- 674 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
VAHŞETTEKİ BÜYÜK UMUTLAR
Sabaha karşı gelen telefon kötü haberi birlikte getirdi.Annemin babası, yani dedemin vefat ettiği
haberini aldık.İki sene içinde başladı herşey ve sonu hiç bitmeyen hayat kargaşası bizi bekliyordu.
İnsan büyüdükçe yaşadıkları, gördükleri ve acıları, gördükleri ve acıları da bir o kadar da büyüyor-
muş.Dedemin ölümünün iki ay ardından babamın babası olan dedem de vefat etti. bu dedemin ölü-
mü beni pek üzmedi, anneme çektirdiklerini düşündükçe...
Dedem öldükten sonra amcalarım paraları nasıl paylaşacağız derdine düştüler.anne tarafı da aynı
şekilde .Babamın tarafı altı kardeştiler.Bir halam vardı sadece. Babam baştan ikinci büyüklerindendi.
Her iki tarafın babasız kaldığı yetmezmiş gibi, ikinci bir olay daha yaşandı.
vahit amcam parası bol bir insandı.Eşiyle bu zamana kadar pek sorun yaşamazlardı.Yengem iyi bir insandı,
cana yakın güler yüzlü ama biraz terbiyesi olmayan biriydi.Biz onlara gider, onlar bize gelirlerdi.Üç
çocukları vardı. En büyüğü o zamanlar daha on beş yaşlarında ya vardı ya yoktu.Kız dilsiz aynı zamanda
da duymuyordu .Ondan sonraki on yaşındaki kız kardeşi ve altı yedi yaşları arasında bir erkek kardeşi vardı.
Yengem bi ara amcam ile aralarında ne geçmiş bilmiyorum ama haince bir plan yapıp kuzenlerimş yani iki
çocugunu diğer amcamlara göndermiş o gün orda kalmışlar.dilsiz kızını yanından ayırmamış.kız herşeyden
habersiz...
Yengem balta koyun bıçağı ip, karton, bant, ne varsa iki üç gün önceden etraftan komşulardan toplamiş,
komşuların ne yapacaksın bunları sorusuna o;
-ya bizim çocukların canı biraz et istemis dolapya dogranmamiş etler var onları parçalıycaam. diyormuş.
O akşam yanı cocukları eltisine bıraktığı günün akşamında amcam eve gelmiş. yorgun olduğu için yatağına
geçip uyumuş. Yengem uyuduğundan emin olduktan sonra onun odaya girip amcamın boynuna bıçağı dayayıp
kesmesi bir olmuş. amcamın çığlık sesini duymsysn kızı bile duyup odaya koşmuş. koşmuş ki ne görsün. Gördü-
ğü manzara karşısında yıkılıp kalmış.yengem amcamın boynununkestiği yetmezmiş gibi bıcak darbeleri savur-
maya başlamış.daha sonra banyoya sürüklemiş.o ceset orda bekleyedursun, yengem olacak hain yatak odasına
giderek duvara sıcramış kanları camaşır suyu ile çitilemeye başlamış halıları da kaldırarak yerıne başka halı ser-
miş.Sonra banyoya dönmüş ve kızını da oraya sürüklemiş. kızına tehtitler savurarak el kol hareketleriyle gördük-
lerini başkalarına anlatmaması için tehtittler savurmuş.Kız hıçkırıklara boğularak ağlasa da ne fayda,babası yerde
ölü bir şekilde atıyor.En ilginç olanı da evde sadece yengem değilde yengemın dayısı da varmış ve bu olaya dayısı
da eşlik etmiş.
her neyse yengem amcamın yarım kalan boğazını vucudundan ayırmış.Kollarını , bacaklarını ve cinsiyet organını
da vucuttan koparmış.işleri bittikten sonra heryeri çamaşır suyu ile bir güzelyıkamışlar.O ceset oylece iki gün
beklemiş. kokmaya başlayınca bi pılan yapıp bi şekilde dışarı koyması gerekiyordu. bu ikinci günün akşamında
evin yola bakan pencere tarafını içeriden taş atarak kırmış.Bilmiyorum ama gürültülü bir anda yapmış olmalı ki,
kimse duymamış.
böylelikle son işini de tamamlamış. ha şunu da unutmadan, bundan bir önceki gün cesedin kim olduğu tanınmasın
diye amcamın kafasını tandırda ateşte yakmış. İçine karton elbise ne varsa atmış. Yakmaya çalışmış.Komşular merak edip;
- ne yapıyorsun bu yağmurda’’ dediklerinde, o;
-Çocukları tandır ekmeğı yapacağım ondan yakıyorum.’’demiş
Oysa o tandırın içerisinde amcamın kafası yanıyormuş. Tandır ateşi söndüğünde kafayı çıkarmış.Yanmaduğını ve hala
tanınacak şekılde olduğunu görünce, onu poşetleyerek biraz ilerideki tarla bahçesine gömmüş.
