- 433 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yanlış İşleyen Devlet Düzeni..
Bu benim ilk siyasetnamem ve söyleyeceklerim politik değil. İnsanlarımız paraya tamah ediyor. Bu normal mi? Kişi başına düşen milli gelirimiz 20 bin doları buldu ama kişi başına düşen gelir arttıkça fakirleştik. Siyasilerimiz seçim beyannamelerinde ağız birliği yapmış gibi asgari ücrete takıldılar, sanki kim daha çok verse o daha çok oy alacakmış gibi davrandılar. Atatürk olsa " efendiler bu millet tek ineğini devlete vermiş bir milletdir. Bu millete parayla bişey yaptıramazsınız" derdi. Durum öyle değil aslında işçi asgari ücretle geçiniyor, milletvekili 11binlirayla geçinemiyor. İşin en acı kısmı da hiç bir ortak görüşü olmayan parlementonun maaş zamlarında oy birliği sunmasıdır. Alelade bir şekilde halka, siz aç kalın biz çalışıyoruz manasını sunuyorlar. Anlam veremediğim olay tam da burası halk meclistekileri seçiyor. Meclistekiler halk olmasa olmazlar ama çok zenginler... Şimdi zübük haksız mı? İyi hoş anlatıyorsunda ne değişecek diyorum kendime, ülkeyle doğru orantılı zenginleşsek, her baba evine et alsa, çocuklar sobadan zehirlenmese... şimdi işin özü şu biz kendi seçtiğimiz adamların yüzünü seçimden seçime görüyorsak, akpsi chpsi mhpsi hdpsi hiç fark etmez bizleri kandırıyolar ve biz kana kana yalan içmeye devam ediyoruz. Kendi izzeti nefsimizle devlet kapısından ayrılalım. Bir gün kendi içimizdekilerde vekil olur halk paraya tamah etmez inşallah.
Ben işçi emeklisi bir babanın oğluyum. Ve içimi en çok parçalayan babamın zam haberlerini dinlerken evde sessizliği sağlaması oldu.
YORUMLAR
Bu makale ilk siyasi yazınız olmasına rağmen, saygın bir gazetenin köşe yazısı bile olur, değerli kardeşim.
Bir gerçek vardır, hiç değişmemiştir ve kıyamete kadar da değişmeyecektir, sanırım:
Hak verilmez, alınır!
Millet, kendine vekil seçiyorsa, hesap sormayı bilmediği müddetçe hakkını alamaz.
Hesap sormasını da insanoğlu ancak eğitimle öğrenir. Dinen de Kuran'dan öğrenir.
Eğitim seviyemize ve düzenine bir bakın, Kuran neden sırf Arapça öğretiliyor bir araştırın; tüm sorularınızın cevabını bir çırpıda alırsınız.
Halka hakkını vermekle yükümlü olan siyasetçiler mecliste, size vekil olmaktan ziyade kendi menfaatlaerini gözettiği müddetçe, buı toplum daha yıllarca aynı eziyeleri çekmek zorunda kalacaktır.
Kim ne derse desin; Türkiye'nin, sizin istediğiniz düzeye gelmesi için, bugünden saysak en az iki nesil, yani 40-50 yıl gerekir. Karamsar olduğum için yazmıyorum; tam tersi; geçmişte 50 yıl ne kadar yol aldık, buna bakıp da yazdım.
Paranın bolluğu ne işe yarar ki; maaşın 1000 Lira ise ekmek 1 Lira farzedelim; 10.000 Lira ise, ekmek de 10 Lira olacaktır.
Göz boyamaktan başka - ve bir de zenginin daha da zengin olmasından başka- bir işe yarar mı bu hesap?
Aynı hamam aynı tas veya ha Hasan kel ha kel Hasan, hesabı...
Toplum nasılsa, idarecileri de öyledir; tersi de aynı...
Değişen hiçbir şey olmaz bizde....
Dış ile karşılaştırırsak; el uzaya uçar birkaç saatte, biz de evden havaalanına gideriz ancak; tabii yolda kazaya kurban gitmezsek...
Bir habire menzilsiz gidiyoruz, tepetaklak burnumuzun üstüne çakılıncaya kadar...
Sonumuz hayır ola, demek geldi içinden, fakat Allah, bırakın işimize hayırla bakmayı, bizim gibilerinin yüzüne bile bakmaz, sanırım.
Yine de adet yerini bulsun; sonumuz hayır ola....!
Selam ve saygılar