YAHUDİ ÂLİM
Büyük İsrail zamanında Tanrı’nın yolundan hiç ayrılmayan bir âlim yaşarmış… Akıl, bilgi, zenginlik, sağlık, mutluluk kendisini bulmuştur kısa zamanda. Herkesin aklını başından alan güzel bir hanımı, tıpkı kendisi gibi zeki ve akıllı çocukları varmış. Kısacası Tanrı’dan bu dünya ile ilgili bir şey isteyecek durumu yokmuş. Diğer dünya da cepte sayılırmış… Böyle bir durumda olması zaman zaman canını sıkarmış. Belki arada bir bu can sıkıntısının geçmesi için dua edermiş.
Oysa dünyada yüzbinlerce zor durumda olan insan varmış. Nedendir bilinmez onlar için dua etmek aklına gelmezmiş. Belki yeryüzünde hiçbir zaman tüm insanların mutluluğu aynı şekilde ve anda bulması imkânsız olmasından kaynaklanıyordu. Tanrı hiçbir şeyi insanlara eşit dağıtmazdı. Tanrı Yahudileri üstünlük vermesi bunun kanıtı idi. Âlim bunu çok iyi biliyordu.
Derken bir gün Tanrı’dan aracı vasıtası ile bir haber gelmiş… ‘’Filan kulum benden üç şey isteyebilir, Üç duasını da kabul edeceğim!’’ Âlim düşünüp durmuş ama nasıl ve niçin dua etmesi gerektiğini bilememiş.
Durumu bir gün eşine açıklamış. Aklı kıt, güzelliği bol olan kadın da düşünüp durmuş. Ansızın, ‘’Yusuf’un Züleyhası kadar güzel olmam için dua et!’’ demiş. Aklı karışmış olan âlim eşi için dua etmiş. Ve duası kabul olmuş. Kadının yaşı ilerledikçe daha güzelleşmiş. Gururlanıp eşini hafife almış, çevredeki yakışıklı erkeklerin birçoğu ile yatmaya başlamış. Bu durum âlimin çok üzmüş ve sonunda dayanamamış, ikinci duasını etmiş. Duası dünya güzeli eşinin çirkinlerin en çirkine dönmesi yönündeymiş.
Böylece ikinci dua da elden çıkmış. Âlimin eşi o kadar çirkin olmuş ki gelen geçen kadınla dalga geçmeye başlamış. Kadın derdinden yataklara düşmüş. Yaptıklarından dolayı gece gündüz ağlamış. Artık dışarı çıkmıyor, doğru dürüst bir şey yemiyordu.
Yeterince büyümüş olan çiftin çocukları sonunda dua mevzusunu öğrenmişler. Gelip babalarına yalvarmışlar. ‘’Son duan, annemizin ilk haline dönmesi için olsun!’’ Âlim çaresizce son duasını etmiş. Eşi kısa sürede aşırı güzel olmadığı ilk haline dönmüş. Kadın pişmanlık içinde Tanrı’ya yalvarmış ve her şey için af dilemiş. Tanrı kadının duası kabul etmiş.
Âlim ise boşu boşuna üç duasını telef etmiştir. O tarihten sonra âlim bütün ömrünü kabul olmayacağını bildiği dualarla geçirmiş… Tanrı artık çok uzaktadır.
Derleyen: Cumali Celayir
(Büyük edebiyatçı Keykavus’un Kabusname’sinin Mercimek Ahmet çevirisinde eski Türkçe ile hikâye dipnot olarak daraltılmış şekilde yer almaktadır. -MEB Yayınları, Dünya Edebiyatından Çeviriler, Eski Türkçe Çeviriler, Şark-İslam Klasikleri, İkinci Baskı, 1966- Bu çeviriden de yararlanılmıştır. Nasihatname adı ile Rusça, İngilizce, Fransızca çevirileri de vardır.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.