Gelelim olayın ortaya çıkış gününe;
O GÜNÜN ERTESİ SABAHI sokakta atılan çığlıkla ortalık ayağa kalkmış.yengem delirmiş gibi bağırıyor, kocamı öldürmüşler
diyerek bir ayılıp bi bayılıyormuş. Komşuların söylediğine göre yengem;
-’Sabaha doğru biri pencereme taş atıp kırdılar. Sonra çuvalın içerisinde birşeyler bırakıp gittiler ’demiş.Yalancı
kadın.Polisler olay yerine gelmiş. Ve çuvalı inceledikten sonra , içinde bulunan cesedi görünce şok olmuşlar.Yalnız bu
cesedin kime ait olduğunu bu kadın nereden biliyordu? Kafası içinde yoktu.Bu işin içinde bir iş var diyerek, merkezden
evi arama izni alarak yengemin evini incelelediler.Ve görünmeyen kan izleri polisler sayesinde ortaya çıkıyor.Tuvalet ve
banyo suyu vede fayans aralarında bulunan kan izleri bol miktarda insana ait olduğu anlaşılmıştı.Polişlerin bu olayın
kendi evinde yapıldığını ortaya çıkardıktan sonra apar topar yengemi karakola götürdüler. bu arada pencerenin kırılma şekli
dışarıdan içeri değil de, içeriden dışarıya atıldığı anlaşılmıştı.
Hiçbirşey değilde amcamın öldüğü haberi babama aniden söylenmesi hepimizi büyük bir sarsıntıya soktu.Amcamın o sabah
öldüğü haberini sabah ardarda çalınan kapı zilinden sonra öğrendik. Komşumuz kapıyı açar açmaz;
-’veysel abi sen hala uyuyormusun ? senin erkek kardeşini paramparça edip çuvala , kapısının önüne bırakmışlar.’ dedi. O
anda hepizin gözleri açıldı ve annem babam o şokla kendilerini amcam gilin kapısında buldular babam o zamanlar trafik kazası
geçirmişti.Ayağında platin vardı ve bastonlarla zar zor yürüyordu.
Yengem karakolda herşeyi itiraf etmiş ve suçu kabullenmiş. Ama cesetin başı hala ortada yoktu. Cesedi aldılar, otopsiye
götürüp incelettiler. ceset birçok darbeler almış, parçalanmıştı.Parçalanmış cesedi tek tek diktiler.Yalnız kafası yoktu.
Polisler polis kopeklerini de yanlarına alarak olay yeri civarı yanlarında arama yapmaya başladılar. En sonda tarlada bir ağaç
kökü dibinde derin gömülmüş kafa polis köpekleri tarafından bulundu. Yanmış kafayı görenler arkalarına bakmadan içleri yemediğ
için , yürekleri dayanmadığı ıçın , ordan hemen ayrılmışlar. çünkü kafa hem iğrenç bir şekilde darbeler alarak yanmış,
hemde kokmuştu.O poşedin içinde bulunan kafa otopsiye götürülerek eksik cesede dikildikten sonra ceset yıkanarak hemen gömül-
müştü.Amcam mezara,yengem ise cezaevine girdi.Cezası ise mühebbet hapis oldu.
Ya o çocukları.O çocukların suçu ne vardı ki o yaşta yetim kaldılar. Bunun vebalini kim üstlenecek? Herşey yavaş yavaş çalışı-
lırken babama sürekli gelen telefonlardan sonra evden çıkıyor ve saatlerce gelmiyordu. Annemle her akşam sürekli nedenini bizim
bilmediğimiz bir konu hakkında sözlü tartışıyorlardı. Araları açıktı. Babaannem hiç unutmuyorum biz babamla TV izlerken birden
eve girip TV’nin fişini çekip;
-Senin kardeşin ölmüş sense yan gelip yatıyorsun’’diyerek babamın huzurunu kaçırmıştı. Sonradan öğrendim ki niyetleri babamı
kışkırtmakmış. Amcamlarıngecenin geç saatlerinde babamı yanlarına çağırdı. Babam o sakat ayağıyla yine giderdi onların evine.
