- 1430 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
YAZ KIZIM -1-
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
(Anlatacağım olaylarda şahıs isimlerini tamamen değiştirdim ama olaylar aynıyle vaki. )
Emekli İmam Muhittin Suskunkuş ‘’ Esselamu aleyküm ve rahmetullah ‘’ diyerek sağına selam verdi. Sonra bir kez daha ‘’Esselamu aleyküm ve rahmetullah’’ diyerek boynunu yavaşça sola döndürüp sol tarafındaki meleğe de selam verdiği anda Melek’in üzerinin açılmış olduğunu ve süt gibi bacaklarını gördü. Bir müddet öylece Melek’e baktıktan sonra ‘’ Tövbe estağfurullah ‘’ diyerek önce tespih çekmeye başladı. Süphanallah, Elhamdulillah, Allahuekber…
Aklı kırk yaşlarında olduğu halde hâla dipdiri bir vucuda sahip olan karısı Melek’in bacaklarına takılı kalmıştı. O sebeple oldukça hızlı bir şekilde çekiyordu tespihini. Daha sonra ellerini kaldırdı ve ‘’ Allah’ım, varsın, birsin, ne istediğimi bilirsin’’ Deyip aceleyle duasını da tamamlayıp kendisini yatağa attı. Zira neredeyse bir seneden beri soyadı gibi suskun olan kuş nihayet ötecek gibi görünüyordu. Fakat uykusu oldukça ağır olan Melek’i ‘’ Haydi kalk, seks yapacağız.’’ diye uyandıramazdı. Hem zaten seks denen o kötü kelimeyi asla kullanmazdı Muhittin Suskunkuş. Onun yerine ‘’ Hanım bir tarhana çorbası yap da içelim’’ derdi. O böyle deyince de Melek bir melek gibi hiç itiraz etmeden ocağı ateşlerdi. İlle velakin uzun zaman olmuştu Melek’e ‘’ Kalk da bir tarhana çorbası yap’’ demeyeli. Şimdi tam sırasıydı.
Melek’in kıçına hafif bir şaplak vurarak ‘’ Gız Melek ! Galh da bir tarhana çorbası yapver gari. ’’ dedi. Melek acıyla dolgun poposunu ovuşturdu. O da unutmuştu artık tarhana çorbası olayını. Şaşkın şakın Muhittin’in suratına baktı ‘’ Len cavırın donuzu. Bu saatte ne tarhanası ne çorbası?’’ dedi. Sonra Muhittin’in gözlerindeki vahşi pırıltıları görünce jeton düştü ‘’Haaa o tarhana çorbasıııı. Tamam yapmasına yapvereyim emme içebilceen mi? Ne zamandır tarhanaya gaşık sallemeyon da’’
Muhittin gayet kendinden emin ‘’Ne gaşığı gız. Kepçe salleycen valla’’ deyince Melek başladı soyunmaya.
Her ne kadar sabah sabah sıcak tarhanaya kaşık sallamaya çok iştahlı olsa da Muhittin Hoca, kaşığı eline aldığı anda birden iştah miştah kesiliverdi. Birkaç saniye öncesinde kafesinde deli gibi çırpınan kuş bir anda ötmez oldu.Eeee boşuna dememişler ‘’ İşleyen demir pas tutmaz diye’’ İşlemeye işlemeye pas tutmuştu besbelli.
Melek öfkeyle homurdandı: ‘’ Senin guş ötmeycek besbelli. Barı ben uyhumdan olmayayım’’
Muhittin Hoca ‘’ Guş ötmeycek ‘’ lafına fena halde bozuldu. Aslında o da biliyordu ötmeyeceğini. Şimdi bir kez daha suskunluğa bürünmüştü Muhittin Suskunkuş’un kuşu.
Öfkeyle bağırdı Melek’e ‘’ Ötcek…’’
Melek umursamaz bir şekilde ‘’ Senin erkeklik ölmüş gari. Ha sen ha Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Sümbül ağa..O hiç olmazsa erkeğe benzeyo, sen erkeğe bile benzemeyon’’
‘’Senin erkekliğin ölmüş ve sen erkeğe bile benzemiyorsun’’ bu bir erkeğe (!) söylenebilecek en ağır sözlerdi. O değil de bu zalım karı gider bu durumu sağda solda anlatırsa? Yılların Muhittin Hocası nasıl çıkardı elin günün içine? Hışımla Melek’e ‘’ Garı olsan bak nasıl öter? Sen garı mısın ki adamın iştahı gelsin sene’’ dedi. Oysa Melek piliç gibi kadındı ve Muhittin Hocanın aslında canı gidiyordu onunla en azından öğlen namazına kadar halvet olmak için.
Melek de öfkelenmişti yaklaşık bir yıl sonra yaşayacağı hevesinin kursağında kalması sebebiyle. Başladı bağırmaya ‘’ Bene garı değilsin diyene de bak hele. Şöyle azıcık bir makyej yapam da gör bagalım ne azgın boğalar peşime düşüyo.’’
