sorgulama -1-
" Her dem yeni doğarız
Bizden kim usanası.." ___________Yunus Emre
Acaba bazı insanlar neden hep iyimserdir, çevrelerine umut ve rengarenk ışık saçarlar ? Girdikleri her mekanı doldururlar, neşe kaynağı olurlar ? Yoksa bunlar bizden farklı bir kimyaya mı sahipler ? Hayatı bizden farklı mı görüp yaşıyorlar ?
Bu koşuşturma içinde, herkes kendi derdine düşmüşken, her taraftan söylenme yükselirken, yapmacılık, dışını süslemek almış başını giderken hala böyle çiçeklerin açıyor olması ne kadar güzel değil mi ?
Tanıdığım bu tür insanlar var, çok değil ama var, şükür.
İtiraf edeyim ki hayranım bu ışık insanlara, onların yaydığı enerji, doğallıkları ve bunun içinde bir çaba sarfetmemeleri beni düşündürüyor.Onlar da hiçbir zaman karamsarlığa raslamadım. Yaşamanın hakiki maksadını kavramış ve bunu kendine hayat tarzı seçmiş bir insanın içinde nefret, kin, kuruntu depolaması mümkün mü ? Ne zaman daralsam sıkılsam hemen o güzel insanlardan olan can dostum yetişir imdat’ıma... Onun bir tebessümü bile beni mutlu etmeye yeter. Hemen tazalenirim yeni doğmuş bir bebek gibi bakarım kainata.
Ne zaman birine kızsam haksızdı desem hemen bana " Yazıklar olsun sana, her kesin gönlüne girebildin de bir tek onun yüreğine mi giremedin ? " der kızar. Oysa ona haklı beni çıkartsın, teselli etsin diye gitmişimdir. Ve çok olmasa da beni üzen kişiye gitmiş özür dilemişimdir, ya da hiç bir şey olmamış gibi içim kan ağlasa da konuşmuşumdur. Ne kadar şanslıyız değil mi ? Etrafımızda böyle güzellik taşıyan bizi hayata hazırlayan güzel insanların olması ne güzel, ne kadar şanslıyız... Şanslıyım...
Bu güne kadar ki gelen alimlere gönül dostlarına bakıyorum hepsinde o ilahi sevgi var, huzur ve sakinlik var. Onlar için var’da aynı kefe de yok’ta. Çocukluğumda yan komşumuz vardı tek başına yaşayan nur yüzlü derler ya işte öyle bir halime anne. Kapısının önünde oynardık, hiç kızmazdı, şimdi düşünüyorum hiç mi onu üzecek bir şey yapmadık acaba diye ? Kapısının önü topraktı mutlaka toz çıkarıyorduk, mutlaka bağırıyorduk... O uzun entarisinin cebinde minik şekerler vardı, bize verirdi. Oysa onun hiç çarşıya gittiğini görmemiştim, yaşlıydı. Sevgi doluydu, yüzünün asık olduğuna hiç raslamadım. Oğlunun Almanya’dan cenazesi gelmişti, o çok sakin bir şekilde uğurlamıştı. Sanki emaneti sahine vermiş gibi. Kendisi vefat ettiğinde ise mahalle hiç de sessiz değildi.
Biz de o güzel insanlar gibi olabilir miyiz dostlarım, olamasakta o güzel insanların kıymetini biliyor muyuz acaba ? Var mı sizinde tanıdığınız ?
Ahlak güzelliği bulunmayacak bir nimet diye düşünüyorum, hayattaki her şeyden daha değerli bana göre. Hayat koçum demişti ki " Sev sebep yoksa da sev, severek güzel bakmayı öğrenirsin, güzel bakmayı öğrendiğin de güzel görmeyi de öğrenirsin " Ne zaman kötü bir şey desem hemen bu söz flim şeridi gibi geçer önümden, bakışlarımı düzeltirim.
Hiç unutmadığım bir hayat dersi daha vardır, kıymetli hatıralarımın en başında yer alır. Yine hararetli bir muhabbet anın da kendisine ; Eğer bir kusurum olursa beni bağışlayın olur mu ? Demiştim. Can dostum ; Gözlerime dikkatiçe bak... bak... Kusur var mı ? - Yok dedim. - Öyle ise kusur olmayan göz nasıl sende kusur görür demişti.
