BİL İSTEDİM
Saat gecenin tam on iki si.bu kış yine güneş imi başka şehirlerin
Sabahına itelemişler, Yine bana karanlıklar kalmış...turuncu bir sokak
Lambasının altında, karla karışık yağmurluyum bu gece. Benden çaldığın
Ne varsa didik didik arıyorum, ellerimi nefesimle ısıtarak. Bazen yoruluyorum
, bazen de üşüyorum. Sonrasında bir bank bulup oturuyorum, kollarımı birbirine
Doluyorum.nede güzel yağıyor mübarek. Rahman, rahmetini toprağa lapa lapa
Serperken, ben merhamet dileniyorum beşeri olandan. Sen Yusuf misali attın tüm umutlarımı kuyulara , benim çöllerimden geçmez ki kafileler biri tutup elimden çıkarsın.
Sen bir kış gecesi, omuzlarıma konan kelebegimdin. Bu kadar
Kısa sürmemeliydi senle yaşamak. Şuan neredesin, kimlesin, kimleri sever,
Kimleri öpersin. ...
Kolların zehirli birer sarmaşıkmış meğer, oysaki beni sararken çok
Masum görünüyorlardi.ben her dokunuşunda şifa ararken, sen acımasızca
Kanser etmişsin tüm hücrelerimi . şimdi muhtemelen benden alınan o
Güneşin altında ısınıyorsun, hatta belkide yanında yeni kurbanların vardır.
Şimdi senin için üretilen tüm cümlelerimi kelepçeler vurup, zindanlara atıyorum.
Adını yazmaktan men ediyorum harfleri...yüreğime yağdırdığın karların ıslattığı
Paçalarımı , sensizliğe giden ilk yolun virajinda yürümek için sıvıyorum.