Merhaba YALNIZLIĞIM
Duydun değil mi nasıl iç çektiğimi. Gölgem gibi izledin beni yıllardır. Gölgem, ışık ya da güneş olmadığında dinlenirdi. Sen hiç dinlenmeden, bıkmadan usanmadan izledin beni,
Çocukken tombulluğum nedeni ile , diğer kızlar ağacalara çıkarken tanıştık ilk kez. Onlar ağaçlara tırmanırken eteğimden çekiştirip yanına oturttun . Gözlerimi diğerlerine dikip bir taşın üstünde onları seyrettim. Yanımda senin olduğunu kimseye söyleyemedim. Yanımda sen varsan ben neden yalnızdım ki, anlamıyordum.
Anamın kucağına yatmak istediğim zaman eliyle beni iteleyip kardeşimi aldığında, böğrüme gelip oturduğunu hatırlar mısın.
Bir tek geceleyin babam yanağımı öpünce sokulamazdın yanıma.
Baba kokusu korkutuyordu seni biliyorum. Sen, sevgiyi sevmiyordun. Bir yere doldurabilseydim o kokuyu, hep sana doğru püskürtür yaklaştırmazdım yanıma. Gerçi o zaman daha sprey kutuları yoktu ,ozonu delen.
On iki yaşıma gelince sen çok sevindin biliyorum.
Okul yatakhanesinde yatağa yattığımda saklı saklı ağlarken , sen büyüyor serpili yordun içimde. Hele bayramlarda soğuk duvarlara çarpan hıçkırıklarım seni nasıl da güldürüyordu.
Bazen kimse yoksa sohbet de ederdik seninle. Bir gelen olursa hemen susuyordum, kendi kendime konuşuyorum zannetmesinler diye.
Doğarken kiminle geldin dünyaya, düşünsene bir ikizin bile yok. Olsa bile yine aynı anda gelemezdiniz dünyaya. Diğeri mutlaka iki üç dakika önce gelirdi , sana geç kaldın nan iği yapardı. O yolu yalnız geçtin dünyaya merhaba demek için.
Ben senin düşmanın değilim diyordun. Aksine ben senin özgür tarafınım. Ancak bunu daha sonraki yaşlarında anlayacaksın diyordun.
Her an her saniye yanında biri olsa kısıtlanmaz mıydın. Bu sana sıkıntı vermez miydi ? En özel zamanlarında en özel şeylerine tanık olan biri seni kısıtlamaz mıydı?. Ben hep yanında isem de görüp duyduğum hiçbir şeyi başkasına aksettirmedim. Duydun, gördün mü hiç sırlarını ifşa ettiğimi. Ben sandığın kadar kötü, yaramaz biri değilim aslında diyordun.
Aslında dediklerin doğru olsa da , senin adın soğuktu.
Büyüdüm genç oldum sen daha bir çullandın üzerime. Birde rengin değişti. Sarışın oldun. Sarışın yalnızlık.
Sevgilim beni aldattığında ,içim dağlandı. Ölmeye yattım, yaşamayı korkunç isteyerek. Beyaz gelinlik sahte gülücükler saçarken üstümde, sen sinsi sinsi duvağımın üstüne gelip oturdun. Ha bire kanattın yaramı.
Bari dobra olaydın sarışınlık sana hiç yaramadı. Evliliğim süresince yüzüme yediğim tokadı yanıma alıp yatağın öbür ucunda sana sarıldım , yine de. Çaresizdim sığınabileceğim kimse yoktu. Bir tek sen vardın yanımda.
Bir akşam iş dönüşü sobanın başında ısınır buldum seni, gülüyordun “bak kitapların ne güzel yanıyor” diyerek.
Defterlerim ,içine kendimi döktüğüm defterlerim direniyorlardı ateşe. Kahverengi kaplı ajandamın sol kapağının ucu yukarı doğru başını kaldırmıştı. Ama heyhat yanmaktan kurtaramadım hiç birini.
Bir yerlerde okumuştum kitapların devletçe yakıldığını . Diktatörlük dönemindeydi sanırım. Demek benim kocam diktatör dedim. Öyle ya, olur olmaz tokadı yüzümde patladığına ,kitaplarımı sobaya attığına göre ….öyle mutlaka.
