YOLCULUK SONU
Yer o yer ama ne ben eski, benim, Ne sen eski sensin. Üstelik ben ve sen, sen ve bende değiliz…
Gerçek o kadar yakınımızda dururken, o kadar yakınımızda sanırken gerçeği…
Gerçeği olduğundan başka biçimlerde göstermeye çalışan, bin bir türlü ve saçma sapan imaj sağanağının altında ezildik…
Ezildik ufalandık. En fazla yaklaştığımızı sandığımız o yerde baktık ki uzaktayız en uzakta… Bizi gerçeğe götürmesi için tuttuğumuz yol, bizi gerçekten uzaklaştırıyordu. Ve gerçek adına yalanların önünde alıyordu.
Gerçek ne kalbim? Aynanın önündeki gerçek hangisi? Gerçek sen misin yoksa ben miyim? Elime elimle dokunabildiğim için sadece, senin gerçek olmadığını kim iddia edebilir…
Kalbim görüyorsun artık gerçekle düşün arasında bir yerde, denizle gökyüzü arasında bir yerde… Ölmekle var olmanın arasında bir yerde hala sayıklıyorum. Kalbim bil beni… Kan ter ve gözyaşı içinde; alevler, hummalar, sancılar arasında gidip gelmekteyim… Ne aşkı, ne ölümü ne de hayatı tanıyamıyorum artık. Zamanı çoktan yitirdim…
Çıldırmak üzereyim
Çıldırmaktan korkmuyorum
Belki hepten çılgınım…
Boşluktayım kayboluyorum,
Kaybolmaktan korkmuyorum…
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Hiç kimse bilmedi..Aradan geçen zamanın bilimcileri hayretler içinde bırakacak kadar zaman dışı işlediğini de…
Ama kalbim yeniden yollara döküldüğünde pek çok şey değişmişti. Nereye gittiğini ise hiç kimse bilmiyordu…Bu yolculuk nereye gidiyordu...Bilmiyordum..
YORUMLAR
Yolcuyuz ezelden ebede...Duygularımızın ezeli neydi ve ne olacak ebedde...Çetrefilli yolculuklarda delirmek ya da çıldırdığını zaman zaman da olsa düşünmeyen yoktur galiba...
Düşündüren birden daha fazla şeyi ihtiva etmesi olası olan söz ve yazıları seviyorum...
Beğeniyle okudum...
Yüreğinize sağlık...
Kaleminiz daim olsun...
Yıllarca yetiştirdiğiniz öğrencilerin dilinde baki olan öğretmenlerimizden biri olarak Gününüz Kutlu Olsun...
Saygı ve sevgimle...
İyi ki VARSINIZ...