- 784 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TAYYAR'IN SİNEMASI
TAYYARIN SİNEMASI
Madem çocukluktan konuşuyoruz Tayyarın sinemasınından da bahsetmek istiyorum hoş görünüze sığınarak.Çocukluğumuzun en renkli figürlerinden biridir Tayyarın sineması. Atakulların evine giden yol üstünde, sanayi çarşısının hemen yanı başındaydı sinema. Büyük, mavi renkli ahşap kapısı; tüm haşmetiyle düşüyor gözlerimin önüne şu anda bile. Sinemanın bitişiğinde bir de han vardı. Han da hayvanların alıkonduğunu hatırlıyorum da; o zamanlar otel olarak kullanılıp kullanılmadığı konusunda hafızam oldukça bulanık. Neyse gelelim sinemaya. Sinemanın hanın avlusuna açılan; yanlış hatırlamıyorsam çift kanatlı oldukça büyük bir kapısı vardı. Filmin beş dakika arasında bu kapı açılırdı. Handa beş altı metrelik çeşme yalağına benzeyen tuvalet niyetiyle kullanılan bir de bölüm mevcuttu. Verilen arada seyirciler ihtiyaç gidermek, sigara içmek gibi amaçlarla hanın bahçesine çıkarlardı.
Tayyarın sineması en büyük eğlence mekanımızdı. kapıdan içeri girince büyük bir odaya atardık ilk adımlarımızı. Oda duvarlarının istisnasız her bölümü film afişleriyle donatılırdı. Özellikle gelecek filmlerin afişleri büyük ilgi uyandırırdı. Bir kaç hafta önceden gelecek filmin heyecanı düşerdi yüreklere. Bu girişteki odadan küçük bir kapı açılırdı sinema salonuna. Sanırım iki üç metfelik karanlık dar bir bölümden geçilerek salona giriliyordu.. Salon; belki iki yüz kişilikti. Ortada bir bir buçuk metre genişlikte bir yürüyüş yolu bırakılarak; solda beş altı, sağda ise on beşe yakın sandalye dizilerek düzenlenmişti salonun nizamı. Sandalyeler tahtaydı. Sanki maviye boyanmıştı sandalyeler. Düşününce tahta kırık dökük ssndalyeleri, mavi renk düşüyor gözlerimin önüne.
Tayyarın sinemasında film izlemek nasıl bir heyecan, nasıl bir mutluluk, inanın anlatacak sözcükleri bulamıyorum dağarcığımda. Alkışlar, hurralar, yuhalar, dökülen göz yaşları, üzüntüler, üzüntüden yemeden içmeden kesilmeler. Tam kıza dokunacaklarken esas oğlanın çıkıp gelmesi ve kopan alkış fırtınası. Ya da veremden ölen kıza yakılan ağıtlar, tutulan matemler. Esas oğlan akrobatik bir hareket mi yaptı; hemen başlardık o hareketi çalışmaya. Velhasıl Tayyarın sineması hayatımızla özdeşleşmişti adeta.
Gelelim Tayyara. Sinema 25 kuruş. Film başlamadan yaklaştırmaz bizi sinemaya Tayyar. Sinemadan içeri adım attırmaz. Kovalar, özellikle tekmeler. Para yok, yapacak bir şey de yok. Ama tanıyoruz Tayyarı. Artık film başlayana kadar herbirimiz bir köşe başında gözlemeye koyulurduk sinemayı. Film başladıktan bir iki dskika sonra Tayyar çıkardı sinemanın önüne. Önce on beş yirmi kuruşu olanlar yanaşırlardı Tayyara. Tayyar parayı alır enseye de bir tokat atarak sokardı sinemaya. Cebinde beş on kuruşu olanlar bu anlarda yaklaşamazlardı. Onlara sıra film başladıktan on on beş dskika sonra gelecekti ve bunu onlarda biliyorlardı. Sıraları gelince Tayyar parayı alır on kuruşu olanlara bir tokat, beş kuruşu olanlara ise iki tokat atarak alırdı içeri.
Ama sinemayı beleş seyretmenin yolları da vardı. Hanın diğer ucunda ne amaçla yapılmıştır bilmem küçücük bir kapısı vardı. Çoğunlukla da açık olurdu bu kapı. Bu kapıdan girerdik hana. Sabırsızlıkla beş dakika arayı beklerdik. Beş dakika ara verilince ustalıkla filmi izleyen seyircilerin arasına karışıverirdik. Filmin tamamını izleyemesek de çok mutlu olurduk. Filmi bedava izlemek Tayyara karşı kazanılmış bir zaferdi belki de.
YORUMLAR
Bu yazınızın yazıcı çıktısını alın ve iyi saklayın...
Trabzon Sinema Kültürü adlı kitabı yazdı bir arkadaşım... hangi ildesiniz bilmiyorum.
Gelecekte, yazınız bu gibi hazırlanacak kitapta mutlaka yerini alır.
Sağlıkla kal...
kadiryeter 2015 TRABZON.
Lûtfen bakınız:
http://www.kitapyurdu.com/kitap/trabzonda-sinema-kulturu/105310.html&manufacturer_id=43713