O zamanlar işbirlikçi, diye bakıyordum sana. Onun adamı olmadığını, davranışları sonunda bir nevi dayanma gücü vermek için yanımda olduğunu sonra anladım.
Çevremdeki kadınlar çok becerikliydiler. Hepsi ördükleri dantel veya örgüden, yaptıkları keklerden bahsederken senin sarışın halin yakıyordu içimi.Kıs kıs gülüyordun beceriksizliğime
.
Ben beceremiyordum el işi oyaları, ajandalara sakladığım yazılarımı söyleyemiyordum kimseye .
Hoş söylesem bile oğullarına gelin arayan kadınların umurunda değildi yazmışım, yazmamışım. Onlar ev işi bilen, yemek yapan, örgü ören kız arıyorlardı. Kimse görücü gelmiyordu kısa saçlarıma, kot pantolonuma bakıp. Seni kotun arka cebine koysam da zıplayıp giriyordun göğsüme. Ayrılmıyordun benden.
Şu saçlarını siyah yap artık dedim bir gün. Nasılsa dinledin sözümü.
Karaşın halin daha anlayışlı olur gibi gelmişti.
Öyle de oldu . Aşık oldum o dönemde . Acılarla mutlulukların harmanlanmış halidir ya aşk. Esrik hali öyle bir savurdu ki beni, sen benden uzağa düştün. Yanıma gelmen epey zaman aldı.
Ta ki bir kasabada oğlumu tabuta koyana kadar.
O gün tüm bedenim boşaldı. Yerini sen aldın. Her halinle. Hala ciğerimin alt köşesinde yeri durur oğlumun. Göz bebeklerini görürüm ara sıra. Yumuk ellerini öper, siyah saçlarını okşarım. Biliyorum sen oğlunu göremedin ki diyorsun. Analar rahimlerindeki çocuğu görüyorlar biliyor musun … ama sen nereden bileceksin .
Artık o aşık olduğum adamla yattığımızda da, yatakta arada öyle boşluk oluyordu ki, sen sere serpe yatıyordun. Daha sonraları ayrı odalarda herkes kendi yalnızlığını yaşar oldu. Sen benim odamdan çıkmaz oldun. Aslında onun yalnızlığı senden daha az yıpranmıştı. Ben seni didikleye didikleye delik deşik etmiştim. Benim yalnızlığım olduğun hemen belli oluyordu karşıdan. Orası burası yıpranmış, ama farklı.
Aşık olduğum adamı benden bıkıp ta ayrı eve taşınınca baş başa kaldık hani çatı katında.
Seni o zaman ambar gibi görmeye başladım. Kendimi de fare. Çeperinden çıkmaya çalıştıkça üşüyor, üşüdükçe ağlıyordum.
Çıkıştın bana bir gün. Kendine acımayı bırak artık diye. Elime küçük bir valiz tutuşturup savuşturdun evden.
Kardeşim her zamanki otoriter haliyle senin kapıdan girmene izin vermedi bir kaç ay. Yeni evime taşındığımda da uzunca bir süre bulamadın izimi.
Yaşlandıkça çoğalır sın değil mi içimde?
İzin vermeyeceğim ama ben buna.
Sana başkalarına git demek de istemiyorum. Zaten kalabalıklar içinde yalnızlaştık. Şöyle bir bak etrafına ne çok kişiyi esir etmişsin kendine. Kimse kimsenin farkında değil.
Sanırım artık karaşın olmayacaksın sen. Sarışın halinde daha çabuk kandırıyorsun insanları.
Sen benden ümidi kes artık.
Ben ajandalardan çıkardım yazılarımı.
Kalabalıklara savuruyorum. Her bir yaprağa senin bir parçanı ekledim.
Yine de haksızlık etmeyeyim sana. Sen olmasan kaleme kağıda bu kadar müptela olamazdım. Gözyaşlarım yıkasa da günlüklerimi, sen olmasan tekrar dene yemezdim. Biraz aksi isem , dediğim dedikse ve özgürlüğü bu kadar seviyorsam senin payın büyük.
Artık sana veda etmek istiyorum .
Hadi sen artık benden git.
Başkalarına tebelleş olma ama.
….Öleceğime yakın gel de başucumda biri olsun bari.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.