- 486 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Barut
“Sabreden derviş muradına ermiş” ne güzel bir atasözü değil mi? Gerçi bu atasözümüzü bile devşirmeye başladılar ama benim için onlar kayda değer değil.
Kim sabırlı, kaç dakikalık tahammül sınırımız var acaba. İnsan üretimi bir araba bile suyu ve antifrizini koyduğumuzda kilometrelerce yol alıyor, hararet yapmıyor. İnsanların hararet yapmaması için gerekli olanlar ne acaba. İnsanoğlunun suyu ve antifrizimi eksik?
Öğrencilerin ne derse, ne parasızlığa tahammülü kalmamış, anne ve babanın da çocuklarına. Hastanede ve bankamatikte sıra beklemeye bile dayanamaz olmuşuz. Amirin memuruna ses tonunda bile hayır kalmamış. Eşlerin birbirlerine güzel laflar yerine olmadık laflar etmesi normal mi? Kırmızı ışıkta beklemeye bile tahammülü kalmamış vatandaşın, daha sarı ışıktayken basıyor kornaya. Düğünlerde sen oynayacaksın, ben oynayacağım diye bıçak sallayanlar türedi. Hakemin düdüğüne küfür etmek ne demekmiş, bunu da duyduk memleketimde. Herkesin bir yerlere yetişmesi gereken acele işi var sanırım Ambulansa bile yol verilmez oldu.
Kimi görsem yolda barut gibi patlayacak bir kıvılcım arıyor. Elimi nereye atsam bir dinamit çıkıyor. Güler yüzlü olmak yerine o kaşlar neden çatılıyor. Acaba içimizde, kalbimizde bir şeyler mi eksik? Ne dersiniz.
Suyumuz eksik arkadaş bizim, cebimizden bile dinamit çıkıyor. Her yer barut dolmuş
Çetin KORKMAZ
YORUMLAR
Sevgili öğretmenim;
öğretmensiniz değil mi...?
Bu gün sınavım vardı, marifet diye yazmıyorum, samimiyetle söyleyeyim. Bir türlü tatmin edemediğim okuma isteğimden kaynaklanan bir oburluk işte. Çok iyi geçmedi, yani alışılmıştan daha zor geldi sorular, müfredat dışı değildi kuşkusuz ama bilemeyince zor geliyor işte. Her neyse benim kötü geçen sınavım bir yana, sınav salonundaki gözetmenlerden bir tanesi daha sınav başlamadan oflayıp, puflamaya bu kadar ders için yüzyirmi dakika süremi verilir diye tabiri caiz değil ama homurdanmaya başladı, (aldığı görevin sorumluluğuyla davranan herkesi tenzih ediyorum).
Arada bir üzerindeki cırtcırtlı montun cırtcırtını cıırrrrrrrrtttttt diye açıp telefonunu alıyor salon kapısında fütursuzca konuşuyor v.s. Sınav süresi yüzyirmi dakika olunca herkes rahat. Sonuçta bütün öğrencilerin yasal hakkı bu süreyi sonuna kadar kullanmak ama gözetmen izin verirse elbette.
Sürenin bitimine kırkbeş dakika kaldı ve salonda kalan dört kişiden biri de benim ve gelip tepeme dikildi sözünü ettiğim bey, bitti mi dedi, bitmek üzere dedim, beş dakika geçmeden yine geldi elini uzattı mecburen cevap kağıdımı uzattım elimden yolarmış gibi hırsla aldı, keza soru kitapçığını da sıranın üzerinden deyim yerindeyse kazıdı ama bu meyanda zaten salonda bir ben kaldı, bir de çok genç bir bayan.
Gözetmen herkes çıktı hadi derken kıza o da ben daha tamamlamadım dedi, salonda tek kalamayacağını hatırlatınca ben bekleyebileceğimi ifade ettim ama aynı zamanda da biraz korktum açıkçası, bana da laf eder ve boşanmak için kıvılcım bekleyen sinirlerime hakim olamam diye, kız devam etti biz bakıştık, adam gözleriyle azarlıyordu beni, sen kalmasan bu kız da çıkmak zorundaydı der gibi.
Bir süre göz göze gelmekten kaçındım ve izlemeye başladım, 1 numaralı sırada oturan kızın tepesine dikildi bu kez de oflamalar, puflamalar, kıza nasıl olsa bilmiyorsun, salla gitsin gibi demoralize edecek cümleler, sonunda kız 15:30'da teslim etti cevap kağıdını o anda da ipler koptu, ben böyle öğrenci görmedim, ellibeş yaşındaki kadın seni bekliyor (ellibeş yaşında olan benim:) diye söylendi durdu, en sonunda kız da dayanamadı ben de sizin gibi öğretmen görmedim dedi. Tüm soru ve cevap kağıtlarını torbasına yerleştirip ağzını bantladıktan sonra hışımla salonu terk ettiler.
Muhtemelen belli bir ücret karşılığı bulunuyor olmalı orada ve belli ki kendi tercihidir sınavda görev almak ama sanırım bir şeyi gözardı etmiş, öğrenci sınav için kendisine verilen süreyi son saniyesine kadar kullanma hakkına sahip ve değil onun gibi şuuru bozuk bir adam, Cumhurbaşkanı gelse o hakkı öğrenciden almaz, alamaz.
Sevgili öğretmenim, sanırım sosyal patlamanın ayak sesleri böylesi davranışlar, hatta davranış bozukluğu da denilebilir. Yüreğinizden sevgi, yüzünüzden tebessümünüz eksilmesin. Yüreği güzel tüm öğretmenlerimize saygıyla..
haticeak tarafından 12/13/2015 7:39:03 PM zamanında düzenlenmiştir.