Muhittin Hoca ‘’ Susss’’ diye bağırdı ama Melek ‘’ Sen erkek değilsen ben neydiverem gari’’ diye devam edince Melek’in boynunu sıkmaya başladı.
Melek boynunu sıkan bu mengene gibi ellerden kurtulmaya çalıştıysa da Muhittin Hoca yaklaşık on dakika onun boynunu sıktı sıktı sıktı…
On dakika sonra Melek’in ne sesi kaldı ne de nefesi. Artık susmuştu.
Muhittin Hoca önce Melek’i öldürdüğünün farkına varamadı. Onu epey bir tartakladıktan sonra hiç bir tepki vermediğini görünce yirmi yıllık karısının öldüğünü anladı.
Bir zamanlar şen kahkahaların yükseldiği bu evde şimdi tam bir ölüm sessizliği vardı.
Önce ‘’ ben ne halt ettim’’ diye telaşa kapılsa da kendini toparladı ve oldukça soğukkanlı bir şekilde polis karakoluna giderek olayı -içine en ufak bir yalan katmadan- olduğu gibi anlattı.
Polisler ifadeyi aldıktan sonra hemen savcının önüne çıkardılar Muhittin Hoca’yı. Savcılıktaki ifadesi de aynıydı. Daha sonra olay yerinde bir kez daha bu cinayeti nasıl işlediğini aynen anlattı.
Ve nihayet hakimin huzuruna çıktı.
HAKİM-Demek eşiniz sizi ‘’ Sen de erkek misin. Senin erkekliğin ölmüş ‘’ diye ağır şekilde tahrik etti?
MUHİTTİN- Evet Hakim Bey. Bena öyle deyverdi.
HAKİM- Bunun üzerine eşinize susmasını söylediniz?
MUHİTTİN- Ona susmasını söyleyverdim.
HAKİM- Ama susmadı. Bunun üzerine hafifçe boğazına dokunup ‘’ Lütfen susar mısın. Rica ediyorum ‘’ dediniz?
MUHİTTİN- Yok Hakim Bey. Boğazını sıktım.
HAKİM- Anladım. Gözdağı vermek için bir kaç saniye boğazına ellerinizle hafifçe temas ettiniz.
MUHİTTİN- Tam on dakika boyunca sıktım boğazını.
HAKİM- Yok canıııım On dakika olmamıştır.Bir kaç saniye ancak sıkmışsınızdır. Hem saat mi tuttunuz. Nereden bilebilirsiniz ki?
MUHİTTİN- Saat tutmadım emme baya baya sıktım işte.
HAKİM ( Zabıt Katibine )- Yaz kızım. Yüce Türk Milleti adına...( Mahkeme kararlarında bu ifade yer alır ) İlimiz Kuşkonmaz Mahallesinde mukim 1964 Doğumlu Fehmi’den olma, Fehime’den dolma ..Pardon Fehime’den doğma Muhittin Suskunkuş Eşi Melek Suskunkuş ile cinsi münasebete girmek isteyip eşinin ‘’ Sen de erkek misin, senin gibi erkek müsveddesine vereceğime kapıdaki köpeğe veririm’’ demesi üzerine eşine önce susması yönünde ikazda bulunup eşinin şirretliği ele alıp bağırıp çağırması üzerine onu susturmak amacıyla hafifçe darp etmek kastıyla boğazına dokunduğunda eşinin -büyük ihtimalle o anda yediği elma sebebiyle- nefesi kesilmiş olup ölümüne sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Bu durumda sayın Muhittin Suskunkuşa’ mahkememiz iş bu fiili ağır tahrik altında işlediğinden dolayı Ağır Tahrik indirimiyle 14 yıl ağır hapis cezası verilmesini Ancak gerek mevkii ve sosyal konumu, gerekse mahkememizdeki iyi tutumu dolayısıyla bu 14 yıl ağır hapis cezanın da sekiz yıl dokuz aya indirilmesine karar vermiştir.
Muhittin Suskunkuş’a hem ağır tahrik indirimi hem de mahkemedeki iyi hali dolayısıyla böyle bir ceza(!) reva görülürken bir kaç yıl sonra kendisine defalarca zorla tecavüz eden birinin kafasını kesip köy meydanına atan ve sonrasında teslim olan Sevim Yıldıran’a bakalım ne ceza verilmiş.
Yarın bakalım olur mu?
YORUMLAR
Degil gulmek, yutkunacak halim kalmiyor bu tarz seyleri okuyunca. Her ne kadar esprili bir dille yumusatmis olsaniz da, konunun gerçekliği-gercek olmasaydi bile gercekciligi- maalesef icimizde gittigikce buyuyen kotu huylu bir ur. :( zaten adaleti insana birakip sonra da adalet beklemek cok sacma da, napalim.. burda boylr olsun bakalim. Susmaya devam ettikce.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Hocam, elinize sağlık. Diğer yazılarınız gibi bu da güzel olmuş. Paylaştığınız için teşekkür ederim.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle
yarını sabırsızlıkla bekliyorum kutlarım hocam çok güzel bir anlatımdı hem düşündürücü hemde güldürücü
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hem güldürdü hem düşündürdü Sami Hocam ya...
