- 328 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Karanlığın Bekçisi- Part 3
...
Furkan alelacele hazırlandı ve motoruna atladığı gibi yola koyuldu. Mutluydu ve heyecanlı... Hızlandı, hızlandı ve iyice hızlandı. Yollara çok konsantre olmuştu hatta hipnoz olmuştu adeta. Daldı, gözleri geçmişe daldı... Acıları biran tekrar canını yakmaya başladı ve tekrar eski görüntüleri gördü kafasının içinde. Oradaydı işte şakalaşıyorlardı. Gülüyor, güldürüyorlardı birbirlerini. Tekrar büyük bir acıyla kramp girdi karnına. Hem gülüyor hem ağlıyordu Furkan o an sadece. Sonra büyük bir yangın girdi aralarına ve bağırıyordu Furkan ’İmdat baba! Kurtar beni.’ Biranda yangın çıkmıştı zihninde tıpkı çocukluğunda olduğu gibi ve yıllarca aynı görüntülerle yeni güne başlamak zorunda kalmıştı belki de. Derisinin hala nasıl da kavrulduğunu çok rahat anımsayabiliyordu. 13 yaşındayken daha mutfakta babasıyla oynarken biranda heryeri ateş almıştı... Babasıyla son şakalaşması burada olmuştu ve Furkan hep kendini sorumlu tuttu bundan. O yangından sonra önce birçok ameliyat oldu ve ardından Türkiye’ye yerleşme kararı aldılar annesiyle. Yangın sadece babasını almamıştı elinden, babasıyla birçok şey alınmıştı Furkan’dan. Yaşamı değişti, adını değiştirdi, ülkesini değiştirdi ama hep arkeolojiye ilgi duydu babası sayesinde ve bilmediği, merak ettiği şeylere hayatını adamıştı. Bu onda büyük bir tutku olmuştu. Merak ettikleriyle gerek hayatı gerek bilimi öğrenme imkanı yakalıyordu. Sonra birgün annesi de yattığı yataktan birdaha hiç kalkamadı ve hayata tek başına devam etmek zorunda kaldığını anlamıştı Furkan. Böylece hayatın anlamını aradı yıllarca.
Tüm bunları içindeki derin acıyla düşünürken bir korna sesiyle kendine geldi ve az daha tırın altında kalacağını fark etti. Motorunu bir kenara çekti ve biraz su içmek için şişeye yöneldi. Telefonuna gelen bir arama vardı. Açtığında onun sesiydi.
Kate- Alo Furkan! Ben Kate, şarjım bitti de hadi seni bekliyoruz.
Furkan- Özür dilerim Kate, birkaç aksilik yaşadım. 10 dakikaya verdiğin adreste olacağım.
Kate-Tamam Furkan, görüşürüz.
Kate arkadaşlarıyla konuşuyordu ve biryandan da onu görmek için sabırsızlanıyordu. Sigarasını yaktı ve arkadaşlarını dinlermiş gibi yapmaya devam etti. Aklı hep Furkandaydı oysaki...
Furkan’ın aklı da kalbi de yerinde değildi, şimdi daha bir kimsesiz hissetti kendini ve bu yüzden daha çok temkinliydi. Elinden düşürmediği not defterine yaşadıklarını yazdı biran önce ve tekrar yola çıktı. Kate’e söz verdiği gibi 10 dakika içinde kafeye varmış, gözleriyle onun sıcacık gözlerini arıyordu. Ona baktığında kolu karıncalanıyordu ve şimdiden canı yanmaya başlamıştı bile. Hayalinde ankaya yazdığı söz geldi aklına ve acılardan doğabilmeyi dilediğini yazmıştı kağıda, karanlığı delip aydınlığın da sınırsız keskinliğindeki gölgesinde oturmayı tercih ederdi.
Furkan yanlarına geldiğinde hepsiyle tek tek tanıştı ve gözleri gülüyordu. Kate karşısında öyle çocuksu öyle saf... Konuştular, konuştular, konuştular... Kimi zaman sessizliklerinden anlam çıkarıyorlardı birbirlerine kimi zaman sözlerle dans ederken buluyorlardı kendilerini birbirlerinde... Ah ilkbahar! Ömrümüz ayaz geçmesin; gül bize sevgili bahar!!!
Çiftler masalardan dağılıp sessizliği tercih etmeye başlamışlardı ve sadece Furkan’la Kate kaldı orada. Ne anlamlı bir sessizlik diye düşündü Furkan, sanki ilk kez yaşıyordu bu duyguyu... Ruhunu ona emanet edivermişti bile bu hüzünlü sessizlik içinde...
Furkan ve Kate güzel vakit geçirmişlerdi ve ayrılırken
Kate- Sizinle gelmeyi çok istiyorum Furkan fakat bir problemim var... Hep yanımda taşıdığım bir sandığım var ve onsuz yolculuk yapamıyorum. Acaba onu getirirsem sizin için bir sakıncası olur mu?
Furkan Kate’e şaşkın bir ifadeyle baktı ve anlamsız biçimde gülümsedi.
Furkan- Tabiki Kate, sandığını da getirebilirsin. Hatta istersen yanında birkaç valiz daha getirebilirsin.
...
YORUMLAR
üç hikayeyide okudum. şöyle bakıyorum olaya fantastik birseri ancakbuna rağmen kahramanların çok yüksekte. geçmişlerini usul usul versende. kahramanlarına derinlik katmakiçin onların kötü yönlerini toplumla ilgilerini biraz daha irdelemek gerek. Arkeoloji üzerinden gidilmesi güzel ancak biraz daha arkeolojik bilgi ile daha da güzel olur. misal o sığınakta kalma kısmında kate mamutlarla ilgili değilde keşke eski bir uygarlıkla ilgilibir bilgi verseydi zira Anadoluda mamutların yaşadığına dair bilgiler yok bildiğim kadarıyla