- 520 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BELEDİYE BAŞKAN ADAYI
MAZİYE YOLCULUKLAR - 69
Güneş ufukta yavaş yavaş batıyordu…
Güzel bir şiirin mısralarında, yüreğim tempoyu yükselterek atıyordu…
Acı haberlerle kara bulutlar çökmüş günüme, edebiyat sihirli kelimeleriyle sevinç katıyordu…
Sabah evden çıkarken kesin pişmemiş yumurta içmiş satıcı, bağıra bağıra balık satıyordu…
Gürültüden rahatsız olan konuğum dişlerini sıkıyor, kaşlarını çatıyordu…
Küçücük çocuk minicik ellerini yumruk yapmış, divanın üzerinde mışıl mışıl yatıyordu…
Evimin kapı zili uzun uzun çaldı…
Sevdiğim şairin şiirini okumam yarım kaldı…
Kapıyı açar açmaz lacivert takım elbise giymiş, beyaz gömleğin üstüne desenli kravat takmış, saçı jöleli, sırıtışı hileli bir zat eve daldı…
Mecburen buyur ettim köşeye…
Hemen saldırdı sehpada daha ağzı bile açılmamış kola dolu şişeye…
Davetsiz konuk olsa da biraz yavaş ol diyemedim yontulmamış meşeye…
Bir anlam veremedim yüzündeki neşeye…
Ansızın geldik göz göze…
Ben bir şey soramadan hemen başladı söze:
“Benim adım Murtaza…
Seçimler yaklaşınca hemen bastım gaza…
Aday mı dayanır benim gibi kırk ipte oynayan cambaza…
Oluk oluk akacak para için acımam üç tavuğa, beş kaza…
Bir yel estireceğim, diz çöktürecek Nemrut’tan esen poyraza…
Gel desem de sen gelmezsin bizim safa…
Eğer gelirsen köşe olursun bin defa…
Sinekten bile yağ çıkarır bizim tayfa…
Zehir gibi ekibim başta İhaleci Sefa,
Ruhsatçı Vefa,
Tefeci Hacı Mustafa,
Karaborsacı Zürafa,
Üçkâğıtçı Kel kafa,
Tokatçı Cefa,
Hapçı Şifa…
Geleceğini düşünüyorsan kulak ver ağzımdan çıkan her lafa…”
Şaşırmıştım…
Ben ne zaman haram mal aşırmıştım…
Zengin olacağım diye kiminle yarışmıştım…
Bir garip muhalif şairdim, hangi gün kenelerle barışmıştım…
Kul hakkı yeme demişti babam, ben helal lokmaya alışmıştım…
Murtaza konuşurken, kutuplara gitmiş biri gibi donup kalmıştım…
Murtaza’nın çenesi makineli tüfek gibi çalışıyordu:
“Bizim seçmenler cahildir…
Saftır, sanki koyun sınıfına dâhildir…
Onların sırtından bizim meskenimiz lüks lokantalar, oteller, gümüş kumlu özel sahildir…
Ben kazanacağım bu seçimi…
Zaten zordur insanların geçimi…
Oyu çok kalabalık ailelere göndereceğim elçimi…
Bana oy verirseniz, sizin ailenizden seçeceğim diyeceğim işçimi, bekçimi…
Boğazına düşkün olanlara kızartacağım birkaç oğlağımı, keçimi…
Çok fakir olanlara biraz tuz, makarna, kömür…
Dört yılda vuracağım vurgunla yaşarım bir ömür…
Eski başkanlardan çoğu bir çivi çakmamış görevleri boyunca…
Hizmet yaparlar mı seçmenler uyuyunca?
Yıllar yılı peşlerinden gitmediler mi koyunca?
Alkışlamadılar mı başkanlar belediyeyi soyunca?
Başkanlar tepeden bakmadılar mı seçmene karınları doyunca?
Onlarca yıldır başkan olarak çalışan bir iki kişi…
Onlara da çamur atarız, unuttururuz yaptıkları her güzel işi…
Karalamak için her yere asarız afişi…
Çalışkan başkanlardan ihale alamayanlar, istediklerini yaptıramayanlar oy verdiğine pişman…
O koltukta gözü olanlar zaten düşman…
Propagandamızda kimi yerde silahımız çarşaf, din iman…
Kimi yerde laiklik, demokrasi, vatan…
Karıştırırız her şeyi olur karman çorman…
Temelsiz vaatlerle ortalığı ederiz toz duman…
Biziz deriz her derde derman…
Seçmen ne isterse emriniz olur deriz, gelin makama seçildiğimiz zaman…
Seçim gününe kadar devam ederiz yağa…
Kimine paşa deriz, kimine ağa…
Merhaba deriz sola, selam deriz sağa…
İçki sevenleri âlem için götürürüz bağa…
Birkaç tane oy zenginini masraflar bizden göndeririz Uludağ’a…
Göreceksin her kesimden insanlar düşecek bizim ağa…
Biz hâkim olacağız sandığa, sokağa…
Yol, okul, park, cami, cennet sözü…
Boyarız binlerce saf gözü…
Yeminle, yalanla bahar ederiz güzü…
Biz çıkarız sandıktan seçim günü…
Sünger çeker unuturuz dünü…
Biz koyunu yeriz, vatandaş seyretsin içi boşalmış yünü…
Her günümüz olacak aşiret düğünü…
Bak şu göze kaşa…
Hiç basar mı yaşa?
Belediye başkanlığına adayım, ben geleceğim başa… Aklın varsa sen de gel katıl bize, başla tıraşa…
İşte müdürlerim… Çift olsun dürümlerim…
1. Müdür: İhaleci Sefa.
2. Müdür: Ruhsatçı Vefa.
3. Müdür: Tefeci Hacı Mustafa.
4. Müdür: Karaborsacı Zürafa.
5. Müdür: Üçkâğıtçı Kel kafa.
6. Müdür: Tokatçı Cefa.
7. Müdür: Hapçı Şifa.
Cantekin kızma bu samimi itirafa…
Şiir, yazı yazmak yakışmaz bizim gibi siyasetçi esnafa…
Sen de zengin ol, hava at dört bir tarafa…
Haydi, bana eyvallah…
Kazanırız inşallah…
Bize yardım eder Allah…”
Geldiği gibi gitti…
Öğrenemedim hangi marka bitti…
İstedim havluyu, sildim alnımdan akan teri…
Karardı gözlerim, uzun süre göremedim hiçbir yeri…
Nereden evime geldi bu serseri…
Seçim olmadan kazanmış gibi kutluyor zaferi…
Sanki bütün insanlar onun neferi…
Büyük lokmalara doğru başlatmış kendince kutsal seferi…
Sevgili halkım, aç gözünü aç…
Özgür iradene vurdurma kıskaç…
Aklınla tart, vicdanınla ölç, hepimizin mutluluğu olsun amaç…
Sevgili halkım, sözde değil özde insan olanı seç…
Her partide yüzlerce Murtaza…
Ondan hasretiz bahara, yaza…
Hasret kaldık hizmete…
Paralar girdi zimmete…
Muhtacız nimete…
Seçimden seçime layık görülüyoruz sahte kıymete…
Güzel canlar, yol alınmaz hırsız dolu kayıkla…
Aklına kulak ver, iyi seçici ol, Murtazaları ayıkla…
Yalanlara karnım tok…
Benden Murtazalara oy yok…