Veda Sürgününden Sevgiliye
İçinde olduğumu anlayamadığım bir oyunda kaybeden olduğumu öğrendim gittiğin gün. Kuşların eskisi gibi ötmeyişinden anlamalıydım bu mevsimin bir elveda getireceğini. İçimde yanan ateş tüm bu soğukluğa rağmen ciğerlerimi kavuruyor, dinlediğim her şarkı güneşimin önüne geçen bir bulut olup dünyamı gölgede bırakıyordu. Ben, öksüz kalan vatanımın sen kokan şehrinden defolup gitmek isterken, her adımımla beraber beni yutan yollarda sana ulaşmak için çabalıyordum.
Adaletin olmadığını ölümümden sonra tadına varacağım cehennemin birde yaşarken tadına vardığımda anladım.
Hiddetle esen rüzgarın savurduğu ağaçlar yaprak dökmekten korkarken, ben senden beni sevmeyişini duyup gözyaşı dökmekten korkuyordum. Korktuğum başıma geldi.
Söylemek kolay, yaşamak zormuş, senden gelen her şeye razı olduğumu. Karşına bir daha çıkmayacağıma dair kendime söz verip, her dışarı çıktığımda belki karşılaşırız diye etrafımdaki her yere gözlerimi değdirmeme rağmen seni hatırlatan her yeri çıkarmıştım hafızamdan ve anladım ki benim dünyam eksikti artık.
Seni bana hiçbir şeyin unutturamayacağını biliyordum çünkü hiçbir çiçek gülün kokusunu bastıramazdı. Biliyordum çünkü, hiçbir parmaklık atamadı Nazım’ın göğsünden Piraye’yi.
Vuslatı olmayan bir vedaya sürgün ettin beni. En masum duygular senin için yaşandı ve en güzel şiirler senin için yazıldı. Göz yaşlarımı doldurdum kalemime mürekkep diye. Ben savaşın ortasında kalmış, ’’anne’’ diye ağlayan bir çocuktum ve sen en büyük diktatörlüğüne önce benim yüreğimi işgal etmekle başladın.
Her istasyonda yeni yeni acılar biniyordu kalbimin trenlerine.
Sen o kadar kutsalsın ki içimde, yere bile yatmadım adın kalbimde diye.
-Şuara Şen
YORUMLAR
Yüreğini üzen kalpler kırılsın.
Hakkıdır.
Sevgiler Şuara.
Muhabbetle..
tutaste.
kaleminize sağlık. anı yaşıyormuş gibi taze taze yazmışsınız. çok güzel