- 405 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Her şey an gelir yalnızlığa uzanır…
Korkardık geceleri, erimiş gözyaşlarım düşerdi yastık çarşafına…
Gözlerine dalıp dalıp giderdi gözbebeklerim…
Ağlardım kimse bilmezdi içimdeki yangınları. Biz ağlardık saklardık birbirimizden seslerimizi.
Geceler ulaşırken sabaha ben saçlarından gelen kokuyu nefeslerdim içe içe…
Oysa adında gizliydi gecenin nemi. Oysa adınla geçerdi sayıklamalarım sabaha ulaşırken.
Hüzündü içinde kaybolduğumuz geceler. Hüzündü sesimizin sonuna yapışan kısıklık…
Ve ağlardım sabahlar olurdu, oysa o ağlamış, uyumuştu benim sessizliğimde… Yarınsız bir yaşamdı aklanamadan arkasından baktığımız.
Yarınlardı içine özlemi takıp peşine düştüğümüz. Ben usulca cümleler kurardım sevgiye dahil, o nefesini keser bakardı sadece gözlerime… Biz yaşama dahil etmiştik aşkı, şimdilerde ihanet kol geziyor arka bahçelerimizde.
Şimdi hesabı verilememiş soru cümleleri var yaşama dahil, şimdi yarınların umutsuzluğu var, nefes almalara dahil…
Şimdi yaşam var tekliğe dahil oluşumuzla, yalnızlık kulvarlarına düşen gölgelerimiz var ve artık tek başına kalan bir sahipsiz aşk var yaşama dahil olmuş…
Artık korkularımız var yaşamın geleceğine dahil olacak…
Bir gün karanlık bir gece ortasının sonrasında. Göz kirpiklerin uykusuzlukla yere doğru düşmüşken, ansızın uyku bozgunu bir sesle, artık sevme beni, sevme ki acılanmalarımı arttırma, sevme ki gözlerim görmemek üzere kapandığında, içimde senin sevgi sesin kalmasın…
Unut, yok say yaşanmışlıkları… Yeteri kadar acılandın, yeteri kadar boğuldun acılanmalarla… Yeteri kadar için kıyıldı benim düşüncelerimle… Vaz geç ben varlığımı sahiplenmeye.
Vaz geç anıların mavisinde yüzmeye. Ve artık kaderin var olduğu ayrılık benliklerini kabullen. Ve unut sevgili, beraber aynı bardaktan su içmelerimizi. Aynı çatalı kullandığımız anları, tek sigarayı bölüşerek dumanlandığımız günleri yok say.
Ve hayatına bensiz uğrak yerleri bularak yaşama devam et…
Benle yarın yok sana. Benle nefes almalara gerek kalmadı. Alış sahipsiz yaşamaya, alış karanlıklarda el yordamı ile dolaşmaya alış. Sevgide özlemelerinin yokluğuna.
Bu bir aşka dair veda değil. Bu yaşama dahil olacak veda cümlesi, seni sevmek kaderimdi ama senle ölmek kaderim değildi…
Dün aşkta vardık ama yarın olmayacağız inan bana ve sen aşkla veda etmeyi öğren ve aşk için yaşamayı öğren ki, ben seni nerede olursam olayım hissederim…
İşte yıllar sonra soruyorum “nerede olursam olayım, beni yaşamdan ne şartlarla kaldığımı hissedebildin mi? ”
Bu anlatmaya çalıştığım senle benim hikâyemdi.
Aslında daha sonraları sen gittikten sonra hüzünlere bulanmış sadece benim hayatımın hikâyesiydi ki düşünüyorum da bu yalnızımsı gibi görünen yazdıklarımda sen hiç yok olmamış gibi, dahası da benim tüm düşünce dünyama hükmetmeye başlamıştın…
Bir çoğunda özlemin bir çok kısmındaki yaşam karelerinde öfke hakim olurken, geriye kalan kısmına da tiksinmem geliyordu…
Öyle güzel ağlardı ki, öyle güzel acılanırdı ki, onunla acılanmamak mümkün değildi… Ve öyle güzel severdi ki, onu sevmemek mümkün değildi…
Hayatı, yaşamı bana öğretmeye çalıştıkça severdim onu…
Güneş düşüyor denizin tuzuna, geriye kalan yalnızlık, onu da martı sahipleniyor…
Birden içime gömüyorum bu yalnızlığı. Keşke an, tan zamanı olsaydı da gök maviye bulansaydı… Ama o zaman da, güneş tuzlanmayacaktı.
Dedim ya her şey an gelir yalnızlığına uzanır...
Nedense eski gülüşlerim düştü dudak uçlarıma…
Tek tek sen gülüşlerini düşündüm ki, yüzümdeki gülümseme, dudaklarımda, acılanmayı geri getirdi…
Aslında bunun adına yalnızlaşma denir, ama yediremiyorum kendimce verdiğim yeminli sözlerimi geri almayı…
Anladım ki son nefese dahil olacak bu söz veriş...
Kim bilir bu sözleşme ile daha kaç cemreler düşecek toprağa?
Nasıl bir direniş ki bu, son ucu nerede incelecek?
Değişmez kuralıdır evrenin, güneş kararır gece derler adına. Aslında sahipsiz düşlerin volta attığı zamanlardır başlayan…
Her an ve an be an değişen düşlerdi yaşama dahil olmuş.
Ama aslında değişmeyen tek olgu kalır gece boyu, değişen tüm düşlerle acılanmalar…
Kaç yılımı aldın ömrümden oysa
Ömrümü adamıştım sana
Kaç kez güldürdün beni
Oysa
Yaşamımın tüm gülmeleri senindi…
Omuzlarım ayazla buz kesmişken
Köşe başı bekleyişlerimde
Oysa
Hayatımı sana adamışken ben
Şimdilerde bakıp denizlere
Martıların kanat seslerinde
Koşarken gözlerim
Aslında ömürce sana bakmaya adanmıştı…
Birbirimize sevmeyi öğretmişken biz
Yüreğimizin ritim bozuklukları ile
Uğraştayken biz
Sol yanım senin derken ben
Uykusuz gecelere düşmüşken düşüncelerim
Hayatım adına kurduğum düşlerin sahibiyken sen
Bu günlerde
Sahipsiz düşüncelerin yorgunuyken ben
Yarınlarda da olamayacak sen endişesi ile
Bocalarken ben
Hayatın tüm vazgeçişlerindeki gülüşlerimi unutmuşken
ben
senin kahkahalar içindeki halini
düşünürken ben
artık yaşamdan boğuluyorum ben…
Bu anlatmaya çalıştığım senle benim hikâyemdi…
Aslında daha sonraları sen gittikten sonra hüzünlere bulanmış sadece benim hayatımın hikâyesiydi ki düşünüyorum da bu yalnızımsı gibi görünen yazdıklarım da sen hiç yok olmamış dahası da benim tüm düşünce dünyama hükmetmeye başlamıştın…
Bir çoğunda sevgi özlemi, bir çok kısmındaki yaşam karelerinde öfke hakim olurken, geriye kalan kısmına da tiksinmem gerekiyordu…
Ve bir gün bir umut doğar bedenin gizeminde her düş olur takılır peşine…
Ve yarınlara sarkar sabit duvarlara yapışmış bakışlarla yürek vurgunları… Umuttur, ardından sabrı bekler ve zaman artık sahipsiz geçer umuda doğru…
Umulur ki eski düşler ve eski gülüşler avuçlansın…
Mustafa yılmaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.