Babam bi akşam çok sinirliydi. O akşamı hiç unutmuyorum; Dışarıdaydı, motorunu mu tamir ediyordu ne, benden pense istedi. Ben
ondört yaşındaydım ve kızdım öyle aletlerin nerden bile bilirdim.Erkek olsam bilirdim ilgim yoktu ve içerden pense yerine ingi-
liz anahtarı getirmiştim.Bam o akşam çok sinirliydi ve ben yanlış aleti getirince bana sert bir tokat attı. O tokat babamın att-
ığı ilk tokatt olarak hatırlıyorum. Çünkü bizde pek şiddet olmazdı.Attığı tokatın şiddetiyle elimi yanağıma götürdüm ve gözlerim
doldu. Hemen içeri girdim. O zamanlar bizim dört beş tane koyunumuz vardı. Babam sabah koyunlara saman getirmeye gitmişti Erkek
kardeşimle. Giderken yengemin dayısını yolda görmüşler. Amcam da fırsattan istifade babamı yanına çağırmış. Eline bir silah verip
iş birligi ile adamın çevresinde dolaşmişlar. Dayısı o sırada oğlu ile kamyona birşeyler yüklüyorlarmş. Oğluda 17 veya 18 yaşları-
ndaymış. bir yandanda amcam,babam şeytanın insanı dürtüklediği gibi babamın aklını çeliyormuş. Amcamla babam motorsikletin üzerindey-
ken babam inmiş amcam onu bekliyormuş. Babam ayağı sakat birşeklinde ona doğru yürürken dayısı onu görmüş ve elini cebine atmış.
Babam silah çıkaracak zannedip korktuğu için ayağına skmış. Aadam kaçmaya calışırken sırtından da vurmuş. Yanına gitmiş ve acı
çekmemesi için kafasına bir kurşun daha sıkmış oracıkta can vermiş.Bunları yazarken gerçekten ellerim titreyerek yazıyorum.
Benim baba bir karıncayı bile incitmekten korken biriyken onu bu şekle soktular.
Babam o gün işe gidecekti.AMCAM ONU ÇAĞIRINCA OLANLAR OLMUŞ.O işi yaptıktan sonra babamı bi yere götürmüşler. Babam o gece orda
saklanmıştı.
Polisler ve olay yeri inceleme ekibi yengemin dayısını otopsiye gonderip şüpheli olarak babamı görmüşler.Adamın oğlu
babamsını ayağı topal bıyıklı bir adamın öldürdüğünün ifadesini vermiş.Bu şekildede ifade verince ilk kala gelen şahıs da
babam oldu.Bu seferde anneme baskı yaptı polisler.’’Kocanın yerini söyle yoksa seni de yardıma yataklık suçundan içeri attırana
kadar uğraşırım.’’ diyordu.Ev telefonomuzu söküp son görşmeleri çıkarmak için götürdüler.araştırma sonucunda son arama babamın iş
yeri olarak çıkmış.ANNEM veysel’in evi aradımı sorusuna verdiği yanıt hayırdı. Ve telefonda evi aradığı bellı olunca polisler
annemin babama yardım ettiğini düşündüklerinde karakoldan arama izni alıp evi aradılar.Evde saklı bıçak, tabanca kesici ve
şüpheli aletler aramaya başladılar.babam biz o zamanlar küçük olduğumuz için el altından kaldırdığı bıcaklar vardı,daha sonra
av tüfeği ve mermileri vardı polisler onları alıp bir daha vermemek üzere götürdü.Annem polislerin tüfek vs. esyaları alması-
na değilde polislerin o şekilde evi darmadağın ederek gitmesine çok sinşrlenip ağlamıştı.POLİSLER cıkarken birde babamın akşam
altıya kadar gelmesini ve gelmezse gelecek olan cezanın iki katı ceza verileceğini söyledi ve gittiler.Bizimde babamın nerde
olduğuna dair bilgimiz yoktu. bir şekilde ulaşmamız gerekiyordu.Akşam oldu babam hala ortalarda yoktu.Teslım olmasına son iki
saat kalmıştı.Sonradan öğrendik ki amcamgil babamı bi akrabamızda saklıyorlarmış.üzerini değişip duşa sokmuşlar babamı.bi saat
sonra babam motosikleti ile kapının önünde belidi. yanımızda durması çok sürmedi.çunkü polislerin tekrar gelmesi an meselesiydi.
Polislerin anneme söylediklerini babaannem babama anlattı. Son bi saat kaldığını söyledi.Ve babam polisler gelmeden gitti.
Pişmanlığı her halinden belli oluyordu.O zamanler henüz çok küçük olsakta herşeyi anlayabiliyorduk ve olanlar bizi bir hayli
üzüyordu da.Babama bir yandan çok kızıyor bir yandan çok üzülüyordum.Babam gittiği gibi polisler geldi.Annemi ve en büyüklerimiz
olan ablami ifade vermek üzere götürdüler.Son on dakıka kala babam karakola gitmş. o gün babamın özgürlüğünün son günüydü.
Babamı bir daha bırakmadılar.