İnsan eğer ders almak isterse yeniden dirilmek isterse sadece etrafına bakması o kıymetli insanları dinlemesi yeterli. Bu bazen en yakınımız değer verdiğimiz, bazen de deli ya bu dediğimiz olabiliyor. Rahmet olsun Serik’te bir umar vardı, bir sevda için aklını kaybetmiş derler. Oysa o her kesten akıllıydı bana göre, tek istediği bir sığaraydı insanlardan, onun dışında çok nadir di bir şey istediği, mutlaka kapının önünden geçerken çalıştığım mağazaya uğrar selam verirdi. Üstü başı anlatılmaz derece kirliydi. Bu çok kötü oldu var mı yeni bir gömleğin der laf atardı ? Bir gün mağazaya geldi ; - Var mı çorap dedi.- Var dedim, (o zamanlar giyim mağazasında çalışıyorum), çıkardım üç tane al dedim o sadece bir tanesini aldı, al bunları da veriyorum dedim, o - hayır benim bir taneye ihtiyacım var dedi. İşte o gün onun deli değilde veli bir insan olduğunu anlamıştım ne büyük laf etmişti. Güldü dua ederek gitti öyle başlamıştı dosluğumuz.
Onunla çok hatıram vardır. Verme şuna bu kadar yüz derlerdi, gülümserdim içimden.
Bilmiyorlar ki asıl deli bendim.
Sorgulama devam edecek...
SeMa
YORUMLAR
Yazı okumaya vaktim yok ama
BUNDAN SONRA AYIRMALIYIM GALİBA
KİTAP OKURUZ DA İŞYERİ OLUNCA PEK VAKİT OLMUYOR
GÜZEL BİR YAZIYMIŞ ELİNE SAĞLIK.
"ANCAK ALLAH'I ZİKİRLE KALPLER HUZURU BULUR"
HUZUR OLUNCA DA SABIR OLUR LETAFET OLUR ZERAFET OLUR KISACASI İNSNA İNSAN OLUR HELEDE NEFSİ MUTMAİNNE MAKAMINI YAKALARSA İNSAN PAMUK GİBİ OLUR.
SAYGILAR
Ahlak güzelliği bulunmayacak bir nimet diye düşünüyorum, hayattaki her şeyden daha değerli bana göre. Hayat koçum demişti ki " Sev sebep yoksa da sev, severek güzel bakmayı öğrenirsin, güzel bakmayı öğrendiğin de güzel görmeyi de öğrenirsin " Ne zaman kötü bir şey desem hemen bu söz flim şeridi gibi geçer önümden, bakışlarımı düzeltirim.
Ne kadar güzel yazmışsın yine sev diyerek.Sevecek o kadar sebep varken, insanı sev, doğayı sev, sevmenin sonu var mı?
Evrende yaradılan en şanslı varlıklar biz değil miyiz? düşünebiliyoruz, konuşabiliyoruz ama insanın insana yaptığını hayvanlalr bile yapmıyor maalesef.Hayvanlar aç kalmadan saldırmıyorlar, keşke sevgi ekebilsek bütün yüreklere, sevmenin önemini anlatabilsek...sen yüreğimizin sesi olup çağlıyorsun bu sayfalarda...
Tebrik ediyorum Sema Can...
Sevgi ve selâmlarımla...
Ahlak güzelliği bulunmayacak bir nimet diye düşünüyorum, hayattaki her şeyden daha değerli bana göre. Hayat koçum demişti ki " Sev sebep yoksa da sev, severek güzel bakmayı öğrenirsin, güzel bakmayı öğrendiğin de güzel görmeyi de öğrenirsin " Ne zaman kötü bir şey desem hemen bu söz flim şeridi gibi geçer önümden, bakışlarımı düzeltirim.
(VEREBİLECEK BİR ŞEYİN YOKSA,GÜLER YÜZÜNDE Mİ YOK)
HEPSİ SENDE VAR.ALLAH SEVGİNİ ARTTIRSIN.
SELAM SANA EZOM EZOM,YÜREĞİNE SAĞLIK.....
hamuru sevgi ile yuğrulmuş dostlarım
güzel yürekli kardeşim kocasinan bende amin diyorum
betülcüm sağol, yeni dost diamond varolun
Hayrettin bey her zaman dikkat ediyorum içten yorumlar yazıyorsunuz, bu sizin ne kadar samimi ve sevecen olduğunuzun göstergesi, hele bazen (felaket bir şiir) diyorsunuz ya bayılıyorum içtenliğinize...
bize bu elektriği verenlerin sayısını Allah artırsın, buna çok ihtiyacımız var.
"Dostları olmalı insanın,
Aynen gemilerin limanlari gibi
Zaman zaman uğradığın
Yükünü boşalttığın
Dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
Geri döeceğin Günü bekleme umuduyla
Bazen rüzgara o açmalı yelkenini
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
Halatlarını çözmeli
Seni çok ama çok özlemeli
Dostları olmalı insanın,
Ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen
Düşünmediklerini düşündüren
Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen
Gerektiginde senin için ateşi yutabilen
Yolunu ısıtan ustan olmalı,
Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini
Sana verebilmeli soğuk bir kış gününde
Üzerindeki tek gömleğini. "
ezom yine harika yazmışsın.çok sevdiğim bir şiiri paylaşmak istedim yazınızın üzerine.Yaradan'ın hepimize böyle dostlar nasip etmesi dileğiyle...
sevgiler..