Emeğinize sağlık;devamını merakla bekliyorum.
Hadi sağlıcakla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle
Aziz Nesin'in veya Muzaffer Izgü'nün de vardi kisa mizah hikayelerine benzettim.
Zaten ikinci bölümü de "du bakali nolcek" dedirtti.
sami biberoğulları
İltifatınız benim için bir onurdur.
Selam ve sevgilerimle
Güzel ve sürükleyici bir anlatım ve basit anlaşılır uslup ile kaleme alınması da başka bir güzellik vermiş.Devamını bekleyeceğiz mecburen.Yüreğinize sağlık.
sami biberoğulları
Yazının ikinci bölümünü de yayınladım.
Selam ve sevgilerimle.
Güzel insanın güzel şiir yazan gönlünü kutlarım.
Beğendim.
.................... Saygı ve Selamlarımla...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hocam düşündüren bir yazı olmuş her ne kadar mizah olsada içinde emeğinize sağlık saygılarımla
sami biberoğulları
Mizahla başlayıp ahla biten ama aynı zamanda tamamen gerçek olan bir yazı türü deneyeyim dedim. Ne kadar başarılı oldum bilemem ama memleketimizin kanayan bir yarasına parmak basayım kendimce diye yola çıktım.
İlgine çok çok teşekkür ederek selam ve sevgilerimi yolluyorum.
sami biberoğulları
Bizde dediğiniz de mümkündür. Yani mahkemeden alacaklı olarak da çıkabilirdi Muhittin Suskunkuş.
İlginize bir kez daha teşekkür ediyor selam ve sevgilerimi gönderiyorum
sami biberoğulları
Yalnız yarınki bu günkü gibi mizah olmayacak maalesef.
Selam ve sevgilerimle.
Hakim mi demiştiniz?
Emin misiniz?
Kadı olmasın sakın!
Şaka bir yana hem gülümsettiniz hem düşündürdünüz. Sağ olasınız...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
hocam ben asla umudumu kaybetmiyorum
elbet bir gün "hak" yerini bulacak
devamını beklediğim bir yazı oldu
kutlarım, saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Merhaba Sami Hocam, yazdıklarının doğruluğuna inanıyorum çünkü benim de yolum bir şekilde mahkemeye düşmüştü günün birinde. Davayı açan ben olduğum halde hakim neredeyse beni suçlu bulacaktı.
Mahkemeye verdiğim kişi, beni soyan bir yankesiciydi. Paramı polisin suçüstü yapması ile alabilmiştim. Yankesici takipteymiş. Yankesiciyi kovalamaktan bıkan polislerin ısrari ile şikayetçi olmuştum. Hakimin dediği,
'Sana ne kamu düzeninden, sen paranı almışsın ya ona bak' bu durumda ortada suç muç kalmadı anlayacağın. Yediğim azar da yanıma kaldı üstelik.
Sen şimdi gel de bu adalete güven! Adaletin böyle kırık çarklı gibi işlemesi kamu vicdanını yaralıyor.
Benimkini yaraladı şahsen.
Yazındaki ölen kadının ailesi ne yapsın. Kime derdini anlatsın?
Yazı çok güzel kaleme alınmıs, okurken resmi gördüm tebrik ederim.
Selamlar.
sami biberoğulları
Allah yardımcımız olsun arkadaşım.
İşimiz zor ama yine de azimle, kararlılıkla bu çarpıklıkları dile getirmeliyiz. Aksi takdirde hiç düzeleceği yok bu işin.
Selam ve sevgilerimle.
selam uzun zamandır yorum yazmıyorum. Uzun zamandır kaleminden böyle güzel yazı okumamıştım kendi fikrim.
Kanunları erkekler yaptığı muddetçe erkeklere ağır tahrik kadınlara kasten adam öldürmek olacaktır. Kalem kimin elindeyse onun dediği olur.
Tebrikler.. Çok güzel bir yazı olmuş
Selamlar sevgiler
sami biberoğulları
Evet uzun zaman oldu yazı yazmıyorsun, şiir paylaşmıyorsun.
Kanunlara gelince: O konuda tamamen haklısın ama artık bunu değiştirmenin zamanı gelmedi mi?
Selam ve sevgilerimle.
Hocam ağır tahrik var ama))
Sizin yazınızı okuyunca başımı öne eğdim ve düşündüm şaka bir yana zor bir durum.
Bakalım gelecek bölümde neler olacak
İlginç bir yazı kaleminize sağlık
Saygı sevgilerimle
sami biberoğulları
Dört duvar arasında işlenmiş bir cinayet. Ortada şahit filan yok. Üstelik hoca hiç bir şeyi gizlemiyor. Tüm bunlara rağmen hakim ''Yaralama kastıyla darp '' diyor olaya ))))))))
Gülüyorum ama aslında ağlanacak bir durum.
Selam ve sevgilerimle.