkü her gün ayrı bir şey öğreniyorum, bu beni sevindiriyor. Kendim de ilk zamanlardaki gibi karamsar değilim, mutluyum. Onunla iftihar ediyorum.” demektedir.
(AÖF - NotOku notoku.com/engelli-cocugu-olan-ailelerin-uyum-surecleri/)
Çocuğumuza Otistik tanısı konduğunda, eşim ve ben, bize bunu söyleyen doktorla birlikte herkese kızgınlık duymaya başlamıştık. Öncelikle bütün bunların tek sorumlusu olarak gördüğümüz tanrıya isyanımızı, kızgınlığımızı dile getirdik. Çocuğumuzda bir gerilik söz konusu idi ve hiç kimse bizi yeterince aydınlatmıyordu. Uzmanlar, komşular, arkadaşlar, hatta kitap yazarları bile kızgınlık duyduğumuz kişiler arasındaydı. Kısacası, yaşadığımız acıyı paylaşmayan ya da bizleri rahatlatıcı sözcükleri kullanmayan herkese karşı kızgınlığımız vardı. Zamanla bu duygumuzu daha kontrol edebilir düzeye ulaşabildik. Bizler de doğal davranmalı ve diğerleri gibi rahat olmalıydık. Ortada kabullenilmesi gereken bir gerçek vardı. Suçlu olsun ya da olmasın mutlaka birisi çözüm bulmak zorundaydı. Etrafa kızmak problemimize çözüm getirmiyor, tersine hem bizi hem de çocuğumuzu daha fazla yıpratıyordu" (4:157).
(Engelliler.Net: Mayıs 2002 tarihinde yayınlanan ‘Ufkun Ötesi Bilim Dergisi’ Cilt 2, Sayı 1’den alınmıştır. www.sosyalhizmetuzmani.org/ozurluailesishm.htm)
"Başlangıçta çocuğumuzun özürlü olması ailemiz içindeki her bireyi ayrı ayrı, değişik şekillerde ve yoğunluklarda etkiledi. Eşim çocuğumuzun durumundan dolayı son derece utanıyor, bense duyduğum suçluluktan ötürü aşırı kollayıcı, koruyucu davran iyordum. Çocuğumuzdaki problemlerin giderek artması ve daha belirgin hale gelmesi sonucunda, birlikte onun için neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerektiğine karar verdik. Bu düşünce bizi birbirimize daha da yakınlaştırmıştı. Çünkü oğlumuzun her ikimize de ayrı ayrı ihtiyacı vardı. Birbirimize destek olmamız, oğlumuzun bize olan ihtiyacını hissetmemiz evliliğimizi daha da yıkılmaz hale getirdi. Çocuğumuzu olduğu gibi kabul etmek, onun için yapabileceklerimiz hakkında ortak tavır ve tutumu geliştirmek artık tek amacımız haline gelmişti" (4:160).
(Engelliler.Net: Mayıs 2002 tarihinde yayınlanan ‘Ufkun Ötesi Bilim Dergisi’ Cilt 2, Sayı 1’den alınmıştır. www.sosyalhizmetuzmani.org/ozurluailesishm.htm)
‘’Kızıma bebeğe bakar gibi bakıyorum. Konuşamıyor, ancak gözlerimizle ve bakışlarımızla anlaşıyoruz. Acıları aşmak kolay değil, bütün engelli annelerine şunu söylemek istiyorum. Çocuklarınıza sevgi ve değer verin.” (mamak.bel.tr/engelli-cocuklarina-fedakarca-bakan-anneler-mamakta-yilin-annesi-secildi.aspx)
Geçmişi değiştiremezsin... AMA... Gelecek halen avuçlarının içindedir.. –
Hugh White
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.