CAN DÜNDAR DİYE BİRİ , TUVALET DELİĞİ VE KÖTÜ KOKULAR YAĞAN GARDİYAN AĞZI

Can Dündar yattığı Silivri Ceza İnfaz Kurumundan önce ki gün yazdığı ve Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazısında İnfaz Koruma Memurlarına ettği hakaretlerinden hepimiz rahatsız olduk bizleri topluma karşı farklı bir imajla gösteren bu yazı hakkında siz ne düşünüyorsunuz..?
Yazının bir kısmı ;
"Aralık ayazı ağır demir kapının aralığından soğuk nefesini üflemeye başladı.
Alafranga tuvaletin deliği, konuştukça kötü kokular yayan bir gardiyan ağzı gibi, bu toplama kampının içinde biriken pisliği yayıyor etrafa... "
Can Dündar gazeteci , genel yayın yönetmeni , falan filan güzel bir kartviziti olan bir insan kimi çevrelere göre ama bir köşe yazısında Silivri cezaevinde yazdıkları yenilir yutulur değil …!
Mit tırları soruşturmasında tutuklandı , onunla birlikte , gazetenin Ankara bürosu temsilcisi ve ikisi general ve bir emekli albay tutuklandı . Yargı kararıdır tartışamayız ,eleştirebiliriz ve hatta haksız tutuklandı diyenler olabilir içimizde
Buraya kadar her şey normal ama cezaevinde yazdığı ve cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazıda özetle Alafranga tuvaletin deliği , konuştukça kötü kokular yayan bir gardiyan ağzı gibi diyor.
Eh valla bravo tuvalet deliğini gardiyan ağzı diye tanımlayan bir sözde demokrat gördü bu memleket
Aptullah Öcalan , Alaattin çakıcı , Hasan Heybetli , Genel kurmay başkanı İlker Başbuğ , gazeteci nedim Şener , daha yüzlerce kişi bu cezaevlerinde yattılar , ama haksız yattılar ama haklı yattılar adalet terazisi bir ayrıma tuttu kendilerini , bir kısmı tahliye edildi bir kısmı daha cezalarını infaz etmekte
Yukarıda adı sayılanların ve sayılmayan hiç bir hükümlü ve tutuklu gardiyan denilen ve asıl unvanı infaz ve koruma memuru olup ta söylenmeyen bu insanların ağızlarını tuvalet deliği diye tanımlamadı.
Can Dündar , nasıl bir demokratsın ki Adli hizmetlerin en alt düzeyde size göre bana göre ise en değerli mensuplarından olan 40.000 kişilik bir insan gurubunun ağzını tuvalet deliği diye tanımlıyorsunuz… Buna ne hakkınız var , bu insanların tek gayesi kazandıkları bir lokma ekmeği çoluk- çocuğuna götürmek , başka bir amaçları yok, başka bir gayesi olan varsa bu gayesinden derhal vazgeçsin.
27 yıllık cezaevi personeliyim her zaman Yunus emre felsefesiyle , yaradılanı sevdik yaratandan ötürü , her hükümlüye hak ettiği değeri verdik. Yeri geldi onlarla ağladık onlarla güldük, acılarını paylaştık, sabah-akşam sayımlarında Allah kurtarsın dedik müebbetlik mahkuma bile , laf değildi bu yürekten bir temenniydi.
Elişi malzemesi aldık geçimlerini sağlamak için bir şey üretsinler diye eğitim çalışmaları yaptırdık , uzaktan eğitimlere çıkardık üniversite sınavlarına hazırladık ,
Tahylie sonrasında bile denetimli serbestlikte meslek öğretmeye ve topluma adapte olmalarına çalıştık , sokağa bırakmadık hiçbir zaman …
Bizde dış dünyada başka işler yapabilirdik, diplomalarımız vardı işletir kazanırdık ,stres deposu olmazdık ama yapmadık ömrümüzü bu yolda harcadık
Bir çoğumuz yeniden dünyaya gelsek bu mesleği seçerdik yine de hapishaneci olurduk gardiyan olurduk
Senin lağım deliğiyle karşılaştırdığın insanlar , ağızlarında misler saçıyorlar aslında sen bunu anlamadın anlamamışa benziyorsun, süslü keleler edebiyat yapmaya çalışıyorsun insan gururu üzerinden , aşağılıyorsun, küçük düşürüyorsun , sağduyunu kaybetmişsin saldırıyorsun kendine haksızlık yapıldı iddiasıyla başka insanlara haksızlık yapıyor , kötü sözler söylüyorsun ama sen böyle söyledin diye biz doğrularımızdan asla vazgeçmeyeceğiz .
Her zaman sevgiyle yaklaştık yine sevgiyle yaklaşacağız sana bile sana inat,

SUAT ENGİN YILMAZ
Eskişehir h- Tipi cezaevi 2. müdürü