-’’Mahkeme olana kadar bizimlesin, herşey o zaman belli olacak.’’demiş, polisler.
biz o zamanlar en büyüklerimiz on yedi,en küçüklrimiz bir buçuk yaşında idi.
Küçük kardeşin yeni yeni emeklemeye başlıyordu, daha dişleri bile çıkmamıştı.Annem onca yaşadıklarından sonra bu yükü de omuzlarına
aldı.
Daha yirmi günlük gelin iken babam evde annemin dizlerine uzanmış. Anneme;
-ben askere gittiğimde kendine iyi bak, üzerine laf getirme, namusuna sahip çik. die nasihatlarda bulunuyormuş.Annem o sıralar
on altı yaşında imiş. Osırada babaannem içeri girerken konuşmaları ve babamın annemın dizinde uzandığını görünce çıkıp amcamın evine
gitmiş. AMCAM;
-ne oldu anne suratın niye asık?
-Bunlar yüzünden eve girilmiyor ki. Ayıp die birşey kalmamş.Hiç demiyor annem gelebilir, dur oturrak konuşayım diye.’’ diyerek am-
camı doldurmuş. Amcam ’’tamam sen eve git ben birazdan geleceğim oraya.’’demiş. Ve babaannem gelip kendi evinin bahçesinde oturmuş.
Aslında ortada kesinlikle ayıplanacak bir durum yok.Annem ayaklarını bağdaç yapıp oturuyormuş. Babam da dizine uzanıyormuş.Bunda
kötü olan ne var ki? o sırada amcam gelmiş.Babaannemi dışarıda yalnız düşünürken görünce daha çok sinirlenmiş.İçeri girdiği gibi babamın
amcama hoşgeldin demesini beklemeden, üst üste tokatlamaya başlamış. Babam o tokadın neden geldiğini bilmiyormuş.Yine de saygıdan
el kaldırmamış amcama.Annem korkmuş ve diğer odaya geçmiş.Babam yerde yatarken amcam, babamı bırakıp annemin odasına girmiş.Babaannem
babaannem babamı oyalarkeb, amcam annemin kafasını yumrukluyormuş En son tokat atmış. Annem yere yığılmış.Sonra babaannem, odaya girip
annemin saçından tutup üç metra kadar sürüklemiş. Babam o sırada ne yapıyormuş. Annem onu bile hatırlamıyor.Amcam ve babaannem
annemi ve babamı darp ettikten sonra ayakkabısını bile giymeden kendi baba evine koşmuş.Hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş.Annesine anlatmış
olanları. Ama anneannem, annemi susturmaya çalışıyormuş sürekli.Ddem;
-’’Hasibe mi geldi?’’ diye seslenince, anneannem;
-’’Birşey isteyecekmiş, simdi gidecek.’’ diyerek geçiştirmiş.
anneannem anneme ’’Sen şindi geri dön, boşver.Bak sen burda kalırsan onlar buraya gelir, babanı da döverler, seni de alıp götürürler.
Boşver, sabret, geri dön.Burda kalma, gideceksen bi akrabanda kal.’’ diyerek, eve almamış.Annem çaresizce eve geri dönmüş.
Kendi ailesi eve almaz iken başkalarından nasıl medet umabilirdi ki. Eve gitmiş ama bodrum katında saklanmış.Babam onu didik diik her yerde
arıyormuş en sonunda bulmuş.
Evde annemin dayısı da varmış.Annemi bulduklarında başında yazma bile yokmuş. Getirip bir yazma örtmüşler başına. Babam çok geçme-
den askere gitmiş anneme amcamlar akıl almaz şeyler yaşatmışlar. Annem ahırda yatıp kalkıyormuş.Babam askerden geldikten sonra annem iki
ay yataklara düşmüş.dört yıl çocukları olmamiş. SONRADAN OLMUŞ. üÇ TANE KIZ çocuk dünyaya getirince bu sefer anneme sen uğursuzsun erkek
çocugun olmuyor demeye başlamış.
BEN HEP İNCE ZARİF BİR KIZ OLDUM.HEP İYİ OLDUĞUM İÇİN KAYBETTİM . AMA BİR YERE KADAR . BİZ YEDİ KARDEŞİZ. DÖRT KIZ ÜÇ OĞLAN
HER NE KADAR YAŞAMA ZORLUKLARI ÇEKSEKTE EN AZINDA GÜÇLÜ OLMAYI ÖĞRENDİK. KARŞIMIZA ÇIKAN HER ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN GELEBİLDİK.
BİR AMAÇ İÇİN YAŞAMA AZMİ İÇERİSİNDE OLDUK. NE DERLER;’’EĞER YÜRÜDÜĞÜNĞÜZ YOLDA HİÇBİR ENGEL YOKSA , O YOL SİZİ HİÇBİR YERE
GÖTÜRMEZ...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.