Ezom,efendim yazınız beni derecesiz duygulandırdı..Bir rahatsızlık geçirmiştim,doktorumu aradım,izah ettim,bana cevaben,bu yalnız aşılmaz demişti.Evet insanın görevi geldiği dünyada kendisini gerçekleştirmektir.Neyse o olmak,hiç bir şey de olması mümkün,ama,bunu biliyor olması önemli.Bütün yaptığımız bu bilme cehti ve çabasıdır.Toplumla birlikte yaşıyoruz ve topluma kayıtsız kalmamız mümkün değil.Neden buradayız?Cevap;işte ondan.Bu yola çıkarken yaptığınız her hareketin bir anlamı,yansıması ve değeri vardır.Yani etkileme ağırlığı.Bu sevgimiz içinde,kavgamız içinde böyledir.Biliriz ki,kavga ne kadar kolaydır çoğumuz için.Halbuki sevmek bir emek istemektedir.Yaradılışınızın,fıtratınızın elbette bir değeri vardır ama,sevmekte aslında öğrenilebilecek bir şeydir.Ben kendimden bilirim.Ben onlu yaşlarımda Yunus'u,yirmili yaşlarımda Mevlana'yı tanımamış olsaydım seksenli yılları atlattığım gibi kolay atlatamaya bilirdim.Ben belki biraz fıtratımda olan sevgiyi birazda öyrenerek benimsediğime inanıyorum.Dolayısıyla her fert için bir iyi örnek ve çıkış noktası gereklidir.Ortam da çok çok önemlidir.Evet cemiyette vardır böyle insanlar,para dağıtır gibi tebessüm dağıtırlar.Öyle yüzler vardırki,ciddi bir şeyi konuşamazsınız.Öyle yüzler vardır ki,bakamazsınız,bakmak istemezsiniz.Öyle insanlar görürsünüz ki,sevmeniz yetmez kucaklamak istersiniz.Her yerde bu insanlar mutlaka vardır,iyibakmalı ve görmeli..Yani iş size,bize düşer.Kodlardan biraz haberdar olanlar için kolaydır.Çok teşekkür ederim.Selam,saygı...
hyazici58 tarafından 7/28/2008 1:48:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ben ' i örneklemem gerekecek biraz.İçimde fırtınalar kopar bazen.Ya hayatın kovalamacasına ya da iç dünyama dalmışımdır.Etrafımda ki insanlar benden beni dilerler ama.Bana düşen içlerine bakmaktır.Bence asıl kimya nerde biliyor musun Sema...insanları oldukları gibi görebilmekte...Öyle sevebilmekte...sorgulama 1 dimi bu ben ikinciye de uğrayayayım canım...sevgimle NeNa
Yıldızlara uzanın...
Yakalayamazsanız bile yükselirsiniz.
" Sev sebep yoksa da sev, severek güzel bakmayı öğrenirsin, güzel bakmayı öğrendiğin de güzel görmeyi de öğrenirsin "...
Sanırım ikiside aynı yola çıkıyor. YAzarı okuyunca bilgilerim depreşti ve örtüştürmek istedim affıyla.
Bilgi, sevgi aldım yazıdan.
Kutlarım yazarı.
Onlarım kimyası farklı değil. Onlar biliyorlar ki bir güler yüz bile sadakadır.
Dikkat edin ne kadar sorununuz olsa da gülen birini görünce insan dayanamaz. Çünkü gülmek o kadar kolaydır ki bu kadar kolay olduğu kıymetini bilmeyiz.
Ayrıca o tip insanlar bilirler ki "kırdığım bir kalp ise kıldığın namaz değil/72 millet elini yüzünü yumaz değil."
Bu tip insanlar bilir ki öfke şeytanın yoldaşıdır. Bu nedenle sinirlenirlerse gidip abdest alıp ondan sonra düşünmeye ve karar vermeye başlayan insanlar da vardır.
Bence bu tip insanlar; "ele güne muthaç olmayacak kadar" geçimleri olsun gerisini önemsemeyen insanlardır.
Onalr için insan en büyük hazinedir. Ve o tip insanlar der ki; birinden hayır mı şer mi gelecek sadece onun yüzüne bakın. İnsanın içi yüzüne vurur."
Güzel bir yazıydı. Ben de sözü kısa keseyim vesselam.