- 572 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
' KEREMETLİ İSKELESİ ' (6)
Yelkenli gemi 510 yıllık vatan parçasından yavaş,yavaş uzaklaşırken,Hafız İsmail EFENDİ,Kaptanın sorduğu soru-
lara dalgınlığından işitmediği için cevap bile veremiyordu.’’O,düşünceler içinde sessiz bir gemi gibiydi.’’Koca bir İmparatorluk,Devletin en büyük ordularından birinin bulunduğu bu kadim kentte tarümar edilmişti de kimseciklerden tek bir ses çıkmamıştı..Hatta bu güçlere bilerek,isteyerek yol verilmişti...Azınlıklarla;eşitlik,hürriyet
adalet söylemleri altında büyük bir ittifak bile icra ediliyordu...Kısaca rejime olan kin,Devleti beşik gibi sallıyordu...
Ne hazindir ki bütün bunlar’vatan perverlik’adına ifa ediliyordu...
Selanik kentinin her sokağında her azınlık ait olduğu topluluğun bağımsızlığı ve kazanımları için olağanüstü bir gayretin içerisindeydiler..Şimdiye kadar işi alttan alta yürüten Yahudi liderler bile Filistinde Bağımsız bir Yahu-
di DEVLETİNDEN alenen söz ediyorlardı..Hatta Maktül Sultan’dan aldıkları üç bin dönüm çifliğin bunun ilk
adımı olduğunu belirtiyorlardı...
Bu topraklarda Selçukluları,Anadolu Selçukluları,Osmanlıları kuran asil bir millet,bir dördüncüsünü de kurabilirdi..Ama tablo öyle karanlıktı ki bir ulus tarih sahnesinden silinmek isteniyordu...Batılı büyük güçlerin
hedefi buydu..’Şark Meselesi’ adı altında ,gizliden gizliye Türkleri geldikleri yere Orta Asya ya sürmekti hedefleri...Maalesef 600 yıllık bir devletin en müreffeh tebaaları,Süperlerle kol kolaydılar...Vatan elden gidiyor endişeleri ile bu devasa komploya çanak tutan içteki genç tecrübesiz gafillerde işin içine girince yıkım katsayısı oldukça yükseliyordu...
Hafızın aklına Kanunı Sultan Süleymanın süt kardeşi Yahya Efendiye sorduğu o büyük soru gelmişti..
’Abi bu devlet ne zaman yıkılır..?’
-Fitne zirveye çıkar..Hiç istenmeyen kardeş kavgaları başlarsa;liyakat göz ardı edilip,ehliyetsiz,tecrübesiz
ve kendini bilgili gören genç cahiller işin başına geçerlerse,yönetenlerin de, ne me lazımcılığı ile devletin
batması kaçınılmaz olur...
Bir Ulus tarih sahnesinden silinmek üzereydi..Diye düşündü Hafız...O an Hristonun enterasan sorusu ile karşılaştı..
-Bu seyyahatte senin en çok ne dikkatini çekti İsmayıl Efendi..?
-Üç gün boyunca takip ettiğim Türkçe çıkan hiç bir gazetede okuduğum haberler ve yapılan yorumlar beni mutlu kılmadı...
Kaptan ilave etti...
-Bu süre içerisinde benim okuduğum ve okuttuğum,İngilizce Fransızca Almanca ve İbranice gazeteler Türkçe çıkanlardan daha Osmanlıydı...
Hafız tekrar düşünce labirentinin bunaltan kıskacında bulmuştu kendini...
Fransız Halk Devrimi ile ortaya hızla yayılan,Halkın Yönetimde söz sahibi olması,CUMHURİYETÇİLİK Osmanlı toprakların da da hızla yayılıyordu..Kısaca milletin bütününün katkısı ile oluşan bu yönetim modeli Müslüman-Türk Milletinin de inanç ve ilkelerine en uygun idare biçimiydi...
Canlı varlıklar gibi,sosyal varlıklar da doğarlar,yaşarlar ve ölürlerdi...Bir zamanların yıkılmaz denilen derebeyleri ve krallıkları;Fransız Halk Devrimi ile yıkılabilir oldukları ortaya çıkmıştı...Cumhuriyetçilik insan onuruna en uygun,yalnışı en az olan yönetim şekliydi de;ama bu coğrafyada nasıl kök salacaktı....Özellikle
İmparatorluğun Osmanlı Avrupasında bu iş biraz daha kolay gözüküyordu,ya diğer bölgelerde bu mümkün
olabilir miydi..?
Dünyanın Süperleri;halkın en etkin katılımı demek olan bu devlet yönetimine neredeyse yüz yıl önce geçmişlerdi bile...
-ABD...Birleşik Cumhuriyetler...
-Fransa..Cumhuriyet...
-İngiltere...Demokratik Krallık...Her halde bu yönetim şekli İngilizlere has kalarak yaşatılacaktı dünya üzerinde..’Kraliçeme dokunmadan Cumhuriyet...Monarşi-Cumhuriyet arası değil...’
Hafıza göre en tehlikelisi Monarşi Yönetimi olurdu bu ülke için.Davulun göstermelik Padişahın boynunda tokma-
ğın ise tecrübesizlerin,demokrasi görünümlü yönetiminde....
Kaptan Hristonun bir kaç ay önce Atina ya götürdüğü bir yük sebebiyle duyduklarını Hafıza anlatması zaten bir hayli bozuk olan keyifleri iyice bitirmişti..
-Kuzim bizimkilerin kulağı deliktir..Dünyada Topyekün bir Savaşın çıkmasının an meselesi olduğunu yüksek
sesle konuşuyorlar..Neft Denizinde Yüzen Osmanlının parçalanmaması imkansızdır diyorlar....Osmanlı
Sultanının da Musul-Kerkük’ü özel mülkiyeti içerisine alması da en enteresan bulunan haberlerden olduğu tartışılıyor...
Yelkenli,Keremetliye hızla akarken;ayın berraklığındaki Gökyüzünde yıldızlar hüzünle birbirlerine göz kırpıyorlardı....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.